Muhabirlerimiz Vildan ve Beritan aynı gün mahkemeye çıkacak

12:52

JINHA

WAN - Erciş'te 13 Kasım günü haber takibi yaptıkları gözaltına alınan ve haklarında dava açılan aralarında muhabirimiz Vildan Atmaca'nın bulunduğu gazetecilerin davası görüldü. Duruşma, delillerin ve görüntülerin izlenmesi için 29 Mart 2016 tarihine ertelenirken tutuklu bulunan muhabirimiz Beritan Canözer'in de davası 29 Mart'ta görülecek.

Van'ın Erciş İlçesinde 13 Kasım günü gözaltına alınan muhabirimiz Vildan Atmaca, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Yılmaz, IMC TV muhabiri ve eski kameramanı Ruşen Takva ile Ömer Yılmaz adlı yurttaşın polislere direnme iddiası ile yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün Erciş Sulh Ceza Hâkimliği'nde görüldü. Duruşmada gazeteciler ve avukatları hazır bulundu. Duruşma öncesi kimlik tespiti yapılmasının ardından gazeteciler, yargılandığı suçlar ile ilgili savunmalarını yaptı.

'Suçlamaları kabul etmiyorum'

Savunma sırasında Sulh Ceza Hâkiminin muhabirimize, "Neden o kalabalıkta seni aldılar" sorusu üzerine Vildan, "İlçede gazetecilik mesleğini icra ediyorum. Yaptığım haberler sonrası sürekli polislerin hedefi haline geliyordum. Tutuklanmadan önce de sürekli 'seni tutuklayacağız' diye tehditler alıyordum. O günde darp edilerek gözaltına alınmam aldığım tehditlerin kanıtıdır. Görüntü aldığım sırada darp edilerek gözaltına alındım. Şikâyetçi olan polislerin dediği gibi görevi yaptırmama şiddet ya da cebir gerçekleşmemiştir. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

'Kimlik göstermeden beni gözaltına aldılar'

Ardından söz alan DİHA Muhabiri İdris Yılmaz ise, kolluk kuvvetlerine görevi yaptırmamak gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getirerek, "Sivil giyimli polisler kimlik göstermeden beni gözaltına almak istediler. Yıllardır ilçede gazeteci olarak çalışmaktayım. Polislerin zorla ve kim olduklarını tanıtmadan gözaltına almak istemesi tamamıyla beni ve mesleğimi itibarsızlaştırma amaçlıdır" dedi. IMC TV muhabiri Bekir güneş ve eski kameramanı Ruşen Takva ise, polise direnmediklerini söyleyerek, gözaltı sırasında darp edildiklerini belirtti. Polislerin kendilerine küfür ettiğini iddia ettiği Ömer Yılmaz ise, olay gününe ait görüntülerin olduğuna vurgu yararak, " Sözde kolluk kuvvetlerine kadın bedenini kullanarak küfür ettiğim söyleniyor. Ben kadına değer verilen bir ortamda büyüdüm. Asla ve asla böyle bir şey demedim. Böyle bir şey dediğim kanıtlanmaz ise ben kadın bedenini kullanarak üstüme atılan suç ile ilgili polislerden şikayetçi olacağım" diye konuştu.

'Elimizdeki görüntüler ile gerçeği ispat edeceğiz'

Gazetecilerin savunmalarının ardından avukat Murat Timur, Türkiye'de ana akım medyanın dönemin iktidarının yanında bulunduğuna dikkat çekerek, bir kısmının da gerçekleri yansıtan ve objektif bir kesim olduğunu söyledi. Murat, "Gerçekleri yansıtan kesim de sürekli kolluk kuvvetleri ve devletin hedefi haline geliyor. Sanıklar ulusal ve uluslar arası ajanslara bağlı çalışmaktalar. Herhangi bir şiddet ve cebir mevzu değildir. Bu nedenle suçlamaları kabul etmiyoruz. Sanıkların beraatini talep ediyoruz" dedi. Avukat Suat Çakan ise, olay günü polis kameralarının görüntü almamasının kafa karıştırıcı bir neden olduğunu söyleyerek, "Polis kendi yapmış olduğu hak ihlallerini çekmemesi muamma bir durum. Kolluk kuvvetleri nedense eylemsellik durumlarında görüntü almıyor. Oysaki onun görevi her ne olursa olsun görüntü almaktır. Demek ki saklamak istedikleri bir şeyler var. Bizler elimizdeki görüntülerimiz ile gerçekleri ispat edeceğiz" şeklinde konuştu.

Savunmaların ardından delillerin ve görüntülerin izlenmesi için mahkeme heyeti duruşmayı 29 Mart 2016 tarihine ertelendi.

Öte yandan 16 Aralık günü haber takibinde bulunduğu sırada gözaltına alınan ve daha sonra 'heyecanlı göründüğü' gerekçesiyle gözaltına alındığı öğrenilen ve 19 Aralık'ta çıkarıldığı mahkemece tutuklanan muhabirimiz Beritan Canözer'in de ilk davası 29 Mart'ta görülecek. Diyarbakır Cezaevi'nden 6 tutuklunun firar etmesinin ardından başlayan işkence ve sürgün sevklerle birlikte Beritan'da 13 Mart'ta tutuklu bulunan 18 kadınla birlikte sürgün edilerek İstanbul'daki Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne götürülmüştü.

(va/dc/dk)