Sezin Uçar: Suruç katliamında tek değil birçok sorumlu var
09:02
JINHA
İSTANBUL - Suruç katliamına ilişkin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçundan açılan davaya dönük açıklamalarda bulunan Avukat Sezin Uçar, katliamın tek bir sorumlusu değil sorumlularının olduğunun altını çizdi. Sezin, "Başbakanın katliamın ardından yapmış olduğu açıklama bile aslında bu katliamdaki sorumluluğunu gösteriyor. 'Elimizde canlı bombaların listesi var. Ancak canlı bombaları tutuklayamıyoruz' diyen başbakanın, yaptığı bu açıklama bile katliamın doğrudan faili olduğunun göstergesi" dedi.
Urfa'nın Suruç ilçesinde SGDF'li gençlere dönük gerçekleştirilen katliamla alakalı olarak Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçundan hakkında açılan davaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Suruç İçin Adalet Platformu'ndan avukat Sezin Uçar "görevi ihmal" değil "kasten öldürme" olduğunu ifade etti. Sezin, "Mehmet Yapalıal'la ilgili yapılan şikayet Suruç için Ankara için yapılan adalet mücadelesinin bir sonucu olarak açılmış durumda. Ama biz bunun asla büyük bir katliamın faturasının sadece bir kişiye çıkarılmasıyla sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz. Çünkü bu katliamın sorumlusu tek kişi değildir" dedi.
'Cumhurbaşkanı, Başbakan da yargılanmalı'
Suruç katliamı dosyasında gizlilik kararının devam etmesine rağmen elde ettikleri belgenin öneminden söz eden Sezin, katliamın sorumlusu değil sorumluları olduğunu söyledi. Sezin, "4 5 ay önce Suruç için adalet platformu olarak tüm yetkililer ile ilgili suç duyurusunda bulunmuştuk. Yetkililerin en başında cumhurbaşkanı, başbakan, iç işleri bakanı, her düzeyde kamu görevlisi bu katliamı önlemek ile yükümlü kişilerdir. Biz bunların hepsi ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Örneğin başbakanın katliamın ardından yapmış olduğu açıklama bile aslında bu katliamdaki sorumluluğunu gösteriyor. 'Elimizde canlı bombaların listesi var. Ancak canlı bombaları tutuklayamıyoruz' diyen başbakanın yaptığı bu açıklama bile katliamın doğrudan faili olduğunun göstergesi" diye konuştu. Türkiye'deki İŞID üyelerinin ailelerinin kendi çocuklarını ihbar etmelerine rağmen devlet yetkililerinin her hangi bir önlem almadığını anlatan Sezin, bütün bağlantıların devlete dönük olduğunu vurguladı.
'Şikayetimiz insanlığa karşı yapılan suçun aydınlanması yönünde'
Mehmet Yapalıal'ın 'görevini ihmal etme' suçundan yargılanması kabul etmeyeceklerini belirten Sezin sözlerine şöyle devam etti: "Biz bu nedenle tek bir kişinin yargılanmasını yeterli görmüyoruz. Hem biz avukatlar hem aileler ve davayı takip edenler için ciddi bir adım bu belgelerin çıkması ama bu kişinin daha ağır bir suçtan yargılanması gerekir ve katliamın tek sorumlusu da değil. Bizim diğer sorumlular ile ilgili verdiğimiz şikayetlerimize takipsizlik kararı verildi. Sadece Mehmet Yapalıal için soruşturma izni verildi. Suruç Kaymakamı, Suruç Valisi ve diğer kamu görevlileri ile ilgili izin verilmediğine dair bir yanıt geldi. Biz de Anayasa Mahkeme'sine başvuru yaptık çünkü esasında insanlığa karşı yapılmış bir suç. Aynı siyasi görüşte olan insanların katledilmesi kesinlikle insanlığa karşı bir suç kapsamındadır. Biz de zaten şikayetimizin asıl dayanağını bu olarak belirtmiştik."
'Soruşturma bizim öngörülerimizin içindeydi'
Sezin, "Suruç İlçe Emniyet müdür hakkında soruşturma açılması bizim aslında tahmin ettiğimiz birçok durumun bilgisinin çıplak bir şekilde ortaya çıkardı. Urfa Valisi ile Urfa Emniyet müdürü arasındaki yazışmalar, Urfa Emniyet müdürü ve Suruç ilçe emniyet müdürü arasındaki yazışmalar aslında bir canlı bomba saldırısının olabileceği ve buna bir duyumun, izlenimin, bir ön görünün olduğu ve bunun da yazışmalarla kayıt altına alındığını bize gösteriyor" diyerek buna rağmen Suruç'a giden yüzlerce insanın korunması adına her hangi bir önlem alınmadığına değindi.
Sezin, belgelerin dışında Suruç patlamasında yaralanan yurttaşların da beyanlarında herhangi bir önlemin olmadığını söyledi.
'Katliamların hepsi bir biri ile bağlantılı'
Ankara patlamasına da değinen Sezin, "Suruç katliamını gerçekleştiren canlı bombanın kardeşi Ankara katliamını gerçekleştirdi. HDP mitinginde de oraya bombayı koyan kişinin daha sonra Suruç katliamını gerçekleştiren kişi ile bağlantılarının olduğu ortaya çıktı. Ama maalesef Diyarbakır savcısı da Suruç savcısı gibi aynı tavrı gösteriyor. Dolayısıyla bu katliamların hepsi bir biri ile bağlantılı çok açık belgelerinin olmasına rağmen hem Türkiye ve IŞİD bağlantısı hem bu katliamın organizasyonu, düzenlenişi çok açık. Suruç katliamından emniyet birimlerinin haberi vardı ama onlar oradaki gençleri değil kendilerini korumayı tercih ettiler" sözlerine yer verdi.
'Devlet Mehmet Yapalıal'ı gözden çıkarmak istiyor olabilir'
Sezin, Mehmet Yapalıal hakkındaki soruşturmanın davanın seyri için önemli olduğunu belirterek yargılanmanın bir kişi ile sınırlandırılmasını kabul etmeyeceklerini söyledi. Sezin, "Sadece bir kişiyle soruşturma açılması 'Biz IŞİD ile mücadele ediyoruz' gibi bir algı yaratılıyor. Daha önce bunun örnekleri oldu. Devlet kendi pazarlıkları bakımından gözden çıkaracağı isimler hep oldu. Devlet her kademesinde emniyet, yargı ve başka birimlerde olan kişileri gözden çıkarabildi. Bu dosya bakımından da bu böyle olabilir. Biz bu katliamın faili olan tüm kişilerin bağlantısı, ihmali, kastı en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm sorumluların yargı önünde çıkartılması için mücadele edeceğiz" diye konuştu.
'Belgeler Türkiye'nin fail olduğunu gösterebilmek adına önemli'
Suruç ve Ankara katliamı ile bağlantıların kuvvetli olduğu konusunda ellerine belgeler geçtiğini anlatan Sezin Ankara ve Suruç patlamasını gerçekleştiren canlı bombalarının benzer eğitimlerden geçtiklerini söyledi. IŞİD üyelerinin Türkiye'ye girmesi, eğitim görmesi, katliam hazırlıklarında bulunması bütün katliamların aynı zamanda devlet eli ile işlendiği anlamına denk geldiğine dikkat çeken Sezin, bunları Türkiye halkına gösterebilmek adına ellerine geçen belgenin önemli olduğu belirtti.
(ro/dk)