Babanın cinsel istismarına '3 yaşında bir şey olmaz' takipsizliği!
09:00
Handan Tufan / JINHA
İZMİR - Diyanet'in 'ensest teşvik fetvası' tartışılırken İzmir'de bir mahkeme 3 yaşında bir bebeğe babasının cinsel istismarı ile ilgili annenin şikayetine 'çocuğun yaşı çok küçük böyle bir şey olmaz' diyerek takipsizlik verdi. Avukat Şenay Tavuz, ensest davalarının bir çoğunda hakim ve savcıların yanlı davrandığını belirtti.
Türkiye'de ensest vakalarının çoğunlukla saklanması ve resmi kayıtların olmaması nedeniyle sayısal verilere ulaşmak veya kesin bir oran vermek oldukça zor. Ensest genellikle bebeklikten başlıyor ve uzun yıllar devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre; mağdur çocukların yüzde 55'i 5-10 yaş arasında, yüzde 40'ı ise 10-16 yaş arasında enseste maruz kalmaya başlıyor. Cinsel istismarın ortalama başlama yaşı ise 9. Erkeklerin mağduriyet yaşı kız çocuklarına göre daha büyük. Çok konuşulmayan ensette ilişkin, Diyanet'in "Babanın kızına şehvet duyması haram değildir" fetvası ensesti bir kez daha gündeme getirdi.
'Kadın ve çocuk davalarında erkekler aklanıyor'
İzmir'de uzun yıllar kadına yönelik şiddet ve çocuğa yönelik suç davalarından avukatlık yapan Şenay Tavuz, izlediği ensest davalarına ilişkin örnekler verdi ve hakim ve savcıların da çoğunlukla Diyanet gibi düşündüğüne dikkat çekti. Son yıllarda kadına yönelik ve çocuğa yönelik suçlarda yoğun olarak erkekleri aklayıcı bir takım kararların çıktığını ifade eden Şenay, "Üst düzey kişilerin kadın erkek eşitsizliğinin normal olduğunun, erkekler ve kadınların eşit sayılamayacağına ilişkin çok sayıda görüş beyan ediyorlar. En son Diyanetin bu fetvası ile yıllardır aile içinde yaşanan cinsel istismarı bir kez daha görmüş olduk" dedi.
'Kız çocuğu babanın mülkü olarak görüldüğü için…'
Cinsel istismar vakalarında aileler çocuklarını susmaya zorladığına dikkat çeken Şenay, "Aile içinde cinsel istismarın daha çok kız çocuğuna uygulanıyor. Kız çocuğu babanın mülkü olarak görüldüğü için böyle bir durum yaşanıyor. Aynı eşi gibi çocukları da babanın mülkiyetinde görülüyor ve istediği gibi davranıyor. Esas temel mesele budur. Ataerkil sistemin özünü de bu oluşturuyor. Zaten aile cinsel istismar suçlarının çoğu gizli kalıyor. Şikâyet mekanizması geliştirilemiyor" diye belirti.
'3 yaşında bir bebeğe cinsel istismara takipsizlik'
Şikâyetlerin olmamasının çok çeşitli nedenlerinin var olduğunu ifade eden Şenay şöyle devam etti: "Çocuklar cinsel istismara maruz kaldığında tehdit edildiği için korkusundan kimseye söyleyemiyor. Hatta bazı durumlarda görüyoruz ki çocuklar yaşadığının cinsel istismar olduğunu anlayamayacak kadar küçük yaştalar. Ben bazı davalara tanık oldum. 3 yaşındaki bir bebeğe babası cinsel istismarda bulundu. Bebek bunun cinsel istismar olduğunu bilemez ki. Fakat bizim olayımız da annesi fark ettiği için yasal süreçleri başlatmıştı. Ama bu yasal süreçler de kesin rapor beklenmeden, 'çocuğun yaşı çok küçük böyle bir şey olmaz' denilerek takipsizlik vermişlerdi. Buna benzer çok örnek görüyoruz" diye kaydetti.
'Yansıyan çok az'
" Yine şikâyet edildikten sonra deliller kaybolmadı ise, istismarın üzerinden çok zaman geçmedi ise açılan ceza davaları oluyor" diyen Şenay sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama ne yazık ki çocuk yaştaki cinsel istismarlarda çocuklar şikâyetçi olamadığı için bazılarında ancak hamile kalırsa durum ortaya çıkıyor. Cinsel istismara uğrayan çocuk gebe kalmadı ise, istismar vakaları adliyeye yansımıyor. Bu çok acı ama yansımıyor. Yansıyanlar çok az. Yansıyanlarda da hakim ve savcıların çoğu önyargılılar. Hele anne ve baba arasında geçimsizlik ya da bir boşanma davası varsa, direkt 'anne babadan intikam alıyor' diye düşünüyorlar. Uygulamada buna sıkça da şahit olduk."
(mg/fk)