Cinsel istismara uğrayan G.S.Ç'nin Özgecan'dan farkı yok!
09:07
Filiz Zeyrek / JINHA
ADANA - Yumurtalık'ta 31 kişinin 14 yaşındaki G.S.Ç 'yi cinsel istismar davasının 25 Aralık'a ertelenmesinin ardından dava avukatlarından ve Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ebru Çatıkkaş, dava sürecine ilişkin açıklamalarda bulunarak, "G.S.Ç.'nin yaşadıklarının Özgecan'dan bir farkı yok. 9 yaşından beri istismara uğrayan bir çocuk var. Umuyoruz ki bu dava sonucu beklenilen gibi olur" dedi.
Adana'nın Yumurtalık ilçesinde 14 yaşındaki G.S.Ç'ye yönelik cinsel istismarda bulunmaktan yargılanan 11'i çocuk 31 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. "Çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hürriyetten yoksun kılma" ve "çocuğu fuhşa teşvik" suçlamaları ile yargılananın sanıklar, iddianamenin okunmasının ardından tutuklu sanıkların savunmalarının alındığı duruşma, diğer sanıklarında dinlenmesi için 25 Aralığa ertelendi. Dava avukatlarından ve Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ebru Çatıkkaş, dava sürecini ve seyrini JINHA'ya anlattı.
'9 yaşından beri tecavüze zorlanıyor'
Ebru, "60 yaşındaki Vedat dede dediği adam 9 yaşındayken harçlık verme bahanesi ile eve götürüp tecavüz ediyor. Çocuğun ifadesinde söylediği gibi mahkemede bile Vedat dede diye hitap ettiği adam 4 yıldır torunu yaşındaki çocuğa harçlık vererek cinsel ilişki yaşıyormuş. Vedat aileye de yardımda bulunduğunu söyleyerek aslında çocuğu kendine daha da muhtaç ederek psikolojik olarak sahiplenmeye çalışmış" dedi.
G.S.Ç'nin sonraki sürecinden bahseden Ebru, "G.S.Ç. bir kadın satıcısının eline düşmüş. Sonra okula gitmediğini fark edince aile çocukları kayıp diye ilan veriyor. O şekilde araştırıyorlar kızı bir evde buluyorlar. O evdeki kişinin de ifadesine göre G.S.Ç. 9 yaşından beri tecavüze zorlanıyor. Bir çok kişiye pazarlandığı öğreniliyor. G.S.Ç. çok akıllı ve herkesi tek tek bildiği isimle nerde ne yapıldıysa ayrıntılı bir şekilde anlattı en başında. Ama bu sürecin en sıkıntılı yanı, mağdur beyanı alındığı zaman polis eşliğinde olması. Bu durumu yaşayanlar tekrar tekrar durumu anlattığında istismarı tekrardan yaşamak durumunda kalıyorlar. Biz ilk başta olayın duyulmasını istemedik. Toplamda 31 kişi var ve arada tahliye olanlar oldu, tekrar yakalananlar oldu, G.S.Ç.'nin aklına isim olarak gelenler oldu. Bu durum böyle olunca süreç onların yakalanma sürecini de etkiler diye biz basın emekçisi arkadaşlara bu davayı pek paylaşmak istemedik" şeklinde konuştu.
'Mahkeme çocuğa hassas davrandı'
Dosyada toplamda 31 sanık olduğunu belirten Ebru, bunların 20'sinin 18 yaşından büyük sanıklar 11 tanesinin de 18 yaşından küçük sanıklar olduğunu söyledi. Ebru, olayla ilgili olarak 2 ayrı dosya açıldığını ifade ederek, "Ceyhan iki ağır cezadan en yakın yer orası olduğu için Yumurtalık'a gönderildi ve dosyalar birleşti. Geçen hafta cuma günü duruşması vardı duruşma uzun sürdü mahkeme kıza çok hassas davrandı hassas davrandığı için mahkeme başkanına ve heyetine ayrıca teşekkür ediyoruz. Biz hem çocuk hakları komisyonu olarak hem de Adana barosu kadın hakları komisyonu olarak duruşmaya katıldık duruşmadan haberdar olan gönüllü arkadaşlarımızda vardı duruşmada" şeklinde konuştu.
'25 Aralık'ta ki dava için birlik olmak gerekir'
Cuma günü gerçekleştirilen duruşmada 31 sanıktan 20 tanesinin dinlendiğini ve davanın 17 saat sürdüğünü anlatan Ebru, "Aile çok kültürlü, ayrıca da gariban bir aile hayvancılıkla geçiniyorlar maddi olarak çok zor durumda bir aile. Zaten kızı da bu yönde kullanılmış öğretmenleri ve psikolog da yanımızdaydı onlarda çok destek oluyorlardı çocuğa karşı yaklaşımları çok güzeldi. Demek ki Özgecan'dan sonra bir şeyler daha fark edilmiş ve daha hassas davranılıyor. Bundan önceki dosyalarda sanıklar kadınların ne kadar iradesinin olduğunu nasıl işçilik yaptığını nasıl hayatını bedenini sattığını anlatırlardı bu sefer bunu yapmadılar hiçbir sanık ben bununla birlikte oldum para verdim demedi sadece ben tanımıyorum bana iftira attı dedi hepsi.
Kızımıza ilk 9 yaşında tecavüz edilmiş ve tecavüzü anlatırken bile 'Vedat dedem bana bunu yaptı' şeklinde anlatıyor. Anlatırken bile dede diye hitap ediyor çocuk. Vedat o kadar ailenin içinde o kadarki güven temkin etmiş ki, zaten savunmasında da 'ben çok iyi bir babayım, çok iyi bir adamım herkes beni sever, torun torba sahibiyim ben böyle şeyler yapmam' dedi. 25 Aralıkta yeniden duruşma da tüm sanıklar katılacak yalnız yaşları küçük 11 sanık tek dinlenecek ve bu durumda birlik olmak gerekir" diye kaydetti.
'Sanıklar aileye tehditlerde bulunuyor'
Sanıklar içerisinden güçlü olanlar ve bu gücünü aile üzerinde kullanarak çocuğun şikayetinden vazgeçmesini isteyenler olduğuna dikkat çeken Ebru, "Para teklif ediyorlar, tehdit ediyorlar yani şikayetinden vazgeçsin diye her yolu deniyorlar. Çocuğa ulaşamazlar ama ailenin gidecek bir yeri yok, çünkü maddi durumları gerçekten çok kötü. Zaten istismar buradan başlıyor, maddi durumları iyi olmadığı, muhtaç olduğu için bunu kullanarak 9 yaşında bile olsa bedenlerinin üzerinde kendi maddi durumlarını kullanarak egemenlik sağlamaya ve istedikleri gibi hüküm sağlamaya çalışmışlar" şeklinde ifade etti.
'O benim evladım ve ona asla kıyamam'
Aileye sürekli çevrelerinden namusunu temizle baskısı yapıldığını belirten Ebru, "Ne zaman namusunu temizleyeceksin diye babaya baskılar yapılmaya başladı ama şu çok hoşuma gitti baba böyle diyenlere 'o benim evladım ve ona asla kıyamam' diyor, 'siz gidin benim kızımı bu hale getiren o alçaklara söyleyin kendi pisliklerini temizlesinler' diyor. Biz hem avukat olarak hem de insan hakları savunucuları olarak bu ailenin ve çocuğumuzun yanında yer alacağız. Kesinlikle bu çocuğa yapılan vahşetin Özgecan'a yapılan vahşetten çok farkı yoktur. Özgecan davasında alınan sonucu bu çocuğun davasında da almak için elimizden geleni yapacağız, bunun içinde tekrar söylüyorum kesinlikle birlik olması gerektiğini söylüyorum özellikle de kadınlara sesleniyorum. Çocuklara ve kadınlara yönelik tüm suçların karşısında durarak bunların tekrarlanmaması için her şeyi yapmalıyız" dedi.
(dk)