ÖHD: Özgür basının yanında yer alacağız

12:46

JINHA

İSTANBUL - ÖHD İstanbul Şubesi, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması ve basına yönelik baskılara ilişkin yazılı açıklama yayınlayarak, özgür basının yanında yer alacaklarını belirtti.

Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün, 'Mit tırları' haberinin bahane edilerek, 'casusluk ve örgüt üyeliği' suçlamalarından tutuklanmalarına yönelik yazılı açıklama yayınladı. Can ve Erdem'in Suriye'ye silah götüren tırlarla ilgili haber yaptıkları için tutuklandıkları hatırlatılan açıklamada şöyle denildi: "Dün akşam saatlerinde Çağlayan Adliyesi yeni bir hukuk tanımazlığa tanıklık etti: İki gazeteci yaptıkları haber nedeniyle tutuklandı. Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül, kamuoyunun yakından bildiği, Suriye'ye silah götüren tırlar ile ilgili haber ve fotoğrafları gazetelerinde yayınladıkları için tutuklandılar."

'JINHA ve DİHA çalışanları tutuklandı, savaş muhabirleri darp ediliyor'

Gazetecilere yönelik baskı ve tutuklamaların ilk olmadığına dikkat çekilen açıklamada, "Bu ilk değildi. Son aylarda Türkiye'de bırakalım basın özgürlüğünü, özgür basının hayatta kalma, varlığını sürdürme ihtimalini sorgulatan gelişmeler yaşanıyor. DİHA, Özgür Gündem gibi ulusal ajans ve gazetelerin internet sitelerine erişim engelleniyor; DİHA binası basılıyor; ulusal medya organlarına el konuluyor; DİHA ve JINHA çalışanları tutuklanıyor; Kürdistan'da adeta savaş muhabirliği yapan basın emekçileri darp ediliyor…" denildi.

'Toplumun hukuksal güvenliği gasp edildi'

"Şimdi iktidar sahipleri çıkıp 'kimse gazetecilik mesleği yüzünden tutuklanmıyor' diyecekler! Ve belki aynı iktidar sahipleri bir zaman sonra çıkıp 'tutuklanmaları hataydı, oyuna geldik' mealinde açıklamalar yapacaklar. İşin aslı ise, ortada bir oyun olduğu açık ve bu bir hukuk oyunu olarak sergileniyor" denilen açıklamada, hukukun siyasetin elinde bu denli itibarsız bir araca dönüştürüldüğünde sadece basının değil tüm toplumun hukuksal güvenliğinin gasp edilmiş olduğunun altı çizildi.


'Asıl olayları görmezden gelen basın anlayışı sorgulanmalı'

Açıklamada şunlara yer verildi: "Bir devletin yanı başındaki çatışma sahasına yasal olmayan yollardan silah gönderdiğine dair kuvvetli bir iddia ve soruşturma varsa ve bu eylem o ülke yasaları içinde suç fiili oluşturuyorsa, o ülkedeki bir gazetecinin bu olayı haberleştirmesi nasıl suç oluşturabilir? Aksine bu olayı görmezden gelerek yok sayan bir basın anlayışı ve etiğinin sorgulanması gerekmez miydi?

Toplu katliam davaları faillerinin tek tek beraat ettirildiği bir iklimde, devlet eliyle işlenen suçlara cezasızlık ikliminde halkın haber alma hakkını temsil eden gazetecilerin, basın emekçilerinin darp edilmesi, kovuşturulması, tutuklanması, basın özgürlüğünün katledilmesidir. Özgürlükçü hukukçular olarak kınıyor, her şart altında basın özgürlüğünden ve basın emekçilerinden yana olacağımızı deklare ediyoruz."

(ödk/dk)