'İfade özgürlüğü suç kabul edilip gerekçe yapıldı'

10:07

JINHA

ANKARA - Dokunulmazlıkları kaldırmayı öngören "darbe" yasasının kabul edilmesini değerlendiren ÖHD'den avukat Nuray Özdoğan, ifade özgürlüğü kapsamında olan beyanların suç kabul edilip dokunulmazlıkların kaldırılması için gerekçe yapıldığına dikkat çekti. Nuray, "Dokunulmazlıklar, Anayasa değişikliği ile kaldırıldığından milletvekillerinin madde 83 gereği Anayasa Mahkemesine iptal istemi ile başvuru hakları da ortadan kaldırılmaktadır. Anayasa Mahkemesi yolunu da ortadan kaldıracak şekilde düzenleme yapılmıştır" dedi.

Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nden (ÖHD) avukat Nuray Özdoğan, dokunulmazlıkları kaldırmayı öngören "darbe" yasasının kabul edilmesine ilişkin bundan sonraki sürece dair değerlendirme bulundu. Yasa teklifinin gerekçesinde düşünce açıklamalarının suç sayıldığını belirten Nuray, "Suç isnadının dayanağının HDP vekillerinin beyanları olduğu, amacın suç varsa usulüne uygun yargılama yapılması değil, bir halkın meclis çatısı altındaki temsiliyetine son verilmesi olduğu anlaşılmaktadır" dedi. Nuray, ifade özgürlüğü kapsamında olan beyanların suç kabul edilip dokunulmazlıkların kaldırılması için gerekçe yapıldığına dikkat çekti.

'Anayasa ihlal suçu işlenmektedir'

Dokunulmazlık görüşmelerinin en başından itibaren siyasi saikle yapıldığının altını çizen Nuray, bu nedenle Cumhuriyet Senatosu meclis tüzüğü madde 140'a açıkça aykırı olduğunu vurgulayarak, "AKP ve meclis ittifakı Anayasa madde 83 ve diğer maddelerdeki usul ve sınırlamaları aşmak adına Anayasa ya tümüyle aykırı bir düzenlemeyi anayasa değişikliği olarak gündeme getirmiştir. Yasa gerekçesinde bu itiraf edilmektedir. Anayasa ihlal suçu işlenmektedir" diye konuştu.

Dokunulmazlık fezlekesinde çözüm sürecindeki ifadeler

Nuray, "dokunulmazlık fezlekelerinde" suç içeriğinin bir kısmının çözüm sürecindeki ifadeler olduğuna da dikkat çekerek, şunları söyledi: "Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ön hazırlığı olan fezlekelerde suç içeriğinin devlet ve hükümet güvencesi altında yürüyen çözüm sürecindeki ifade ve eylemler ile sokağa çıkma yasakları dönemindeki söz ve eylemler olduğu, vekillerin seçmenlerinin bulunduğu bölgelerde onların can güvenliği için yürüttüğü faaliyetler olduğu anlaşılmaktadır.

'Özerklik ve öz yönetim açıklamaları'

Cumhurbaşkanı ve Başbakan amaçlarının HDP vekillerini özerklik ve öz yönetim konusunda açıklamaları nedeni ile yargılamak ve meclisten çıkarmak olduğunu da açıkça beyan etmiştir. Fezlekelerde bu açıklamalarla paralel olarak düzenlenmiştir. Bu hali ile kürsü dokunulmazlığı da kaldırılmaktadır. Meclisin temsil niteliği ortadan kaldırılmakta, Cumhuriyetin temelini oluşturan parlamentoya yapılan bu müdahale anayasal düzeni ortadan kaldırma suçunu oluşturmaktadır. 'Hızlı olun' talimatının hukuksal kılıfı oluşturulmuştur."

"Yasa gerekçesinde, mevcut Anayasa'daki usuller uygulandığında görüşmeler için genel kurulda 562 saat harcanacağı, bu nedenle madde 83'ü uygulama zorunluluğunu ortadan kaldırma adına anayasa değişikliğinin gerektiği belirtilmektedir" diyen Nuray, AYM'ye başvurunun da ortadan kaldırıldığı bir düzenleme yapıldığına dikkat çekerek şunları kaydetti:

'AYM yolunu da ortadan kaldıracak bir düzenleme'

"Gerekçede amacın terörle mücadele etmek olduğu ifade edilerek açıkça yolsuzluk ve diğer adi suçların yargılanmasının kapsam dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Dokunulmazlığın kaldırılmasına dair yasal düzenleme tüm suç fillerini kapsamamaktadır.bu yasa kapsamında ilerde yolsuzluk ve diğer suçlar için dokunulmazlıkların kaldırılması teklif edilmek istendiğinde kanunun gerekçesine bakılacağından, bu maddenin yolsuzluğa karışanlar açısından uygulanamaması gündeme gelebilecektir. Dokunulmazlıklar, Anayasa değişikliği ile kaldırıldığından, milletvekillerinin madde 83 gereği Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) iptal istemi ile başvuru hakları da ortadan kaldırılmaktadır. Anayasa Mahkemesi yolunu da ortadan kaldıracak şekilde düzenleme yapılmıştır.

Yine Anayasa’nın vekillerin tutuklanamayacağını ifade eden 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesi uygulanmayacağı için dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleri meclis kararı olmadan sorgulanabilecek ve tutuklanabilecek. Vekillerin mecliste savunma yapma hakları ortadan kaldırılmaktadır. Tutuklama yetkisi tanınan sulh cezaların iktidarın talimat dışında hareket etmediği dikkate alındığında, süreç hükümetin insafına kalacaktır."

AYM'nin türban kararına hatırlatma

Nuray, AYM Başkanının demeçlerini de hatırlayarak, "Anayasa Mahkemesi, anayasal kuralları, hukuk devleti ilkelerini boşa çıkaran bu düzenlemeye teknik bakmamalı. Anayasa Mahkemesi Başkanının 'Özgürlüklerden ve hukukilikten yana karar veriyoruz' derken aynı zamanda 'Sokağa çıkma yasaklarına dair devletin güvenlik konseptine de uygun kararlar veriyoruz' beyanı dikkate alındığında ciddi bir umut beslememekle beraber yüksek yargının hukuktan, insan haklarından yana tavır alması zorunluluktur. Anayasa Mahkemesinin 2008 türban kararını hatırlatmakta fayda vardır" diye konuştu.

'Demokratik hukuk devletine aykırı'

Nuray son olarak, "Düzenleme, Anayasa’nın ikinci maddesinde yer alan olan insan haklarına saygılı, demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı olup teklif dahi edilmeyecek düzenlemeler arasında değerlendirilmelidir" dedi.

(sy)