Çilem Doğan'in ilk duruşması 26 Şubat'ta
12:03
JINHA
ADANA - Kendisine şiddet uygulayan ve fuhuşa zorlayan eski eşi Hasan Karabulut'u özsavunmayla öldüren Çilem Doğan'ın (Karabulut) duruşma tarihi belli oldu. 26 Şubat tarihinde hakim karşısına çıkacak olan Çilem tüm kadınlara yaptığı çağrıda; "Katledilmek kaderimiz değil öz savunma hakkımız. Güçlü kadınlar güçlü yarınlar, dayağın, ezilmişliğin, savunmasızlığın, çaresizliğin olmadığı bir dünyaya merhaba demek üzere" demişti.
Çilem Doğan kendisine şiddet uygulayan ve fuhuşa zorlayan eski eşi Hasan Karabulut'u özsavunma ile öldürmüştü. Çilem hakkında Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması 26 Şubat'ta görülecek. Hakkında "İnsan öldürme" suçundan ömür boyu hapis istenen Çilem için savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, indirim maddelerinin uygulanması talep ediliyor. "Hep kadınlar mı ölcek birazda erkekler ölsün" sözleriyle katledilen kadınların haklı isyanının sesi olan Çilem'in duruşmasını çok sayıda kadın örgütünün takip etmesi bekleniyor.
Çilem tüm kadınlara seslenmişti
Çilem tutuklu bulunduğu Adana Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'nden 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle JINHA'ya gönderdiği mektupta, kadınların direnişi büyütmesi gerektiğini ve öz savunmanın hak olduğunu ifade etmişti. Çilem'in kadınlara seslendiği mektubu şöyleydi: "Göndermiş olduğunuz umut dolu yanıtınızı aldım. Biliyorum yalnız olmadığımı. Acılarımı, sorunlarımı her anımı paylaşıyorsunuz bundan yana hiç kuşkum olmadı. Kadınız çünkü kardeşiz, toplumuz, dahası milyonlarız.
Biliyorum 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Tutsak olsam da düşüncelerim hiç değişmeyecek bilmenizi isterim. Yine mücadele içinde olacağım. Ben ve benim gibi şiddete maruz kalan kadınların acılarının tarifi yok. Bir insan canı almak kolay değil. Bizlerin yaşadıkları ise hiç kolay değil. Fakat suçlu ilan edilen yine bizleriz. Oysaki şiddete baskıya tecavüze uğrayan biz kadınlarız. Bize şiddet uygulayan, her gün ölüm korkusuyla yaşatan birine karşı kendimizi savunmamız bizleri 'katil' ilan edemez. Keşke olmasaydı, öldürmek zorunda kalmasaydık. Ama bizim suçumuz değil bilmenizi istiyorum 'namus' denilince sadece kadınları suçlayan sistemin suçu. Hiçbirimiz bunları yaşamak zorunda değiliz. Ama bize anca bu hayatı layık görüyorlar çünkü kadınız. Annelerimizin yaşadıklarını bize de yaşatmaya çalışıyorlar. Bizim başımıza gelenlerin, Özgecan ve Cansu Koç'un başına genlerden farkı yok. Bir gün ben de katledilecektim, bugün ben de ölebilirdim. Yine suçlu ilan edilen bizleriz ne yazık ki. Bu sistem bizi her alanda yok saydı. Ahlakın sadece kadınlar için olduğunu vurguluyorlar. Hiç kimse 4 duvar arasında olmayı istemez, bu bizim suçumuz değildi. Bizler katil değiliz.
Haklılığımızı kimse suçlayamaz. Sorgulayan yine erkekler ve erkek egemen sistem oluyor. Psikolojik ve fiziksel şiddete uğradığımızda, tacize tecavüze maruz kaldığımızda susmamamız gerektiğini biliyoruz. Artık biliyoruz ve artık birbirimizin yarasından güç alıp birbirimizi iyileştiriyoruz. Bu dayanışma için okuyup etmeye büyük sözler söylemeye gerek yok. Gündelik hayat öğretiyor bize her şeyi. Her şeyi birbirimizden öğreniyoruz. Kurtuluş umudu olarak da yine birbirimizi görüyoruz. Birbirimizden güç alıyoruz. Belki şu an kaç kadın kaderine boyun eğip sessiz sessiz ağlıyordur.
Kaç kadın şiddete maruz kalıyor tahmin bile edemiyoruz. Ama milyonlarız birbirimizin yarasına bakan onu iyileştirmeye çalışan milyonlarız. Koruyorlar bizden artık. Tacize uğradığında sessiz kalmayan bizden, kardeşlik bağımızdan, benden Nevinden… Asla yalnız değiliz. Bu kapıları ittire ittire açacağız. İçeride dışarıda iki kişi kalsak dahi yeter bize. Merhem olur o diğer kişi güç olur bize. 'Hep kadınlar mı ölecek' sözü kulağınızdan gitmedi biliyorum. En az sorun yaşayana bile umut oluyoruz inanıyorum. Annelerin kardeşlerin ablalarım asla yalnız olduğunuzu hissetmeyin. Yalnız değiliz, yalnız değilsiniz. Haklılığımızın sonuna dek arkasındayız. Gelecek günler hepimizin elleriyle gelecek. Hepinizi çok seviyorum."
Çilem mektubunu şu sloganlarla sonlandırdı:
"'Katledilmek kaderimiz değil öz savunma hakkımız', 'Bir erkek bir insan bir kadın bir toplum', 'Kadın demek toplum demek', 'Gelecek geçmişten daha güzel olacak', 'Hepte kadınlar ölmesin', 'Kadına; şiddete, tecavüze, tacize son', 'Kadın yaşam özgürlük', 'Güçlü kadınlar güçlü yarınlar, dayağın, ezilmişliğin, savunmasızlığın, çaresizliğin olmadığı bir dünyaya merhaba demek üzere…'"
(fz/fk)