Kulp davası ertelendi: 'Bir halkın hafızasıyla oynanıyor'
13:11
JINHA
ANKARA - Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 1993 tarihinde 11 sivilin gözaltında kaybedilmesiyle ilgili emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün yargılandığı davada, mahkeme başkanı dönemin asayiş komutanı olan tanığa 'paşam' diye hitap etti. 20 Haziran'a ertelenen duruşmada müşteki avukat Muhterem Süren, “Bir halkın, bizlerin hafızasıyla oynanıyor. Gerçekler gözardı edilmek isteniyor. Operasyonda görev yapan askerlerin listesinin de gönderilmemesi bunu gösteriyor” dedi.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesinin dağınık mezralarından oluşan (Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan) Alaca köyü ve Muş’a bağlı Kayalısü köyü (Licik mezrası) civarında 8-25 Ekim 1993 tarihlerinde General Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonlarda gözaltına alınan 11 kişinin kaybedilerek öldürülmesine ilişkin devam eden davanın 11. duruşması Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
'Köyler boşaltılmadı, insanlar ayrıldı!'
Bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenilmesine karar verilen dönemin Asayiş Komutanı Hasan Kumdakçı, 1993 Ağustos ile 1995 Ağustos ayı arasında Güneydoğu Anadolu Asayiş Komutanı olduğunu belirterek, Kulp’ta yapılan operasyonun kendi bilgisi dahilinde olduğunu ve Şenyayla bölgesinden operasyon için birliklerin geçtiğini ifade etti. Hasan, Kulp bölgesinde köylerin boşaltılmadığını ve bazı köylülerin kendi isteği ile köyden ayrıldığını da iddia ederek, operasyonun bilgisi dahilinde yapıldığını ileri sürdü.
Mahkeme başkanından ‘paşam’ hitabı
Bu arada mahkeme başkanının Hasan Kumdakçı’ya “paşam” şeklinde hitap etmesi üzerine müşteki avukatları tepki gösterdi. Avukatlar, bu hitap şeklinin tanığın kendisini tanık olarak değil de paşa olarak hissettireceğini ifade etti.
‘Operasyon bitince köyümüz boşatıldı’
Daha sonra müşteki avukatlarının mahkemeye getirdiği iki ayrı tanık dinlendi. İlk olarak 1993 yılında Alacaköy’de muhtarlık görevinde bulanan Reşit Yakup dinlendi.Reşit, daha önceki celselerde sanık Yavuz Ertürk’ün “operasyon sırasında köyler boştu” iddiasını yalanlayarak, “Benim zamanımda boşaltılmamıştı. Operasyon bitince köyler boşaltıldı. Operasyon sırasında köyümüzde insanlarımız yaşıyordu. Operasyon Muş tarafından başladı sonra Kulp bölgesine doğru geldi. 35 ayrı mezra var Alacaköyün. Şenyayla da bunlardan biri. Aralarında zaman farkı var” diye konuştu.
'Kürt halkının hafızasıyla oynanmak isteniyor'
Daha sonra müşteki avukatlarından Ayhan Şenses, Muhterem Süren ve Nuri Özmen beyanlarda bulundu. Avukatlar, aynı dönem Süleyman Yahut adlı bir yurttaşın, kendisinden haber alamadığı yakını Abdo Yanık’ın akıbetinin bildirilmesi için Asayiş Komutanlığı’na verdiği dilekçeyi mahkemeye sunarken,
avukat Muhterem Süren, “Bir halkın, bizlerin hafızasıyla oynanıyor. Gerçekler gözardı edilmek isteniyor. Operasyonda görev yapan askerlerin listesinin de gönderilmemesi bunu gösteriyor” dedi.
Dava ertelendi
Ara kararını açıklayan mahkeme ise sanık Yavuz Ertürk'ün tutuklanma talebini reddetti. Mahkeme, tanık Ali Ergürmez’in Jandarma Genel Komutanlığı tarafından bildirilen adresinden önümüzdeki oturum SEGBİS aracılığıyla dinlenmesine, katledilen Ümit Taş’ın gözaltına alındığı bildirilen tutanakta imzası olan polislerin isimleri ve hürriyetlerinin bildirilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar verdi. Dava, 20 Haziran 2016 tarihine erteledi.
(ekip/sy)