'Türkiyeyi çok iyi tanıyan AİHM politik davranıyor'

09:03

Duygu Erol/JINHA

AMED - Kürdistan'da yasal bir dayanağı olmayan sokağa çıkma yasakları karşısından AİHM'e yapılan başvurunun karşısında tedbir kararına verilen ret kararını değerlendiren avukat Semire Nergiz, "Devletin pratikleri ortadayken özetle AİHM Türkiye'yi çok iyi tanıyorken, böyle bir kararın veriliyor olması bizce mahkemenin tamamen politik davrandığının açık bir tezahürüdür" dedi.

7 Haziran seçimlerinde istediği sonucu alamayınca Kürt halkına yönelik savaş konseptini devreye koyan AKP, geçmiş iktidarlar gibi katliam politikalarıyla Kürt halkına yeni acılar yaşatıyor. Saldırıların merkezlerinden biri olan Şırnak'ın Cizre ilçesine yönelik ağır silahlarla saldıran devlet güçleri, insanlık dışı uygulamalarıyla 3 ayrı bodrumda 100'ü aşkın sivil yurttaşı katletti. Saldırılar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan tedbir başvuruları ise reddedildi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) Yönetim Kurulu üyesi avukat Semire Nergiz, AİHM'in de politik davrandığını belirtti.

'Mahkemeden beklenmeyecek bir yorum'

"AİHM Şırnak'ın Cizre ve Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yaşananlarla ilgili yapılan başvuruları reddetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyoruz adı üzerinde bir mahkemeden bahsediyoruz dolayısıyla mahkeme olarak görev yapabilme ve kararlarını mahkeme olarak verebilme sorumluluğu bulunmaktadır" diyen Semire, tedbir kararı başvurularının ret gerekçelerine bakıldığında bir mahkemeden beklenmeyecek bir yorum ile karşılaştıklarını söyledi.

'Karar siyasi bir tutumdur'

Semire, AİHM'in tedbir kararları karşısında vermiş olduğu "Bölgedeki aşikâr olan vahim durum dikkate alındığında mahkeme vücut bütünlükleri bakımından korunmasız durumda olan başvuranların talep etmeleri halinde gerekli bakıma, yardıma erişebilmelerini sağlamak üzere tüm makul adımların hükümet tarafından atılacağına güvendiğini dile getirmektedir" gerekçeli ret kararını hukukçular olarak bunun bir karar değil siyasi bir tutum, tavır olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Mahkemelerin karar verirken temenni ve dileklerle karar vermediklerine dikkat çeken Semire, aslında mahkemenin gerekçesinin başında yer alan "Aşikâr olan vahim durum" ibaresi ile bölgede açık olan vahim bir durumun yaşandığını kabul ettiğini belirtti.

'Güven duygusu ile karar verilemez'

AİHM'nin vermiş olduğu cevapta "vücut bütünlükleri bakımından korunmasız durumda olan başvuranların" ibaresi ile aslında sokağa çıkma yasağının bulunduğu bölgelerde bulunan sivil halkın büyük bir risk altında olduklarını kabul ettiğine vurgu yapan Semire, bu ibarenin arkasından tedbir kararının verilmesi şeklinde bir sonuç beklendiğini ancak cümlenin "yardıma erişebilmelerini sağlamak üzere tüm makul adımların hükümet tarafından atılacağına güvendiğini dile getirmektedir" şeklinde devam etmesini beklemediklerini dile getirdi.

Mahkeme kararlarında güven diye bir ibare ile karar verilmemesi gerektiğine değinen Semire, "Devletin pratikleri de ortadayken özetle AİHM Türkiye'yi çok iyi tanıyorken, böyle bir kararın veriliyor olması bizce mahkemenin tamamen politik davrandığının açık bir tezahürüdür" dedi.

(mg)