'Bizleri yargılayanlar yurt dışına kaçtı'
13:35
JINHA
AMED - KCK Ana Davasının 62'inci duruşması görüldü. Duruşmaya bir gün ara verilerek ara karar yarına bırakıldı. Dosyanın hukuki değil siyasi olduğunu ifade eden siyasetçiler, "Bizi yargılanyanlar bile yurt dışına kaçtı" dedi.
Diyarbakır'da 2009 yılında "KCK" adı altında gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarda bir süre tutuklu kalıp daha sonra tahliye edilen aralarında HDP milletvekilleri, DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle'nin de bulunduğu 187 Kürt siyasetçinin yargılandığı davanın 62'inci duruşması görüldü. Dava, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz olmasından kaynaklı 6. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmaya farklı davalardan tutuklu Kürt siyasetçiler Zübeyde Zümrüt, Çimen Işık, Pero Dündar, Olcay Kanlibas, Turan Genç, Ali Simsek, Kamuran Yüksek, Hüseyin Yılmaz katildi. Duruşmada ilk olarak tanıklar dinlendi.
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, gözaltına alındığı esnada bulunduğu evde delil olarak sunulan bilgisayar ve notların kendisine ait olmadığını ifade ederek, "Delil olarak kayıtlara geçirilen bilgisayarlar da dahil tüm delillerin yeniden incelenmesini talep ediyorum. Ayrıca iddianamede yer alan tape kayıtları Kürtçe'den Türkçe'ye hatalı çevrilmiştir. Onlarında yeniden incelenmesini istiyorum. Geniş savunmamı önümüzdeki günlerde yapacağım" diye konuştu.
Ali Şimşek ise gizli tanık ifadesi ile kendisinin Şırnak'ta hile ile ihale aldığı yönündeki beyanlara itiraz ederek, "Ben Şırnak'a böyle bir iş için gitmedim. Söz konusu ihalenin nasıl işlediği ve kimin ihaleyi aldığı yönünde araştırma talep ediyorum. Bu gibi suçlar bizim toplum nazarında kıymetimizi zedeliyor. Bu nedenle tüm bu suçlamaların netliğe kavuşturulmasını talep ediyorum" dedi.
Turan Genç ise savunmasını yazılı olarak yapacağını ifade etti. Hüseyin Yılmaz, iddianamede yer alan pasaport ve banka hesabının kendisine ait olmadığına dikkat çekerek, "Birçok asılsız iddia var tüm bunların araştırılmasını istiyorum. Ayrıca mütalaa elime ulaşmadı bu nedenle savunma yapamıyorum. Ayrıca önceki savunmalarımı da talep etmiştim bunlar da elime ulaşmadı. Bizi yargılayan mahkeme başkanları bile yurt dışına kaçtı" diye konuştu.
'İddialar araştırılsın'
Son olarak savunma yapan Zübeyde Zümrüt, hakkındaki iddiaların Demokratik Toplum Partisi'nde (DTP) il başkanlığı yaptığı döneme ait olduğunu ifade ederek, "Ben bir siyasi parti yöneticisiyim. Ancak üzerime verilen ifadelerde bir harekete bağlı olduğum söylenmiş. Bu hareketin ne olduğu konusunda net bilgi verilmesini talep ediyorum. Ayrıca benim bazı şahıslardan para aldığım yönünde ifade verilmiş. Ben o dönem parti içerisinde saymanlık görevi yürütüyordum. Gelen ve giden tüm paraların makbuzu vardır. Araştırılmasını talep ediyorum. Avukatlarım gerekli savunmayı yapacaktır. Ben de ileriki süreçte savunma yapacağım. Savunmamda kabul edilemeyecek birçok hususa cevap olacağım" dedi.
'Dinlemeler hukuksuz'
Duruşma avukatların savunmaları ile devam etti. Bir önceki celsede avukatların taleplerinin birçoğunun reddedilmesi üzerine avukatlar dosyaya konulan dinleme tapelerinin incelenmesine ilişkin taleplerinin tekrar gözden geçirilmesini istedi. Dinlemelerin hukuka aykırı yapıldığını belirten avukatlar, dinlenen telefonların kime ait olduğunun ifade edilmediğini söyledi.
Müvekkillerinin legal bir parti olan DTP'de yönetici olduğunu vurgulayan avukatlar, müvekkillerinin DTP çatısı altında yürüttükleri çalışmaların illegalize edildiğini ifade etti. İddiaların bilimsellikten uzak olduğuna değinen avukatlar, davanın tamamen bir algı operasyonundan kaynaklandığı belirtti. Davanın siyasi bir dava olduğunu dile getiren avukatlar, tape diye dosyaya konulan konuşmaların ses kayıtlarının olmadığını vurguladı.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti taleplerin değerlendirilmesi için ara kararın açıklanmasını yarına bıraktı.
(sg/gc)