İktidarın söylemleri için nefret kelimesi az kalıyor
09:06
Özlem Çiçek/JINHA
İSTANBUL- İktidarın kadına yönelik cinsiyetçi söylemlerine tepki gösteren KCDP üyesi Fikriye Yılmaz, "Kadın bedeni ve yaşamı üzerinden devlet erkânının yaptığı açıklamaların boyutu o kadar büyük ki söylemleri için kadına yönelik nefret kelimesi az kalıyor" yorumunu yaparken konuyu hukuksal olarak değerlendiren Av. Esin Yeşilırmak ise iktidar cephesinin söylemlerinin toplumda kökleştirilmiş eril zihniyeti güçlendirdiğini belirterek bu durumun mahkeme salonlarına da yansıdığını vurguladı.
AKP iktidarı kadını hedef gösteren, eve kapatan ve kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran söylemlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Kadınlar ise cinsiyetçi, nefret söylemler kullanılarak yöneltilen saldırıların her birinde isyanını daha da büyütüyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) üyesi Fikriye Yılmaz, "Kadın bedeni ve yaşamı üzerinden iktidarın yaptığı açıklamaların boyutu o kadar büyük ki söylemleri için kadına yönelik nefret kelimesi az kalıyor" yorumunu yaptı.
'Yaşama hakkımız tehdit altında'
Fikriye, sadece 2015 yılında 303 kadının katledildiğini, savaşta katledilen kadın sayısının ise 75 olduğunu hatırlattı. İçerisinde bulunduğumuz çatışmalı sürecin kadın cinayetleri üzerindeki etkisinin büyük olduğunu dile getiren Fikriye, "Özellikle en temel hakkımız olan yaşama hakkımız çok ciddi tehdit altında" dedi. Fikriye "Devlet erkânının kadına yönelik olumsuz söylemlerinin boyutunu değerlendirdiğimizde söylemlerde kadına yönelik nefret ifadesi az kalıyor" diyerek durumun vahametine vurgu yaptı.
'Kadınlar İŞİD zihniyeti istemiyor'
Fikriye, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ensesti normalleştiren fetvalarının ardından ardı ardına duyulan babanın kız çocuğuna olan cinsel istismar olaylarını doğurduğuna dikkat çekti. Diyanetin ensest ilişkilere karşı olumlu tutumunun toplum tarafından taban bulduğunun atını çizen ve aynı şekilde okullarda da bu tutumun yansımalarına şahit olduklarını söyledi Fikriye, bütün bunların sonucu olarak 2016 yılına altı kadın cinayetiyle birlikte girildiğini belirtti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın tepki göstermesi gerekirken tam tersine Diyanet'e destek olmasını eleştiren Fikriye, "Zaten şimdiye kadar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadına yönelik olumlu bir çalışma yürütmemiştir" dedi.
Son olarak Fikriye, genel bir değerlendirme yaparak " Bütün bunlar eril zihniyet temsilcilerinin kadına karşı çok sistematik bir şekilde yürüttüğü politikaların ürünleridir" ifadelerini kullandı ve "Kadınlar İŞİD gibi bir zihniyet istemiyor" dedi.
'Kadın cinayetleri politiktir'
Av. Esin Yeşilırmak ise iktidar cephesinin söylemlerinin toplumda kökleştirilmiş eril zihniyeti güçlendirdiğini belirterek bu durumun mahkeme salonlarına da yansıdığını vurguladı. Kadın yaşamı ve bedeni üzerinden eril zihniyetin temsilcilerinin sistematik olarak yürüttüğü politika ve söylemleri bir hukukçu gözüyle değerlendiren Av. Esin Yeşilırmak ise kadın cinayetlerinin politik olduğunun altını çizdi. Kadına yönelik şiddet ve cinsel taciz olaylarında iktidarın ağzından çıkan sözlerin ve söylemlerinin kadın cinayetlerinin artmasında ciddi bir etkisinin olduğunu gözlemlediklerini söyleyen Esin, iktidar ve toplumda kökleşen eril zihniyetin mahkemelere de yansıdığını vurguladı. Mahkeme heyeti üyeleri için "Onlar da toplumda gittikçe güçlendirilen eril düşüncenin mahsulüdür" diyen Esin, hakimlerin toplumun eril zihniyetini mahkemelere yansıttıklarına şahit olduklarını aktardı.
'Kadın üzerinde sadece kadının söz hakkı vardır'
Esin, "Daha önce devletin kadın cinayetleri üzerindeki yorumları nasıl ki cinayetlerin artmasına sebep olduysa, aynı şekilde Diyanet'in ensesti meşrulaştıran sözlerinin de ensest olaylarını arttırdığını gördük. Toplum Diyanet gibi dini kurumların çok fazla etkisi altında kalıyor. Diyanetin işi kadınların bedenleri üzerinden fetvalar vermek değildir. Kadınlar dışında başka hiçbir kimsenin söz sahibi olmasını istemiyoruz. Bunun için hukukçular olarak da mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
(sg/fk)