Erkek yargıdan ’rıza ile ilişkide tecavüz olmayacağı’ iddiası - ÖZEL
09:09
Sibel Yükler/JINHA
AMED - Diyarbakır’ın Eğil ilçesindeki bir köyde yaşayan 19 yaşındaki Demet, kendisini bekâr olarak tanıtan ancak evli olduğunu öğrendiği erkekten ayrılmak isteyince tecavüzle ve öldürülmekle tehdit edildi. Şantajla buluşmaya zorlanan Demet, saldırgandan bıçakla yaralayarak kurtuldu. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede ise erkek yargı, önceye dayalı bir ilişki olduğunu için, delillere rağmen yaşanan olayda bir tecavüz girişimi olmayacağını iddia etti.
Diyarbakır’ın Eğil ilçesindeki bir köyde yaşayan 19 yaşındaki Demet Y., 2015’in Şubat ayında bir arkadaşı aracılığıyla Zeki Ç. ile tanıştı. Görüşmeye başladıktan üç ay sonra, evlenmek istediğini söyleyen ve kendisini bekâr olarak tanıtan 32 yaşındaki Zeki Ç.’nin evli olduğunu öğrenince ayrılmak istedi. Yalnızca üç kez yüz yüze görüştüğü, geri kalan görüşmelerini telefon üzerinden yürüttüğü Zeki’den ayrılmak isteyen Demet, “Seni babanın evinden çıkarıp götürürüm, tecavüz eder geri getiririm” ve “Öldürürüm” diye tehdit edildi. Bununla yetinmeyen Zeki, “Elimde fotoğrafların var” diyerek Demet’e şantajda bulundu.
Demet’in haberi olmadan iki erkek daha geldi
11 Haziran 2015 günü Zeki, elindeki fotoğrafları vermek ve bir yakını tarafından Demet’e ulaştırılan kendine ait silahı almak bahanesiyle buluşmak istedi. Bir ay boyunca tehdit edilen Demet, önce görüşmek istemedi, ancak tehditler ve şantajlar devam edince köy girişine çağırarak görüşmeye gitmek zorunda kaldı. Zeki Ç. ise, Demet’in haberi olmadan iki yakınını da yanında getirerek arabasıyla beklemeye başladı. ‘Neden geldikleri’ belli olmayan iki erkek arabadan 500 metre uzaklıkta bekledi.
Üzerine saldırarak, tecavüz etmeye çalıştı.
Tehditlerin ardından buluşma yerine gitmek zorunda kalan Demet, önce arabaya binmek istemedi. Ardından arabaya binmesi için tartaklanınca sürücü koltuğunun yanına oturmak durumunda kaldı. Silahı aracın arka koltuğuna bırakıp kendine ait fotoğrafları istedi. “Yanımda fotoğraf yok” diyen Zeki, Demet’e tokat atarak boğazından sıktı. Ardından koltuğa yanaşarak üzerine saldırdı. Tekme atıp kaçmaya çalışırken yeniden saldıran Zeki Ç, Demet'in gömleğinin düğmelerini söktü ve şalvarını indirmeye çalışarak tecavüz etmeye çalıştı.
Korkutarak kendini korumaya çalıştı
Bu sırada Demet vites kolunun yanında bir bıçak gördü. Kendine tecavüze etmeye çalışan Zeki’nin bıçaktan korkabileceğini düşünen Demet, kendi korumak için bıçağı eline alarak göğüs hizasına tuttu. Ancak yeniden üzerine saldıran Zeki bir anda arabanın dışına doğru düştü. Zeki’yi yere düşerken gören Demet, bıçağı şoför koltuğuna atarak korkuyla olay yerinden uzaklaştı. Zeki’nin kustuğunu ve yaralandığını gören yakını iki erkek Zeki’yi arabayla ilçeye götürdü. Yolda ambulansla alınarak hastaneye götürülen Zeki burada hayatını kaybetti. Otopsi raporuna göre, bıçak üç santim derinliğinde göğüs hizasına girerken, yaranın genişliği ise 1.5 santim boyutundaydı.
Demet’te boğuşma izlerine rastlandı
Tecavüze uğramaktan kendini koruyarak kurtulan Demet, aynı gün “kasten insan öldürme suçundan” dolayı mahkemeye sevk edildi. Olayı ayrıntısıyla anlatarak savcılığa verdiği ifadede, ayrılmak istediği için uğradığı tehdit ve şantajı aktardı. Kendine saldırdığı ve tecavüz etmeye çalıştığı için kurtulmaya çalıştığının altını çizen Demet, amacının öldürmek değil, kendini korumak olduğunu belirtti.
Soruşturma dosyası içerisinde yer alan Demet’in adli raporunda da, boynunun ön kısmında sıyrık ve sırtında hassasiyet bulunduğu tespit edilmesine karşın sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı. Ancak savcılık, öldürdüğü için pişman olduğunu ve meşru müdafada bulunduğunu söyleyen Demet için, hazırladığı iddianamede erkek yargı bakış açısını devreye soktu. İddianamede, olay esnasında Demet’te meydana gelen yaralamanın boğuşma sırasında gerçekleştiğini kabul eden savcılık, buna rağmen hukuka aykırı ve yasallıktan uzak cinsiyetçi bir karara imza atarak Demek Y. ile Zeki Ç. arasında önceye dayalı bir ilişki olduğundan hareketle yaşanan olayda bir tecavüz girişimi olmayacağı iddiasında bulundu.
Savcılıktan ’rıza ile ilişkide tecavüz olmayacağı’ iddiası
Darp raporunu görmezden gelen ve kadının beyanı dikkate almayan savcılık iddianamede, “Şüpheli ile maktulün daha önceden rıza ile ilişkiye girdikleri dikkate alındığında, şüpheli açısından maktul tarafından herhangi bir zorlamanın olmadığının anlaşıldığı, ayrıca şüphelinin elbisesinde yırtık veya sökük bulunmadığı anlaşılmakla, şüphelinin iddia ettiği maktulün tecavüz olayının gerçekleştiği hususunda kesin yargıya varılamayacağından, maktulün şüpheliye tecavüz etmeye çalıştığına dair delil olmadığı ve şüpheli açısından meşru müdafaa koşullarının olayda gerçekleştirilmediğinin değerlendirildiğini” öne sürerek, meşru müdafaada bulunan Demet için “kasten insan öldürme suçu”ndan Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı.
Zeki’nin eşinden ‘insanın gezdiği insana tecavüz etmeyeceği’ iddiası
Diyarbakır E tipi kapalı cezaevinde tutuklu olarak yargılanan Demet’in ilk duruşması 7 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Müdafi Av. Cihan Ülsen ile Demet’in hazır bulunduğu duruşmada, tanıklar ile maktulün eşi S.Ç. de yer aldı. Demet, soruşturma aşamasında verdiği ifadelerle benzer mahiyette savunmalarda bulunurken, olay günü Zeki Ç.’nin Demet'e haber vermeden yanında getirdiği ve uzakta bekleyen yakınları ise tanık olarak dinlenildi. Tanıklar, savcılıktaki ifadelerine göre çelişkili beyanlar verse de, mahkemedeki ifadelerinde Zeki’nin buluşmak için Demet’i mesajla sürekli tehdit ettiğini, gelemeyeceğini söyleyen Demet’e “Gelmezsen fotoğraflarını gösteririm” diye mesaj attığını ve olay anında demet’in bağrışlarını duyduklarını beyan ettiler.
Savcılıktaki ifadesinde bu ilişkiden haberdar olmadığını söyleyen, ancak sanki olay yerindeymiş gibi beyanda bulunarak Zeki’nin Demet’e tecavüz etmeye çalışmadığını iddia eden eşi S.Ç. ise, mahkemedeki ifadesinde de savcılığı onaylayan benzer bir öngörüde bulunarak, “bir insanın defalarca birlikte gezdiği insana tecavüz edemeyeceğini” ileri sürdü.
Avukat: Savcılığın ahlak ve namus ölçülerini belirleme yetkisi yoktur
Demet’in avukatı Cihan Ülsen ise mahkemeye yaptığı savunmada, tanıkların her şeyi ayrıntısıyla anlattıklarını, ancak Demet’in araç içerisindeki konumu ve saldırılar sorulduğunda cevap verilmemesinin tecavüz girişiminin üstünü örtmek olduğunu, yine çelişkili ifadeler ile birlikte dosya içeriğindeki somut delillerin göz ardı edilmesi neticesinde maktulün sanki kendini bıçaklamış gibi bir sonuç ortaya çıkardığını söyledi. Demet’in darp raporunu da hatırlatan Cihan, mahkemeye yaptığı savunmada, “İddianameyi hazırlayan savcılığın iddianameyi hazırlanması esnasında dava dosyasına bakışındaki algı dünyası dikkat çekicidir. Savcılık makamının, bir bireyin ahlak ve namus ölçülerini belirleme yetkisi yoktur” dedi.
Duruşmada, dosya açısından hazırlanan iddianamedeki ‘rıza’ cümlesine dikkat çeken Cihan, iddia makamının “’Şüpheli ile maktulün daha önceden rıza ile ilişkiye girdiklerini’ açık açık ve tereddüt duymadan iddia ederken maktulün tecavüze teşebbüsünün olmadığını da bu varsayıma dayandırdığını” belirtti.
Aile içi tecavüz vakalarına dikkat çeken avukat: İlişki neyi değiştirir?
“Velev ki sanığın maktul ile önceye dayalı bir ilişkisi olsun, bu neyi değiştirecektir? İddia makamı bu varsayımdan hareketle neyi öncelemektedir? Müvekkilin beyanlarında olay anında rızai bir ilişkinin olmadığını, maktulün kendisine zorla sahip olmak istediğini, kendisinin vücut bütünlüğüne zarar vermek istediğini açıkça beyan etmiştir” diyen Cihan, savunmasını şöyle sürdürdü: “Önce dayalı bir ilişki mevcut olsa dahi olay anında cinsel bir ilişkiye rıza göstermemesi olağan değil midir? Buradan ne hukuki bir tartışma ne de ahlaki bir tartışma yapılmayacağı açıktır. Kaldı ki aile içi tecavüz vakıalarının bile yaşandığı toplumumuzda müvekkilin önceye dair cinsel hayatına dair yaşadıklarını iddianamede önemli bir yere oturtulması hukuksal değildir. İddianamede müvekkilin önceye dayalı anlatımları göz ardı edilirken, salt maktulün eşinin beyanlarından hareket etmek ve bu beyanları iddianamenin odak noktası haline getirmek bizim açımızdan kabul edilemezdir.”
Meşru müdafaa ve ağır haksız tahrik vurgusu
Demet’in maktule ait silahı aracın arka koltuğuna bıraktığını ve hiçbir şekilde kullanmadığını, olay yerine tek başına gittiğini, silahsız olduğunu ve maktulü yaralama suretiyle kendini korumaya çalıştığını hatırlatan Cihan, tüm bu durumların Demet’in şahsı öldürmeye dönük bir girişim olmadığının en büyük ispatı olduğunu belirtti.
Saldırı ve savunmanın aynı anda gerçekleştiğinin altını çizen Cihan, olayın oluşu ve dosyadaki diğer somut deliller göz önüne alındığında “meşru müdafaa” hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Meşru müdafaanın, hukuka aykırılığı ortadan kaldırarak eylemi suç olmaktan çıkardığını belirten Cihan, Demet’in tahliyesine karar verilmesini ve yargılama sonunda beraatine karar verilmesini talep etti. Aksi durumda yaşanan olayda ‘ağır haksiz tahrik’ olduğunun kabul edilmesini ve Demet hakkında alt ceza indirimi uygulanarak tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Duruşma 19 Ocak’a ertelendi
Meşru müdafaa talebine karşın mahkeme heyeti, Demet’in kaçacağı, delilleri yok etme, gizleme veya başkaları üzerinde baskı yapma olasılığının bulunduğunu öne sürerek, tutuklunun halinin devamına karar verdi. Söz konusu tehditlere ilişkin mesajların ve varsa arama kayıtlarının incelenerek dosyaya eklenmesini talep eden mahkeme, duruşmayı 19 Ocak 2016 tarihinde saat 10.40’a erteledi.
Demet, erkek yargıya karşı hâkim olmak istiyor
Tecavüze uğramamak için kendini koruyan 19 yaşındaki Demet Y., açıktan lise okuyarak, cezaevinde sınava giriyor. Cinsiyetçi erkek yargının kararına karşılık olarak ileride hâkim olmak istiyor.
(fk)