'Dosya derhal bozulmalı ve derinlikli araştırılmalıdır'

09:06

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Antep'te DAİŞ tarafından kaçırılan Êzidî kadınları internet üzerinden satmak amacıyla şirket kuran 6 kişi hakkında verilen beraat kararını değerlendiren avukat Reyhan Yalçındağ, "Yasal olarak biz kadın örgütlerinin dosyaya müdahilliği kabul edilmiyor ancak baroların müdahillik talepleri kabul edilmek zorunda. Ona rağmen Antep Barosu'ndan karar ve duruşma tarihi gizleniyor ve duruşmaya katılımları engelleniyor. Bütün bunlar dosyanın bozulma gerekçeleridir. Derhal Yargıtay'da dosyanın bozulup çok derinlikli bir araştırma yapılması gerekiyor" dedi.

Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, 8 Aralık 2015 tarihinde DAİŞ çetelerinin Antep'te Êzidî kadın ve çocukları alıkoyduğu hücre evine ilişkin suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunun ardından 6 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar tutuksuz yargılandıkları mahkemece serbest bırakıldı. Gözaltına alınan ve ardından serbest bırakılan DAİŞ çetelerine dönük değerlendirmelerde bulunan Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformunu üyesi avukat Reyhan Yalçındağ, Alman kanalları tarafından yapılan röportaj ve kaçırılan kadınların beyanları üzerinden Antep olayının açığa çıktığını kaydetti. Reyhan, Türkiye istihbaratından habersiz böylesi bir ofisin açılmasının imkansız olduğuna dikkat çekerek, ofiste bulunan para sayma cihazının ve kadınların numaralandırılarak bilgisayar üzerinden satılmasının gizli kalma durumunun imkansız olduğunu söyledi.

'Deliller karartılsın diye tutuksuz yargılandılar'

Reyhan, Antep'teki olayın açığa çıkmasının ardından Antep'te görev yapan emniyet görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını aktardı. Antep Barosu ve Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu'nun birlikte harekete geçtiğini dile getiren Reyhan, girişimler sonucu Antep Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını ancak gözaltına alınanların serbest bırakıldığını dile getirdi. Reyhan, "Soruşturma sırasında 6 kişinin yargılandığına dair bir karar elimize ulaşmıştı ancak bunların hiçbiri tek bir saat bile tutuklu kalmadı. Yani dolayısıyla delillerin karartılması, çalınması, gizlenmesi ve delillerle müdahale gibi süreçler söz konusuydu. Savcılık tarafından hazırlanan tutanak bile DAİŞ çetelerinin tutuklanmasına yeterli bir delildi. Gözaltına alınıp bir saatlik ifadenin ardından tutuksuz yargılanmaları zaten olayların üzerinin örtüleceğinin göstergesiydi" diye konuştu.

'Bizi kandıramazlar, karşılarında çocuk yok'

Reyhan, DAİŞ çetelerine Türk Ceza Kanununun 'Uluslararası insan ticareti, fuhuşa zorlama, DAİŞ terör örgütüne finansal sağlama' gibi ulusal anlamda insanlık suçu olan maddelerden dolayı soruşturma yürütüldüğünü vurguladı. Olağanüstü bir hız yaşandığını ifade eden Reyhan, Karaman'daki Ensar Vakfı olayında verilen karar gibi Antep olayında da yargılananların 16 gün içerisinde beraat ettiğini dile getirdi. Büro basıldığında para sayma cihazının gizlenmeye çalışıldığını kaydeden Reyhan, gizlenmeye çalışılan delilleri şöyle sıraladı: "Bin 700 civarında Arapça yazılı makbuz, ayrı ayrı zarflarda bulunan yüz binlerce dolar, Arabistan dinarı, Irak parası ve Euro çuvallarda bulunuyordu. Verilen ifadeler dahi tutarsızlığı açığa çıkarıyor. Verilen ifade de 'Suriye'de bir savaş var oradaki bankalar kapalı olduğu için Suriye ile Türkiye arasında bir para aracılık şirketi kurduk ve para aracılığı yapıyoruz' dedi. Bizlerin sorduğu soruların cevabını aslında bulunan deliller cevaplıyordu. Bu kadar ithama rağmen uluslararası alanda ayyuka çıkmış bir sürü delillere rağmen 6 kişinin para aracılığı şirketi kurduğuna inanılıyor. Karşılarında çocuk yok. Onlar 80 milyon insanı aylardır aptal yerine koyuyorlar. Yargı da bunun bir ayağı ve aracısıdır."

'Olayın üzeri örtülmeye çalışılıyor'

Birilerinin kendilerini koruma adına Antep'te açılan şirketin apar topar kapanmasını emrettiğine dikkat çeken Reyhan, şirketin açığa çıkmasıyla beraber üzerinin örtülmemesi halinde olayın ucunun başlarına da dokunacağını ifade etti. Tehditlerle olayın üzerinin hızla örtülmek istendiğini vurgulayan Reyhan, sonuç olarak hukukun skandalı ve yaşanan rezaleti aklama derdine düştüğünü belirtti. Beraat kararının ardından dosya içerisinde Arapça yazılı bulunan makbuzların tercümesinin bilirkişiden istendiğini söyleyen Reyhan, "Şuan Yargıtay süreci işlenmiyor. Antep Barosu tarafından temyiz edildi" bilgisini verdi.

'Yargıtay dosyayı bozup derinlikli araştırmalı'

Yasal olarak kadın örgütlerinin dosyaya müdahilliğinin kabul edilmediğini kaydeden Reyhan, "Ancak baroların müdahillik talepleri kabule edilmek zorundadır. Ona rağmen Antep Barosu'ndan karar ve duruşma tarihi gizleniyor duruşmaya katılımları engelleniyor. Bütün bunlar dosyanın bozulma gerekçeleridir. Derhal Yargıtay'da dosyanın bozulup çok derinlikli bir araştırma yapılması gerekiyor. İnsanlar bir an önce bunların gerçek yüzünü görmeli ve yargının ne hale geldiğini anlamalıdır. Bu mesele sadece Kürdistan'da yaşayan halkların meselesi değildir. Tüm Türkiye'de yaşayan ve özelde de kadınların buna duyarlılık göstermesi gerekiyor" dedi.

(sg/mg)