JINHA

ANKARA - Kamuoyunda Ankara JİTEM Davası olarak bilenen faili meçhul cinayetler davasının 8'inci duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 18 sanığın yargılandığı davada, duruşmaya sanıklardan yalnızca itirafçı Ayhan Çarkın katılırken, müşteki avukatlar Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz'ın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti. Mahkeme, sanıkların vareste tutulmamaları ve tutuklamaları talebini reddederek, davayı 17 Haziran'a erteledi.

Kürt yazarlar ve iş insanlarının katledilmesiyle ilgili görülen kamuoyunda Ankara "JİTEM Davası" olarak bilinen "faili meçhul cinayetler" davasının 8'inci duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Aralarında Mehmet Ağar, Korkut Eken, İbrahim Şahin ve Ayhan Çarkın'ın da bulunduğu 18 sanığın, 19 kişiyi katletmekten yargılandığı dava duruşmasında maktul ve sanık avukatları hazır bulundu. Geçtiğimiz duruşmada İstanbul Emniyet müdürlerinden Kemal Yazıcıoğlu, eski MİT Müsteşarı Mehmet Eymür ve dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tanık olarak dinlenmişti.

Davaya sanıklardan sadece Ayhan Çarkın katılırken, HDP vekilleri Meral Danış Beştaş, Müslüm Doğan ve Erol Dora da izleyici olarak katıldı.

Ayhan Çarkın salondan çıkartıldı

Bugünkü duruşmada ise CHP vekili ve aynı zamanda faili meçhul cinayetlere ilişkin birçok araştırması bulunan gazeteci Tuncay Özkan tanık olarak dinlendi. Ayhan Çarkın, Tuncay konuştuğu sırada tepki gösterince mahkeme başkanı tarafından salondan çıkartıldı.

'Namık Erdoğan cinayetini araştırırken engellendim'

Tuncay, tüm cinayetlerin bir çete grubu tarafından yapıldığı konusunda beyanlarda bulunarak, "Sağlık Bakanlığı'nda büyük yolsuzlukların olduğuna dair Erdoğan benle görüşme istemiş. Bir kişi araya soktu. 15 gün içinde dosyaları bana ulaştıracaktı. Ancak 15 gün dolmadan öldürüldü. Bende bu cinayetin üstüne gitmek istedim. Ancak Sağlık Bakanlığı kadrolarına her yaklaştığımda tehditler aldım. Ölüm tehditlerine varmıştı. Bakanlık teftiş kurulu içindeki bir bir gruptu bunlar. Bakanlık çalışanıydı" diye konuştu.

Daha önce bazı medya organlarında yayınladıklarını dışında kendisinde farklı bir bilgini olmadığını söyleyen Tuncay, Kürt iş insanlarının ölüm listesini şahsen görmediğini, ancak listede olduğu söylenen insanların öldürülünce böyle bir liste olduğunu düşündüklerini belirtti. Daha sonra Vatan Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Hikmet Çiçek verdiği tanıklık ifadesinde, "Kürt iş insanlarının kamu ihalelerinden men edilmesi için bir liste olduğunu biliyoruz. Bu insanlar öldürülünce bu listenin adı ölüm listesi oldu" dedi.

'Cinayet geceleri nöbetçi Hüseyin Kocadağ oldu'

Ergenekon davasında 6 yıl tutuklu kaldığı sıralarda, emniyet yetkilileri tarafından kendisine dikkat çekici bilgiler verildiğini ifade eden Hikmet, "Kayıtlara bakılırsa, birçok cinayetin olduğu günlerin gecesinde asayişten sorumlu müdürün Hüseyin Kocadağ olduğunu göreceksiniz" iddiasında bulundu.

'Tansu Çiller tanık olarak dinlenilsin'

Daha sonra maktul avukatların beyanlarda bulundu. Avukat Yusuf Alataş, davanın bir adalet amacı taşamadığı ve sanıkları aklamaya yönelik tutum aldığını dile getirdi. Delil yetersizliği olduğunu söyleyen Yusuf, döneme ilişkin telefon kayıtlarının çıkartılması ve kaybolan 10 silahla ilgili bilirkişi incelemesi istendi.

Avukatlar, sanıkların tutuklanmasını, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın MİT tarafından alınan ifadesinin bir kopyasının mahkemeye ulaştırılmasını, yine Yeşil'in farklı isimlerle açtığı banka hesaplarının incelenmesi ve Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz'ın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep ettiler. Ayrıca avukatlar, sanıkların vareste tutulmamaları ve mahkemeye katılmalarını talep etti.

Mahkeme talepleri reddetti

Kararını açıklayan mahkeme heyeti ise sanıkların tutuklanması ve vareste kaldırılmasını talebini reddetti. Mahkeme heyeti ilk suç tarihinden 1 yıl öncesi ve son suç tarihinden 6 ay sonrasına kadar olan telefon, çağrı cihazı, araç telefonu gibi konuşmaların mahkemeye ulaştırılması için TİB'e yazı yazılmasını istedi.

Mahkeme Yeşil'in MİT ifadesini istedi

Mahmut Yıldırım'ın faklı isimlerle açtığı Ziraat Bankası hesaplarını da incelenmesi isteyen mahkeme aynı zamanda MİT tarafından alınan ifadesinin de mahkemeye ulaştırılması kararını verdi.

Ayrıca mahkeme heyeti, kaybolan 10 silah hakkında seri numaraların mahkemeye sorulmasını, hangi tarihinde Türkiye'ye geldiğini ve nereden gelip, nereye gittiğin sorulmasını istedi. Mahkeme heyeti, silahların balistik raporunun bulunmaması halinde İsrail devletinde silahlarla ilgili bilgi sorulmasını istedi.

Mahkeme heyeti, davayı 17 Haziran 2016 tarihine erteledi.

(ödk/sy)