'Özyönetim, 1921 Anayasası'nda doğrudan tanınmış bir hak'
09:59
JINHA
ANKARA - Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şubesi avukatlarından Nuray Özdoğan, şimdiye kadarki Türkiye Cumhuriyeti anayasalarının hiçbirisinde özyönetim talebinin yasaklanmadığını hatırlatarak, 'kuruluş' anayasası olan 1921 Anayasası'nda doğrudan tanınmış bir hak olduğunu kaydetti. HDP eş genel başkanlarına dönük tehdidin, onları meclise taşıyan halkların iradesine dönük bir tehdit olduğunu ifade eden Nuray, Cumhurbaşkanının açıklamasını 'yargısız siyasi infaz' olarak nitelendirdi.
7 Haziran seçimlerinden bu yana süren "savaş konsepti", özellikle 1 Kasım seçimlerinin ardından artarak devam etmiş ve bu süreç yandaş medya kanalları ve köşe yazarlarının linci ile birleştirilerek toplumsal bir kutuplaşmaya doğru sürüklenmişti. Hemen hemen her gün iktidar medyası tarafından Kürt halkı ve siyasileri hedef gösterilirken, bunu hedefin işaretleyicisini ise hiç kuşkusuz AKP hükümeti ile 'AKP'nin sözcüsü' Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan oluşturuyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), tam da bu nedenle Cumhurbaşkanı, Başbabakan ve bazı hükümet sözcüleri hakkında "halkı kin ve nefrete teşvik etmek" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, aynı zamanda medya aracılığıyla hem Kürt halkının, hem de seçilmiş vekillerinin hedef gösterildiği belirtilirken, önceki gün Cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı. Rojava Devrimi, Kobanê zaferi ile 7 Haziran zaferinden sonra Kürt halkının başta özyönetim talebi olmak üzere siyasi iradesini gözardı ederek yok sayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş için “Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir. Suçu irtikap eden milletvekili, belediye başkanı veya başkaları olabilir. Bunlar bunun bedelini ödemek durumundadır” dedi.
'Bu, yargısız siyasi infazdır'
Her gün bir belediye başkanının tutuklanarak cezaevine gönderildiği, HDP vekiller hakkında suç duyurularının olduğu bu günlerde, Cumhurbaşkanının bu sözlerinin hukuki dayanağını ve suç teşkil edip etmediğini Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şubesi avukatlarından Nuray Erdoğan'a sorduk. Cumhurbaşkanının, HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını işaret eden sözlerini JINHA'ya değerlendiren avukat Nuray Özdoğan, "Cumhurbaşkanı, HDP eş genel başkanlarının ve milletvekillerinin anayasal suç işlediğini iddia etmekte, yargıya ve meclise dokunulmazlıkların kaldırılması, tutuklanmaları ve cezalandırılmaları için gerekli süreci başlatmaları için talimat vermektedir. Bu, yargısız siyasi infazdır" dedi.
'Kendi hukukuna uymayanlara yargı sopasıyla tehdit'
"Demokratik hukuk devleti olduğu iddia edilen Türkiye'de hiçbir hukuk kuralı uygulanmamakta" diyen Nuray, yasal dayanağı olmadan talimatla sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve bu illerde yargının tümüyle askıya alındığını belirterek, "Her türlü işlem yargı denetimi dışına alınmakta iken anayasayı uygulamayan ve rafa kaldıranların muhalefeti sindirmek için 'anayasayı ihlal ettiği' iddiasında bulunması abesle iştigaldir" diye belirtti.
"Özyönetim ilan etme olasılığı" adı altında bir suç uydurulduğunu söyleyen Nuray, Çatak Belediyesi Eşbaşkanı Evin Kewe'nin bu gerekçeyle tutuklanarak Van M Tipi Kapalı Cezaevine gönderildiğini hatırlattı. Türkiye'de anayasanın askıya alındığı dönemlerin darbe dönemleri olduğuna dikkat çeken Nuray, "Ancak AKP iktidarı ile birlikte anayasanın fiili olarak askıya alındığı bir dönem daha yaşamaktayız. AKP, Anayasayı rafa kaldırıp kendi hukukunu uygulamakta, kendi hukukuna uymayanları da yargı sopası ile tehdit etmektedir" şeklinde ifade etti.
Meclise taşıyan halkların iradesine tehdit
Anayasanın 'siyasi partilerin ırk ayrımına dayalı bölücülük yapamayacağını, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, demokratik cumhuriyet ilkelerine aykırı davranamayacağını, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamayacağını' hüküm altına aldığını bir kez daha hatırlatan Nuray, "Şu hali ile cumhurbaşkanı ve partisi anayasayı zaten ihlal etmektedirler" dedi.
"Eşbaşkanlara dönük bu tehdit aslında onları meclise taşıyan halkların iradesine dönük bir tehdittir" diyen Nuray, şöyle devam etti: "'Bizim düzenimizde size yer yok' denmektedir. Yapılan, halkların eşit özgür yaşama hakkı üzerindeki dokunulmazlığı kaldırmaya çalışmaktır. Bu, halkı kin ve düşmanlığa sevk ve ırk ayrımcılığıdır. 'Benim irademi tanımayanı yok ederim, yaşatmam' demektir özcesi."
1921 Anayasası'nda özyönetim hakkı
Nuray'ın hatırlattığı bir başka noktada, özyönetimin 1921 Anayasası'nda doğrudan tanınmış bir hak olduğu. Özyönetim talebinin yasaklanmadığını belirten Nuray, "Şimdiye kadarki Türkiye Cumhuriyeti anayasalarının hiçbirisinde özyönetim talebi yasaklanmamıştır. Bu devletin kuruluş anayasası olarak kabul edebileceğimiz 1921 Anayasası'nda doğrudan tanınmış bir haktır" dedi.
(he-sy/fk)