'ÖHD'li avukatların dosyasını şaibeli hâkimler hazırlamış'
09:03
Rojda Oğuz/JINHA
İSTANBUL - ÖHD Eşbaşkanı Banu Güvener, 22 Haziran'da davası görülecek olan avukatları Ayşe Acinikli'ye isnat edilen fiillerin, cezaevinde ziyaret ettiği müvekkillerinin taleplerine ilişkin not taşımak olduğunu belirtti. Bunun bir avukatlık görevi olduğunu hatırlatan Banu, yargının elinde Ayşe ile ilgili hiçbir somut delil olmadığını vurgulayarak, dosyanın şaibeli hâkimler hazırladığına dikkat çekti.
Savaş konseptinin Türkiye'deki yansımaları siyasi soykırım operasyonları ile kendini gösteriyor. Gözaltılar, tutuklamalar toplumun her kesiminden yurttaşları etkilerken, geçtiğimiz aylarda avukatlara da dönük tutuklamalar gerçekleştirildi.
Özgürlükçü Hukukular Derneği (ÖHD) avukatlarından Ayşe Acinikli ve Ramazan Demir'in tutuklanmaları hakkında JINHA'ya konuşan ÖHD Eş Başkanı Banu Güvener, "Avukatlara dönük tutuklamaların asıl amacı avukatların örgütlenmelerinin önüne geçmektir. Ayşe Canikli ve Ramazan Demir sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak çalışıyorlar" dedi.
'Ayşe'ye isnat edilen fiil müvekkillerine not taşımak'
Ayşe Acinikli'nin davada isnat edilen fiillerin tamamının o dönem tutuklu olan ve cezaevinde ziyaret ettiği müvekkillerinden oluştuğunu söyleyen Banu, "Bu işlerin hepsinin vekâleti avukat Ayşe Acinikli'de. İsnat edilen fiil de bu kişilere not taşımak" dedi.
Bir avukatın cezaevine gitmesinin başlıca görevi olduğunu hatırlatan Banu, "Çünkü eğer müvekkiliniz tutuklu ise ona en hukuki yardımı yapabilmek için cezaevine gitmek zorundasınız. Gitmediğiniz takdirde zaten görevinizi ihmal etmiş olursunuz" diye konuştu.
Ayşe ile ilgili yargının elinde hiçbir somut delil olmadığının altını çizen Banu, "Tamamen bir dönem görev yapmış ama bugün 'paralel' diye bahsedilen; polis, hakim, savcı diye adlandırılan kişilerin yürütmüş olduğu bir soruşturma kapsamında tutuklandılar. 'Ayşe eğer cezaevine geliyor ise muhtemelen müvekkiline not taşıyordur' gibi bir soyut, akıl yürütme ve sübjektif bir değerlendirme" diye belirtti.
'Cezaevi savcılarını da tutuklamanız gerekiyor'
Ayşe'nin daha öncede ölüm oruçlarında avukatlık yaptığını ve tutsakların talep aktardığını aktaran Banu, bu iyileşme ile ilgili cezaevi savcılığıyla protokol imzalandığını da hatırlattı. Tutsakların taleplerini aktarmanın daha önce suç olmadığına ve savcılık protokolü olduğuna dikkat çeken Banu, şunları aktardı:
"2012 yılında insanlar bedenlerini açlığa yatırmışlardı. Bedenini ölüme yatırmış bir insanın yardımına koşmak onun talebini dışarıya aktarmak bir suç değildir. O dönem belki bunu kamuoyu çok bilmiyor ama cezaevi savcıları ile STK'lar protokol imzaladılar. Yani kişilerin doktordan yararlanması, vitaminlerin verilmesi, kötü muamele edilmemesi, cezaevinin iyileştirilmesi ne ilişkin cezaevi savcılığıyla protokol imzalatıldı. Yanı eğer bir suç varsa önce cezaevi savcılarınızı tutuklamanız gerekiyor."
'Dosyayı şaibeli hâkimler hazırlamış'
Davanın 22 Haziran tarihinde görüleceğini hatırlatan Banu, dosyanın tamamen hukuka aykırı delilerden oluşturulduğunun altını çizdi. Banu, "Bugün şaibeli olan, yargılanan, bir kısmı yurt dışına kaçan, bir kısmı da tutuklanan hakim ve savcıların oluşturmuş olduğu bir dosya. Kaldı ki 2011 soruşturmasına başlanılmış ve sene olmuş 2016 ve aradan geçen 5 sene geçmiş. Madem bu insanlar bu kadar tehlikeliydi bu zamana kadar siz neredeydiniz? Neden o zaman hiçbirini operasyon yapıp almadınız?" diyerek tepki gösterdi.
Banu, bu nedenle dosyanın siyasi bir dosya olduğuna dikkat çekti.
'Arkadaşlarımızı özgürleştireceğiz'
Tutuklu avukatların gözaltı süreçlerinde "Sizin bize suç olarak önümüze çıkardığınız bizim şeref madalyamızdır" sözlerini kullandıklarını aktaran Banu, "Arkadaşlarımızın hiçbiri geri adım atmadı, baş eğmedi. Dışarıda kalan hiçbir arkadaşımız da boyun eğmedi, eğmeyecek. Yine aynı şekilde nasıl başlamışsa daha da birbirine kenetlenerek mücadelemiz devam ediyor. Arkadaşlarımızı da özgürleştireceğiz" diye konuştu.
(sy)