13 yaşında istismara uğradı, 15 yaşında gösterildi, Topluluk Davası açıldı

16:49

JINHA

ANKARA - Cinsel istismara uğradığında 13 yaşında olan H.G., suçun işlendiği tarih yerine doğum yaptığı tarih baz alınarak 15 yaşında gösterildi. TCK'nin 103. maddesini ihlal edildiği davanın ardından bu kez 'evlilik izni' davası açıldı. Davaya müdahil olan Gündem Çocuk Derneği ise, çocuk yaşta evliliğin bir cinsel istismar olduğunu ve bu istismarın mahkemelerin verdiği kararlarla meşrulaştırıldığını belirterek, yasal zeminlerin ortadan kaldırılması için “Toplululuk Davası” açtı.

Gündem Çocuk Derneği’nin çocuk yaşta evlilik izni verilmesinin bir hak ihlali olduğu gerekçesiyle, Anayasaya aykırılık nedeniyle iptal için başvurulmasına ilişkin açtığı ‘Topluluk Davası’nın ilk duruşması Ankara 10. Aile Mahkemesinde görüldü. Geçen yıl Kırşehir’de bir kadın hastalıkları doktoru, H.G. isimli kız çocuğunun erken doğum riskiyle muayeneye gelmesi üzerine yaşından şüphelenerek ihbarda bulundu. İhbarın üzerine başlatılan soruşturmada durumun çocuk cinsel istismarı olduğu ortaya çıktı.

Cinsel istismarın ardından hamilelik oluştu

Kırşehir’de yaşayan H.G., 13 yaşındayken, kendisinden 10 yaş büyük olan kuzeni A.Ç. tarafından cinsel istismara uğradı. Ortaokul öğrencisi olan H.G., cinsel istismara uğradıktan sonra hamilelik oluşması nedeniyle okulu bıraktı ve kendisine cinsel istismarda bulunan A.Ç. ile yaşamaya zorlandı. 13 yaşındaki çocuk H.G.’nin erken doğum riskiyle gittiği kadın hastalıkları doktoru ise, H.G.’nin yaşının küçük olduğunu fark etmesi üzerine durumu polise aktardı.

Kemik yaşı 15 gösterildi

Yapılan soruşturmanın ardından dosya Kırşehirden yetkili olan Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. “Çocuğun cinsel istismarı” olarak açılan davada, H.G.’nin ailesi şikâyette bulunmayarak, ailelerin ‘rızası’ olduğunu iddia etti. Her iki aile de H.G.’nin yaşını büyük olduğunu iddia edince, mahkeme kemik yaşı tespiti istedi. Yapılan testlere ve nüfus müdürlüğünün görüşüne göre, H.G.'nin yaşı 15'in üzerinde olduğu belirtildi. Bunun üzerine mahkeme aynı celsede ara kararla çocuğun yaşını bir yaş büyüttü.

H.G.'nin yaşı, suçun işlendiği tarihten hesaplanmadı

Cinsel istismara uğradığında 13 yaşında olan H.G.'nin yaşı, suçun işlendiği itibaren hesaplandığında 14 yıl 4 aylık olması gerekirken, doğum yaptığı tarih baz alındığı için 15 yıl hesaplandı. Suçun işlendiği tarih yerine doğum yapılan tarih baz alarak kovuşturma yürüten mahkeme, davanın düşmesine karar verdi. Davada, çocuk ve ailesi şikâyetten vazgeçtiğinden sanığa ceza verilmedi.

TCK 103'e göre de cinsel istismar

Ancak TCK'nin 103. maddesine göre, "On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış" cinsel istismar olarak tanımlanıyor. 103. maddeye göre, "Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar" hapis cezası ile cezalandırılıyor. Buna göre, H.G.'nin yaşı 15 çıksa dahi, cinsel istismar gerçekleşmiş oluyor.

'Evlenme izni' davası açıldı

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, TCK'nin 103. maddesini ihlal ederek kapattığı dosyanın ardından, sanık avukatı bu kez mağdur çocuk adına Ankara 10. Aile Mahkemesine "evlenme izni" davası açtı. H.G.'nin çocuk yaşta evliliğe zorlandığı dava Gündem Çocuk Derneği tarafından fark edildi.

Gündem Çocuk'tan 'Topluluk Davası'

Davaya dahil olan Gündem Çocuk Derneği, çocuk yaşta evliliğin bir cinsel istismar olduğunu ve bu istismarın mahkemelerin verdiği kararlarla meşrulaştırıldığını belirtti. Türkiye’de cinsel istismarın önünü açan yasal zeminlerin tümden kaldırılmasını isteyen Dernek, bunun üzerine Anayasaya iptali için başvurulmasına ilişkin “Toplululuk Davası” açtı.

'Yasalar cinsel istismara meşrulaştırıyor'

'Evlilik izni' davasıyla birleştirilen Topluluk Davası'nın ilk duruşması da bugün Ankara 10, Aile Mahkemesinde görüldü. Kimlik tespitinin ardından söz alan dernek Avukatı ve Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAV) Koordinatörü Şahin Antakyalıoğlu, yasaların cinsel istismarı ve çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırdığını belirterek, evlilik izni için açılan davanın reddedilmesini talep etti. Erken yaşta evliliklerin olumsuz sonuçlar doğurduğuna ilişkin üniversitelerce hazırlanmış akademik çalışmaları mahkemeye sunan Şahin, Anayasa’da çocukların her türlü cinsel istismardan korunacağını belirtti.

Uluslararası sözleşmeler hatırlatıldı

Şahin, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına ilişkin Sözleşmesi CEDAW, Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Konseyi Cinsel İstismar ve Cinsel Sömürüden Korunmasına Dair Sözleşme ve İstanbul Sözleşmesi gereği çocuk evliliklerinin önlenmesi ve çocukların cinsel istismardan korunmasını ön gördüğünü hatırlattı.

Sanık avukatından 'rıza' iddiası

Sanık avukatı Ergün Dursun ise, tarafların 'rızası' olduğunu iddia ederek, evlenmelerinde bir sakınca olmayacağını öne sürdü. Daha sonra söz alan H.G.’nin annesi N.G. ise, çocuğunun cinsel istismara uğradığını görmezden gelerek, “Kızımın bir buçuk yaşında çocuğu var, evlenmesini istiyorum” dedi.

Birleşen dava dosyasının incelenmesi için ikinci duruşma 29 Nisan 2016 tarihine ertelenirken, ikinci duruşmada H.G’nin babası M. G.'nin de hazır bulunması kararıyla son buldu.

'Kemik yaşı doğru değil, bu cinsel istismar'

Duruşma sonrası konuşan avukat Şahin Antakyalıoğlu, “Bu davada önemli birkaç durum bulunmaktadır. Birincisi yapılan kemik yaşı testinin doğru olmadığı, davada H.G’nin cinsel istismara uğradığı tarih değil de doğum yaptığı tarih baz alınarak kovuşturma yapılmıştır. Aslında H.G cinsel istismara uğradığında 13 yaşındadır, yaşı büyütüldüğünde dahi 14 yaş oluyor. Yani her halükarda TCK’ye göre dava cinsel istismar olarak görülmesi gerekiyor" dedi. Yasada evliliğin önünü açan ve başta bu davadaki çocuk olmak üzere tüm çocukları ilgilendiren aleyhe olan yasa maddelerinin iptali için mücadele edeceklerini söyleyen Şahin, bu davanın Türkiye’de bir ilki oluşturduğuna dikkat çekti.

(he/sy)