Açlık grevindeki Fadik'in sağlık durumu kötüye gidiyor

09:04

Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL- DHKP-C davasından tutuklu ve hükümlü yargılanan Fadik Adıyaman, 50 günü aşkındır açlık grevinde. Fadik'in tek talebi ise yoldaşlarının bulunduğu cezaevine götürülerek, tecridin son bulması. Fadik'in sağlık durumunun kötüye gittiğini belirten avukatı Oya Aslan, Adalet Bakanlığının da durumdan haberdar olduğunu söyledi.

Fadik Adıyaman, Tokat'tan İstanbul'un emekçi mahallerinden Küçük Armutlu Mahallesi'ne göç eden; katliamlara, kentsel dönüşüme ve Alevi halkı üzerinde uygulanan asimilasyon politikalarına karşı direnişin en ön saflarında duran devrimci bir kadın. Mahallenin "Yayla Abla"sı olarak bilinen ve Küçükarmutlu direnişleri denince akla gelen ilk isimlerden olan Fadik, 50 günü aşkındır Tekirdağ T Tipi Cezaevi'nde tecrit altında tutuluyor. Tecride karşı açlık grevine başlayan Fadik'in sağlık durumunun kötüye gittiğini belirten avukat Oya Aslan, Adalet Bakanlığı'na ve tüm duyarlı yurttaşlara çağrıda bulundu.

'Tek talebi arkadaşlarının yanında olmak'

Fadik'in Söke'de yakalanıp Bakırköy Cezaevi'ne getirilmesinin hemen ardından açlık grevine başladığını ama bu sırada Söke'de soruşturmasının devam ettiğini belirten Oya, "Soruşturma tamamlanmadan hapishaneye getirildi. Hapishaneye geldiği andan itibaren açlık grevine başladı çünkü cezaevinde bir kaç gün oyalayarak arkadaşlarının yanına götürmediler" dedi. Ardından Fadik'i hapishane değişikliği adı altında Aliağa Şakran Kadın Cezaevine götüreceklerini fakat yolda 'güvenlik gerekçesi' bahane gösterilerek Tekirdağ T Tipi Cezaevi'ne götürme kararı aldıklarını söyleyen Oya, "Orada tecrit altında tutuluyor ve 58 gündür tek talebi arkadaşlarının yanına götürülmek" diye konuştu.

'Kusmaya ve burnundan kan gelmeye başladı'

Tecridin yanı sıra Fadik'i 10 dakika aralıklarla gardiyanların kontrol ettiğini ve bunu "Kendi arkadaşları onu öldürecek" ve "Kendisine zarar verebilir" gerekçeleri ile yaptıklarını anlatan Oya, "Hapishane 'açlık grevini bırakırsan durumu değerlendiririz' demiş. Ama kendisi kararlı. Kusmaya başlamış, burnundan kan gelmeye başlamış. Yüksek tansiyon ve guatr hastası. Adalet Bakanlığına başvurduk. Hapishane ve savcılığa başvurduk ama hapishane 'benimle ilgili bir durum değil Bakanlığın direk talimatı var' dedi. Adalet Bakanlığı durumdan haberdar. Kendisini yoklamak için bir doktor gönderdiler. Kontrol altında olduğunu söylüyorlar. Geçen hafta görüştük ve kendisine ilişkin cezaları da başladı. Mektupları ulaşmıyor" dedi.

'Görüşe çıplak ayakla geliyor'

Bunun yanı sıra Fadik'in cezaevinde ayakkabısını aratmayı kabul etmediği için ayakkabılarına el konulduğunu ifade eden Oya, bu hukuksuz uygulama yüzünden Fadik'in görüşlere bile çıplak ayakla çıkmak zorunda kaldığına dikkat çekti. Adli yargılanma sürecinin devam ettiğini de söyleyen Oya, "Tutuklu olduğu dava Söke soruşturması olduğu için Aydın'da görülecek. Oraya yakın Şakran Cezaevi var. Orada arkadaşları olduğu için oraya götürülmüyor. Hükümlü olduğu dosya ise İstanbul dosyasıydı ama Bakırköy Cezaevinde arkadaşları olduğu için oraya da götürmüyorlar. Hiç bir arkadaşının olmadığı hapishaneye götürdüler. Ailesine de yakın değil. Görüş zorluğu da yaşıyor" diye dile getirdi.

'Tecrit cezaevi ile sınırlı değil'

Adalet Bakanlığının mutlak suretle Fadik'in talebini karşılaması gerektiğini vurgulayan Oya, "Yaşamından kendi sorumlu ama daha ciddi sorunlar yaşanmadan talebi karşılanmalıdır. Demokratik kitle örgütleri mücadeleyi omuzlasınlar. Bu mücadele tecride karşı ve cezaevi ile sınırlı kalmıyor. Yaşamamızın her alanına bir hükümet politikası olarak yansıyor. Barolara ve avukat arkadaşlara çağrımız var. Adalet Bakanlığına faks çekebilirler, telefon edebilirler. Duyarlı tüm kamuoyuna sesleniyoruz en azından mektup yollayabilir ve Adalet Bakanlığına çağrı yapılabilir" dedi.

(mg)