JİTEM davasında yargılama için başvurulan HSYK: İzne gerek yok

15:49

JINHA

ANKARA - Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin yasadışı keyfi infaz edilmesi ve zorla kaybedilmesine ilişkin emekli albay Hasan Atilla Uğur ile aralarında korucuların da bulunduğu 9 sanığın yargılandığı davada, mahkemenin rütbeli sanıklar hakkında işlem yapmak için başvurduğu HSYK’den yanıt geldi. HSYK, sanıkların “silahlı örgüt kurmak” ve “tasarlayarak insan öldürmek” suçlarından yargılandıkları için izin alınmasına gerek olmadığına ve doğrudan kovuşturma yapılabileceğine hükmetti.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin yasadışı keyfi infaz edilmesi ve zorla kaybedilmesine ilişkin emekli albay Hasan Atilla Uğur ile 4'ü asker ve 5'i korucu olmak üzere 9 sanığın yargılandığı Kızıltepe JİTEM davanın dördüncü duruşması yarın Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

1992-1996 yılları arasında Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 22 kişinin zorla kaybedilmesi ve infaz edilmesine ilişkin, emekli albay Hasan Atilla Uğur ile aralarında korucuların da bulunduğu 9 kişi hakkında, "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından 2014 yılında dava açıldı. Ancak dava, daha başlamadan güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Mart 2015 tarihinde görülen ilk duruşmada sanıklar Hasan Atilla Uğur ve Eşref Hatipoğlu’nun rütbeleri nedeniyle CMK M.161/5’e dayanarak dosyanın izin istemiyle HSYK’ye gönderilmesine karar verildi. 19 Ekim 2015 tarihinde görülen duruşmada ise HSYK’den cevap gelmediği gerekçesiyle bir sonraki duruşma 15 Ocak 2016 tarihine ertelendi.

HSYK: İzne gerek yok

Mahkemenin HSYK’ye yaptığı başvuruya 3 Ocak tarihinde yanıt geldi. HSYK, sanıkların “silahlı örgüt kurmak” ve “tasarlayarak insan öldürmek” suçlarından yargılandıkları için izin alınmasına gerek olmadığına ve doğrudan kovuşturma yapılabileceğine hükmetti.
Bu nedenle yarınki duruşma, sanıkların ve tanıkların dinleneceği ilk gerçek duruşma olacak.

Ergenekon gizli tanığı Hasan Atilla Uğur'un adını verdi

Ayrıca, 27 Ekim 2008 tarihinde İstanbul merkezli Ergenekon soruşturmalarının Aydos kod adlı gizli tanığı, Albay Hasan Atilla Uğur’un yüzbaşı rütbesiyle Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı olduğu dönemde “terörle mücadele adı altında bölgede birçok cinayet, işkence ve karanlık faaliyetler gerçekleştirdiğini" söylemişti. 2011 yılına kadar sonuçsuz devam eden soruşturma, 2011’de İHD Mardin Şubesinin takibi sonucu yeniden hareketlendi. 2013’te Mahmut Abak'ın bulunduğu kuyuda Mehmet Emin Abak’ın da bedeni bulundu. Böylece savcılık Mahmut Abak’ın öldürülmesini de Kızıltepe JİTEM iddianamesine dâhil etti. Hâlihazırda aynı kuyuda bulunan kemik parçalarından bazılarının Mahmut Abak’ın akrabası Mehmet Emin Abak’a ait olduğu daha önceden tespit edilmişti.

Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığı'nın 2008 yılında başlattığı kazıda bulunan kemiklerin, yapılan DNA karşılaştırmasında, 1995 yılında evinden alındıktan sonra bir daha haber alınamayan 35 yaşındaki Necat (Şemsettin) Yalçınkaya ile 45 yaşındaki Nurettin Yalçınkaya'ya ait olduğu ortaya çıktı. Kayıp yakınlarının aldığı duyuma göre Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık'ın bedenleri, Kızıltepe ilçesi Yurtderi köyünde bulunan kilise içindeki kuyuya atılmıştı. Bunun üzerine 13 Haziran 2013 günü bölgede kazı yapıldı ve söz konusu kuyu içinde parçalanmış vaziyette toplam 612 adet insan kemiği ile iki adet bez parçası bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin raporlarında kemiklerden bazılarının Zübeyir Birlik'e ve Zeki Alabalık’a ait olduğu tespit edildi.

(sy)