Maaşlarını alamayan adliye çalışanları 77 gündür direnişte

09:05

Öykü Dilara Keskin/JINHA

İSTANBUL - Kartal Anadolu Adliyesi'nin yemekhane ve çay ocağında çalışan ve maaşlarını almadıkları için direnişte olan işçiler, "Koskoca Adalet Sarayı'nda uğradığımız adaletsizliğe bakın. Türkiye hep övünüyor ya 'adaletliyiz' diye görün burada bize yapılanları. Adaleti sağlaması gereken hakimler ve savcılarla aynı yerdeyiz ama bize karşı adaletli yaklaşan yok" diyor.

Kartal Anadolu Adliyesi'nin yemekhane ve çay ocağında çalışan yaklaşık 130 işçi, 77 gündür maaşlarını alamıyor. 4 Aralık'ta iş bırakan işçiler, adliyenin önünde maaşlarını alabilmek için direniyor. Direnişteki işçilerin büyük bir çoğunluğu kadınlardan oluşurken, taşeron işçileri olması nedeniyle ağır koşullar altında çalıştırıldılar. Şuan maaşlarını almayan işçiler, evlerinde geçimlerini nasıl sağlayacaklarını düşünüyorlar. Duyarlı olan kesimden destek bekleyen işçiler, destekler sonucunda maaşlarını alabileceklerini vurguluyor.

Türkiye'nin adalet anlayışı bir kez daha gözler önünde

Bir yandan ise işçiler tarafından adliyenin önünde küçük bir kafe ile alternatif bir alan oluşturuldu. Adliyeye gelenler çaylarını bu kafeden alarak, işçilerde destek sağlama imkânını buluyor. Bu süre içinde ise işçilerin yüzde 80'ni DİSK'e bağlı Dev-Turizm İş'e de üye oldu. Adliye önünde direnen işçiler haklarını alana kadar mücadele edeceklerini vurgularken, dünyanın en büyük adliyesi olarak övgülerle açılan Anadolu Adliyesi kendi işçilerine bile adaletli yaklaşmamış olması adalet anlayışını bir kez daha olmadığını gözler önüne seriyor.

'Koskoca Adalet Sarayı'nda uğradığımız adaletsizliğe bakın'

Adliyenin yemekhanesinde taşeron işçi olarak çalışan Gülistan Sert, maaşlarını vermemek için işçilerin oyalandığını buna karşı ise işçilerin greve gittiğini söyledi. "Sabahın 06.30'da gelip akşam evine gidiyorsun. Bazen ise paran olmadığında evine gidemiyorsun" diyerek yaşadığı sıkıntıları anlatan Gülistan, "Koskoca Adalet Sarayı'nda uğradığımız adaletsizliğe bakın. Türkiye hep övünüyor ya adaletliyiz diye görün burada bize yapılanları. Adaleti sağlaması gereken hakimler ve savcılarla aynı yerdeyiz ama bize karşı adaletli yaklaşan yok. İşveren sahip çıkmıyor, Başsavcı sahip çıkmıyor" dedi.

'Savcılar bizleri görmüyor uzaktan izliyorlar'

İlk olarak maaşlarını sözlü talep ettiklerini dile getiren Gülistan, maaşlarının 2 ayı aşkındır vermemesine tepki gösterdi. Sendikada örgütlenmelerinin ardından sendikanın işçilere destek olduğunu söyleyen Gülistan, tüm duyarlı insanların işçilerin yanında olması gerektiğine dikkat çekti. Gülistan, "Buraya gelen hemen herkes destek oluyor ama bir tek savcılar pencerelerden bizi izliyorlar. Davul zurnayla halaya başladığımızda mahkeme 15 dakika ara veriyormuş. Onlarda bize böyle destek olduklarını sanıyorlar. Bizi gözleri görmüyor sadece uzaktan izliyorlar" diyerek savcı ve hakimlerin destek olmamasına tepki gösterdi.

'Adalet nerede hâkimler, savcılar nerede?'

Maaşını alamadığı için su faturası ödeyemediğinden suyunun kesildiğini, daha önceden dondurduğu yemekleri yaparak yiyecek ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Gülistan, "Evi ben geçindiriyordum ama artık onu da yapamıyorum. Hafta sonu misafirim vardı ama evde yemek pişiremedim kız kardeşime gidip orda yapıp eve getirdim düştüğüm duruma bakın" diyerek yaşadığı zorluğu anlattı. Kadrolu olarak çalışmak istediğini dile getiren Gülistan, "Adalet Bakanlığı değil mi taşeronu getiren, ekmeğimi, suyumu, aşımı elimden alan onlar değil mi? Yeter artık biz kadrolu kalıcı bir işçi olarak çalışmak istiyoruz" diye belirtti. Direnişlerini kazana kadar halaylarla, sloganlarla mücadele edeceklerini söyleyen Gülistan son olarak şu ifadede bulundu: "Adalet nerde hâkimler, savcılar nerede? Bizde icraat çok onlarda ses yok."

'Fazlasını değil hakkımızı istiyoruz'

Yine direnişte olan ve 9 aydır çalışan Nuriye Akyüz ise, direniş boyunca iyi tepkiler aldıklarını direnişi daha da büyütmek için desteklerin önemli olduğuna dikkat çekti. Adliyenin önünde açtıkları kafeden bahseden Nuriye, "Kafeden kazandığımız geliri bölüşüyoruz, yol paralarımızı çıkartıyoruz, hem de karnımızı doyuruyoruz" diyor. Bir adliye sarayında taşeron sisteminin olmaması gerektiğini vurgulayan Nuriye, kadınların iş güvenliğinin olduğu bir iş ortamı istediğine dikkat çekti. Nuriye, "Çalıştığım süre içinde işverenimi görmedim bile. Ben savcılara, hakimlere ve personele hizmet ettim. Ben kendimi güvende hissettiğim bir yerde çalışmak istiyorum. Çalışmak istiyoruz biz fazlasını değil hakkımızı istiyoruz" dedi.

'Sesimize ses verin…'

Çocuklarının okuduğunu söyleyen Nuriye, "Maddi sıkıntılar yaşıyoruz. İnsanların sesimize ses vermesini destek olmasını istiyoruz. Emeğimizin böyle boşuna gitmesini istemiyoruz" diye kaydetti. Hafta içi bir gün avukatların gelerek yemekhanede tutanak tutacaklarını öğrendiklerini belirten Nuriye, "Yemekhanede eksik var mı diye bakacaklarmış. Eksik varsa bizden keseceklermiş, bizler hırsız değiliz. Biz çalınan haklarımızı istiyoruz" diyerek hak taleplerini yineledi.

(mg)