Yargısız infaz cezasız bırakıldı: Çaldıran Davası'na da beraat!
13:35
JINHA
ANKARA - Van'ın Çaldıran ilçesinde 7 Ekim 2009 tarihinde lise öğrencisi İbrahim Atabay ile HPG'li Sunullah Keserci ve Necmeddin Ahmed Hasan'ın infaz edilmesine ilişkin görülen 'Çaldıran Davası'nda mahkeme heyeti, tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Davanın avukatlarından Hasan Anlar ise, "Devlet yargısız infazın olup olmadığına araştırmıyorsa bu devletin acizliğindedir" dedi.
Van'ın Çaldıran ilçesi Buğulukaynak (Kel) köyünde 7 Ekim 2009 tarihinde lise öğrencisi İbrahim Atabay ile HPG'li Sunullah Keserci (Sipan) ve Necmeddin Ahmed Hasan (Necmi Afrin) infaz edilmesine ilişkin 14'üncü dava duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada infaz edilen maktullerden İbrahim Atabay'ın ailesi avukatları ve yakınlarının yanı sıra tutuksuz yargılanan özel harekat timi ve asker olmak üzere 17 sanık ile avukatları bulundu.
'Yaşam hakkı ihlal ediliyorsa burada devlet sorumludur'
Duruşmada konuşan müşteki avukatlarından Senem Doğanoğlu, ölümlerin işkence sonucu olduğunu düşündüklerini belirterek, "Maktullerde tespit edilen kemik kırıklarına ilişkin kemik raporunun mahkeme tarafından istenmesini istiyoruz. İddia makamı böyle bir infazın olmadığını iddia ediyor. 'Bize siz neyin peşindesiniz' diyor. Bu dosyada etkin soruşturma ve etkin inceleme yapılmamıştır. Buna bile bakılırsa kasten öldürme olarak değerlendirilebilir. Bunca delil varken, gizli tanıklar hep beraber dinledik. Muhtemelendir alışmış oldukları gizli tanıklar, 'infaz etmişiz' demişler. Aynı şekilde sanıklar da bunu söylüyorlar. 17 yaşındaki bir çocuk olması operasyonel yetersizliğin yaşam hakkı ihlal ediliyorsa burada devlet sorumludur" diye konuştu.
'Sanıkların ifadeleri çelişkili'
Senem, "Kayanın arkasından ateş ediyorlardı iddiası otopsi raporlarıyla çelişmektedir. Bir de bu şekilde çembere aldıklarını söyleyen sanıkların ifadelerinde de belirtildiğinde yine çelişmektedir. Otopsi raporları eksiktir. İnfaz edilinceye kadar maktullerin ikisi gerillanın ve 17 yaşındaki çocuğun infaz edildiği açıktır. Her üç yılda hukuk sisteminin alt üst olduğu bu ülkede 25-26 Aralık baskılarına maruz kalmadan sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz" dedi.
'Devletin acizliği'
Avukat Hasan Anlar ise, "Burada bu mütalaa üzerinde verilecek bir karar kamu vicdanını rahatlatacak bir karar olmaz. Devlet yargısız infazın olup olmadığına araştırmıyorsa bu devletin acizliğindedir. İddia makamı bireyin hak ve özgürlüğünü koruması gerekirken devleti korumaya çalışıyor ve sanıkların lehine mütalaa hazırlıyor" diye konuştu.
'Kardeşimin silahı nerede?'
İbrahim Atabay'ın ağabeyi ise, "Bizim vergilerimizle bizi korumakla yükümlü kişiler kardeşimi öldürdüler. Benim kardeşimin silahı nerede, bunların en ağır şekilde cezalandırılması gerek. Bizler de kurbanlık koyun değiliz. Kardeşimiz gözümüzün önünde öldürüldü. Paramparça edildi. Gözleri oyuldu. Et ve tırnakları çekildi. Üzerinden çıkan elbiseleri Diyarbakır'da kayboldu. Olay yerinde et ve kemik parçaları, çok sayıda boşkovan ve sigara izmariti vardı" ifadelerinde bulundu.
Tüm sanıklara beraat
Duruşmada, sanıkların beraatını talep eden iddia makamının talebi mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Mahkeme heyeti, sanıklar Van İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Vecihi Halil İyigün ile muvazzaf askerler dönemin Jandarma Özel Harekat Tabur Komutan Yardımcısı Binbaşı Hakan Başaklıgil, Üstteğmen Muhlis Çolak, Astsubay Başçavuş Kabil Tanyeli, Jandarma Özel Harekat timinde görevli uzman çavuşlar İsmail Taşdemir, Hasan Kaya, Ünal Demirbaş, Hasan Emir, Mustafa Küpeli, Abdülkadir Karaca, Abdülmütalip Ateş, Mustafa Perpil, Mehmet Kocaboğa, Hamza Çelik, Hüseyin Güzel, Mevlüt Mete ve Özgenç Soylu'nun beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, ayrıca sanıklara, tutuklu bulundukları süre içinde tazminat davası açma hakkı tanıdı.
Ne olmuştu?
Van'ın Çaldıran ilçesine bağlı Kelê köyünde 7 Ekim 2009 tarihinde 2 HPG'li ile bir lise öğrencisinin bir evden çıkarken, İlçe Jandarma Komutanlığı ve JÖH üyelerinin baskın düzenlemesi sonucu üç kişi evden uzaklaşırken, birlikler tarafından sağ yakalanmıştı.
İlçe Jandarma Komutanlığı'nın Van Alay Komutanlığı'na olayı bildirmesi üzerine helikopter ile ilçeye gelen Van İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Vecihi Halil İyigün ile muvazzaf askerler dönemin Jandarma Özel Harekat Tabur Komutan Yardımcısı Binbaşı Hakan Başaklıgil, Üstteğmen Muhlis Çolak, Astsubay Başçavuş Kabil Tanyeli, Jandarma Özel Harekat timinde görevli uzman çavuşlar İsmail Taşdemir, Hasan Kaya, Ünal Demirbaş, Hasan Emir, Mustafa Küpeli, Abdülkadir Karaca, Abdülmütalip Ateş, Mustafa Perpil, Mehmet Kocaboğa, Hamza Çelik, Hüseyin Güzel, Mevlüt Mete ve Özgenç Soylu iki HPG'li ile lise öğrencisini infaz ettiği belirtilmişti.
İnfazın üzerinden bir hafta geçtikten sonra bölgeye gelen İHD heyetinin inceleme yapması ve incelemenin ardından tanıklarla birlikte suç duyurusunda bulunması sonuç vermezken, infazın gerçekleştirildiğine tanıklık eden askerlerden birisinin ihbarı üzerine dava açıldı.
Dava kapsamında sürdürülen gizli soruşturma sonucunda 17 özel harekat timi ve albay tutuklandı. Özel harekat timleri bir hafta sonra serbest bırakılırken, Albay ise bir yıl tutuklu kaldıktan sonra dava "aşiret yapılanması nedeniyle güvenlik zafiyeti olduğu" gerekçesiyle Ankara'ya taşınınca serbest bırakıldı.
(he/sy/mg)