'Yeni güvenlik projesiyle itirazlar bastırılmak isteniyor'

09:05

Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED- İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın 'Sokakların asker ve polislere zimmetleneceği' yönündeki 'yeni güvenlik projesini' değerlendiren Avukat Hatice Demir, "Bu sistem ile 'Büyük Birader' bizim için en iyisini bilip, bizim adımıza karar verebilecek. Yani toplumun 'kayıtsız, şartsız boyun eğmesi' amacına uygun düzenlemeler yapılacak, sorgulayan, itiraz eden derhal cezalandırılacak" dedi.

İçişleri Bakanı Efkan Ala sokağa çıkma yasakları uygulanan yerler hakkında "Sokak sokak, mahalle mahalle kimin sorumlu olduğu, görevlisi kim, sorumlusu kim belli olacak, böyle bir anlayışa geçiyoruz" şeklinde bir açıklama yaparak, sokakların asker ve polislere zimmetleneceğini söyledi. Söz konusu 'yeni güvenlik' projesini hukuki boyutunu değerlendiren İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Hakları Komisyonu'nden Hatice Demir, söz konusu projenin yaşanan sorunun çözümüne değil daha da derinleşmesine sebep olacağını söyledi. Kürt sorunun güvenlikçi politikalarla çözülmeyeceğine vurgu yapan Hatice, "Hükümetin bu kadar tecrübeden sonra sorunu, güvenlik sorunu olarak algılaması daha fazla hak ihlali demektir. Asıl mesele, hak ve özgürlükler, eşit vatandaşlık meselesi ve Kürtlerin statüsünün ne olacağı meselesidir" dedi.

'Temel hak ve özgürlüklere açıkça müdahale tehlikesi var'
Her sokağa, polis asker ya da korucu yerleştirmenin, hem anayasaya hem evrensel normlara aykırı olduğunun altını çizen Hatice, "Muhtemelen buna ilişkin yeni kanuni bir düzenleme yapılması planlanıyor. Yapılacak düzenlemeye bakmak gerekir. Fakat bu husustaki düzenleme hukuk devleti ilkesi ve demokratik bir düzenin ihlali anlamına gelecektir. Burada temel hak ve özgürlüklere açıkça müdahale tehlikesi var" şeklinde belirtti. Anayasa göre, herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğunu hatırlatan Hatice, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzenine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz" dedi.

'İç barışın ve huzurun bozulması tehdidi taşıyor'

Bu konuya ilişkin bir düzenleme yapılmasının temel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi bir müdahale ve tehdit anlamı taşıdığını ifade eden Hatice şunları söyledi: "Mesela bölgede birçok insan düğününü, yasını, kapısının önünde yapar. Bu durumda düğüne giden, taziyeye giden, ev ziyaretine gidenlerin üstü mü aranacak, GBT'sine mi bakılacak? Bu husus, özel yaşamın gizliliğini ihlal riski taşıyor, yine toplanma hakkı, seyahat ve yerleşme hakkını ihlal riski taşıyor. Yine toplumun muhbirleştirilerek iç barışın ve huzurun bozulması tehdidi taşıyor" dedi.

'Durum bütün itirazları bastırma aracına dönüşecek'

Konuya ilişkin George Orwell'ın 1984 romanında alıntı yaparak "Büyük Birader her yerde bizi gözetleyecek ve takip edecek" sözünü hatırlatan Hatice, "Bu sistem ile hayatımızın her alanına müdahale edilebilecek, 'Büyük Birader' bizim için en iyisini bilip, bizim adımıza karar verebilecek. Yani toplumun 'kayıtsız, şartsız boyun eğmesi' amacına uygun düzenlemeler yapılacak, sorgulayan, itiraz eden derhal cezalandırılacak" dedi. Hatice, söz konusu durumun otoriter rejime karşı bütün itirazları bastırma aracına dönüşeceğine dikkat çekti.

(gc)