'Katliamın durması talebimizdir, yargılamayı ret ediyoruz'

11:49

JINHA

İSTANBUL - Cizre halkıyla dayanışma amacıyla düzenledikleri basın açıklamasının ardından haklarında dava açılan Barış Bloku üyelerinin yargılandığı davanın ilk duruşmasının ardından açıklama yapan Barış Bloku Eş sözcüsü Nuray Sancar, "Biz İstanbul'da yaşayan halklar olarak bir araya geldik. Sur'da, Cizre'de, Gever'de insanların haklarının elinden alındığını biliyoruz. Katliamın durması bizim talebimizdir, bu yargılamayı ret ediyoruz" dedi.

İstanbul Barış Bloku, Cizre'de yaşanan katliama sessiz kalmamak ve tepki göstermek amacıyla 13 Eylül tarihinde Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması düzenlemiş ardından eyleme polis saldırmıştı. Yaşanan olayın ardından Barış Bloku aktivistlerinden, Nuray Sancar, Samet Mengüç, Emine Beyza Üstün, Ali Kenanoğlu, Sibel Uzun, Ateş Mehmet, Şamil Altan, Cesim Soylu, Emrullah Bingül, Ali Rıza Bilgili hakkında "kanuna aykırı toplantı" ve "yürüyüşe silahsız katılarak iftara rağmen kendiliğinden dağılmama"dan Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 30'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Açılan davanın ilk duruşması bugün Çağlayan Adliyesi'nde görülürken davada Barış bloku aktivisleri ve avukatları hazır bulundu.

Davada söz alan Barış Bloku Eş sözcüsü Nuray Sancar, açıklamanın son 3 dakikasında müdahale olduğunu söyleyerek, "Son konuşmacı konuşurken müdahale oldu. Dağılın uyarısını duymadım. Suçlamaları da kabul etmiyorum" diyerek beraatını istedi. HDP MYK üyesi Prof. Dr Beyza Üstün, eylemin yapıldığı tarihlerde milletvekili olduğunu ve eylemin yapılmasının da demokratik bir hak olduğunu söyledi. Yapılan saldırının hukuksuz olduğuna değinen Beyza, "Bu kadar meşru bir talebin yargılanmasını anlamıyorum. Suç diye belirtilen hiçbir şey gerçekleşmedi. Haklarını kullanmak isteyenler üzerinden baskı yaratıldı. Cizre'de çocukların kadınların ölmesini söylemek için oradaydık, bu bizim sorumluluğumuzdu" dedi. EHP Genel Başkanı Sibel Uzun ise, Cizre'de insanlar ölmesin demek için demokratik haklarını kullanarak açıklama yaptıklarını ifade etti. Konuşma yapılırken bir uyarı yapılmadan saldırının olduğunu söyleyen Sibel, suçlamamaları kabul etmediklerini söyledi.

'İktidarın savaşına karşı çıkmak şiddetle karşılık buluyor'

Savunmaların ardından müvekkilleri adına söz alan avukat Züleyha Gülüm, eylemlerin önüne geçildiğini ifade etti. "Barış Bloku eylemi olmasına rağmen dosyada gençlik örgütleri yapmış gibi gösteriliyor. Barış Bloku demokratik hakların kullanılması için vardır. O eylemde de Cizre'de insanların katledildiği söylenmiştik. İktidarın savaşına karşı çıkmak şiddet ve baskıyla karşılık buluyor" dedi. Züleyha öte yandan, iddianamede suç gerekçesi olarak yer alan "Kürdistan faşizme mezar olacak" sloganının yasa dışı olmadığını diğer yargı mercileri tarafından kabul edildiğine dikkat çekti.

Yapılan savunmaların ardından ifadelerin tamamlanması için mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 27 Ekim tarihine ertelendi.

Davanın ardından adliye önünde eylem yapan aktivistler, "Barış talebi yargılanamaz" pankartını açtı. Eylemde konuşan Nuray Sancar, barış mücadelelerinin süreceğini vurguladı. İnsanların katledilmesini protesto ettiklerini, çözüm sürecinin yeniden başlamasını istediklerini söyleyen Nuray, "Biz İstanbul'da yaşayan halklar olarak bir araya geldik. Sur'da, Cizre'de, Gever'de insanların haklarının elinden alındığını biliyoruz. Katliamın durması bizim talebimizdir, bu yargılamayı ret ediyoruz" dedi.

(nö/ödk/dk)