'CPT halkın bekleyişine cevap olmalıdır'

09:01

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - CPT'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan'la İmralı cezaevinde yaptığı görüşmenin ardından sessiz kalmasına ilişkin konuşan Avukat Reyhan Yalçındağ, CPT'nin yaşananlara umursamaz yaklaşmaması gerektiğini ve halkın bekleyişine cevap olması gerektiğini söyledi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana ağırlaştırılmış tecrit uygulanıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde gerçekleştirilen tecritle beraber Kürdistan topraklarında katliamlar da aynı doğrultuda ilerliyor. Ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi, yaşanan hukuksuzluğu ve CPT'nin görüşme sonrası suskunluğunu Avukat Reyhan Yalçındağ değerlendirdi. Reyhan, 2013 ile 2015 yılları arasında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden gelişen bir çözüm ve müzakere sürecinin yaşandığını hatırlatarak, "Çatışmalarda yaşamını yitiren asker ve polis aileleri şunu bir kez daha sorgulamalıdır; 'Sayın Öcalan ile görüşmeler sürüyorken, neden insanlar ölmüyordu?' Yanıt ise İmralı tek kişilik insanlık dışı cezaevi koşullarına rağmen Sayın Öcalan'ın barış sürecine olan inancıyla direnişi yürütmesiydi" dedi.

'AKP suç işlemeye devam ediyor'

Hükümetin de Abdullah Öcalan olmadan çözüm için adım atılamayacağının farkında olduğuna dikkat çeken Reyhan, "Tanklarla toplarla şehirler yerle bir ediliyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit derinleştikçe, savaş suçları da yaşanmaya devam edecektir" şeklinde konuştu. Devletin topyekûn imha, ret, inkar ve sessizliğe gömme amacı taşıdığını ifade eden Reyhan, İmralı cezaevinin tek kişilik cezaevi ve 24 saatlik işkence anlamına gelen bir cezaevi sistemi olduğunu vurguladı. Halkın PKK Lideri Abdulah Öcalan'ı umut olarak gördüğünü ve tecrit nedeniyle geleceğe endişeyle baktığını ifade eden Reyhan, "AKP suç işlemeye devam ediyor. Çözümsüzlüğün derinleşmesinin bir başka ismi tecridin ağırlaşması, Sayın Öcalan'la ilgili görüşme kanallarının kapatılması meselesidir" diye konuştu.

'Öcalan İmralı duvarlarından yankılanan bir ses'

Devletin ısrarla PKK'nin silahsız bir örgüte evirilmesi için çağrılarını yinelediğine dikkat çeken Reyhan, "Sayın Öcalan'ın öne sürdüğü koşullar ise 7 Haziran sürecinde sonra oluşacak olan yeni meclis bünyesinde bir hakikatleri araştırma komisyonunun kurulması ve böylelikle geleceğe dair adaletin tecelli etmesine dair bir komisyonun süratle oluşturulması. Yanı sıra izleme heyeti kurulmasıdır. Sayın Öcalan halkların artık barışa dair umutlarının soluksuz kaldığı dönemlerde bile onlara ta İmralı duvarlarından yankılanan bir ses olmaya çalışıyor. Devlet insanlarla buluşmaya çalışan ve tek amacı onurlu bir barış olan, bir halkın kendisini önderi olarak gördüğü bu sesi kesmeye çalışıyor. Dolayısıyla herhangi bir kişiye yöneltilmiş bir tecrit olarak değerlendiremeyiz. Kürt halkının diyalog istemine tecrit uygulanıyor" diye belirtti.

'CPT İmralı'da yaşananları işkence gördüğü için gelmiştir'

CPT'nin açılımına bakılması gerektiğinin altını çizen Reyhan, Avrupa'ya bağlı işkencenin önlenmesi ve cezaevlerini bağımsız bir biçimde izlenmesini sağlayan tek komite olduğunu kaydetti. CPT'ye Avrupa konseyine üye ülkelerin cezaevlerini açmak zorunda olduğuna dikkat çeken Reyhan, "CPT'nin kendi başkanı da vardı. Bu İmralı Cezaevine giden heyet için kendisi bizzat gördü ne yaşanıyorsa. Bu şuna varıyor ki işkenceyi önleme komitesi İmralı'da bu ağırlaştırılmış tecrit durumunu zaten işkence olarak görüyor demektir. İddiaları işkenceyle ele alıyor ve bunu üzerine Türkiye'ye gelmiştir" dedi.
Türkiye'nin sadece CPT'nin değil birçok anlaşmalarında imzacısı olduğunu dile getiren Reyhan, Birleşmiş Milletlerin Cizre'de oynayamadığı rolü şuan İmralı cezaevi üzerinde oynaması gerektiğini söyledi. Son süreçte Kürdistan topraklarında yaşanan savaştan kaynaklı halkın İmralı'dan gelecek tek mesajı beklediğini vurgulayan Reyhan, CPT'nin yaşananlara umursamaz yaklaşmaması gerektiğini ve halkın bekleyişine cevap olması gerektiğini söyledi.

'CPT üzerine düşeni yapmalıdır'

CTP'nin Avrupa ülkeleri ve tüm dünya departmanlarını harekete geçirmesi gerektiğini ve sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğine vurgu yapan Reyhan, "Türkiye Avrupa birliğine aday bir ülke yok sayamazsın. Mülteci pazarlığı Avrupa birliğinin de altında kalacağı bir süreçtir. 'Mültecileri araba, uçak, otobüslere bindirir size yüzler halinde geri gönderirim' diyen bir Cumhurbaşkanın şantajından kaynaklı binlerce insan yaşamını yitirdi. İmralı Cezaevi dolayısıyla bu pazarlığa kurban edilmemesi gerek temel hak alanlarından birisidir. CPT orada nokta koymamalı ve adım atmalıdır. CPT dünyada eşi benzeri olmayan insanlık suçunu bizzat kendi gözleriyle görmesine rağmen orada bitirmemelidir. Defalarca gidip gelecek; ta ki Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecrit son bulana kadar" diye konuştu.

(dk)