'Mahkemeler şiddet uygulayan erkekle dayanışma halinde kararlar veriyor'
09:06
JINHA
İSTANBUL - Türkiye'de kadına yönelik şiddetteki cezasızlığa ilişkin konuşan feminist aktivistler, "Mahkemeler şiddet uygulayan erkekle dayanışma halinde kararlar veriyor. Mahkemedeki erkekler hakim ya da savcı olarak oturmuyor. Toplumsal normlar içerisindeki erkek olma halini kapsayan kararlar alıyorlar" dedi.
Türkiye'de kadına yönelik katliamlar gün geçtikçe artarken, kadın katillerine az ceza veren yargı da kadın katliamlarının daha çok artmasına neden oluyor. Bianet'in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Şubat'ta 23 kadını katletti, 16 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 73 kadını fuhuşa sürükledi, 26 kadına şiddet uyguladı/yaraladı, 11 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu.
'Meydanlarda haklarımızı istemeye devam edeceğiz'
Mor Çatı aktivisti Martina Gaidzim, devletin kadınlara dönük kullandığı eril dilin aynı şekilde mahkemelerde de sürdüğünü söyleyerek, "Bu nedenle mahkemeler şiddet uygulayan erkekle dayanışma halinde kararlar veriyor. Mahkemedeki erkekler hakim ya da savcı olarak oturmuyor. Toplumsal normlar içerisindeki erkek olma halini kapsayan kararlar alıyorlar. Bu yüzden kadınlara uygulanan şiddetlerin çoğu 'cezasızlıkla' sonuçlanıyor" dedi. Kadınların erkek-devlet şiddetine karşı mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Martina, "Hiçbir zaman haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bizler meydanlarda olmaya ve haklarımızı istemeye devam edeceğiz. Çünkü yaşamımız için mücadele etmek bizim hakkımız" diye belirtti.
'Mahkeme kadına ikinci defa şiddet uyguluyor'
Avukat Ceren Akkaya ise, toplumsal cinsiyet eşitsizliğin her alanda olduğunu söyledi. Mahkemelerde de eril zihniyetin kendisini gösterdiğini kaydeden Ceren, "Özellikle kadınların girdikleri bu yargılama sürecinde hukuk terimi olarak 'mağduriyetlerini' ispatlamak için ekstra bir çaba sarf etmek zorunda bırakılıyorlar" dedi. Mahkemenin uygulamalarıyla kadınların ikinci bir şiddete uğradığını dile getiren Ceren, bir cinsel şiddet vakasında kadının başına bu olayın nasıl geldiğini sürekli olarak mahkemece tekrar sorduklarını ve bu durumun kadına travma yaşattığını ifade etti.
'Feminist avukatlar müdahale etmelidir'
Mahkemenin izlediği rolle kadının güçsüzleştirilmek istendiğine dikkat çeken Ceren, feminist avukat olarak erkek egemen dilden uzak bir yargılamanın sürmesi için mücadele edeceklerini vurguladı. Ceren, "Feminist avukatlar bir şekilde müdahale edip 'rıza nedir?', 'kadın travma yaşadığında nasıl davranır ve bunun bir şekli var mıdır? gibi soruları açıklığa kavuşturmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğine inanmazsak mahkemede de yargılamada da sokaktaki eril dili kullanan erkekteki tutumlar değişmeyecektir. Bu yüzden mahkemeleri üstün alanlarmış gibi görmek yerine hepsini bir bütünün parçası gibi algılayıp toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için mücadele edelim" ifadelerinde bulundu.
(dek/ödk/mg)