Yargıda skandal bir karar daha: Hatice'yi katledene 'tutkulu sevgi' indirimi!
11:55
JINHA
ANKARA - Orhan Munis, evlenme teklifini kabul etmeyen sanatçı Hatice Kaçmaz'ı 16 bıçak darbesiyle katletti. Mahkeme, bu suçu, 'tasarlayarak öldürme' kabul etmedi ve ceza indirimine gitti. Gerekçeli kararda ise "sanığın tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisiyle ve ruh halinde yarattığı hiddetle yanına bıçak aldığı" şeklinde skandal bir açıklama yapıldı.
Türkiye'de kadın katliamları artarak devam ederken, yargı eliyle de kadın katillerine verilen indirimler katliamların artmasına neden oluyor. Yargının skandal kararlarına bir yenisi daha eklendi. Orhan Munis isimli kişi, TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz'ı, 'evlilik teklifini reddettiği gerekçesiyle' bıçakla katletti. Ancak mahkeme, müebbet hapis talebiyle yargılanan sanığın eylemini, "tasarlayarak öldürme" kapsamına sokmadı ve cezada indirime gitti. 2014 yılında TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz'ı katleden Orhan Munis'in suçunu "tasarlayarak öldürme" kapsamına sokmayan mahkeme, bu sayede sanığa 'ağırlaştırılmış müebbet' yerine 'müebbet' hapis cezası verdi.
Mahkemeden skandal açıklama
Mahkeme, Hatice Kaçmaz'ın 16 bıçak darbesiyle öldürülmesini, sevgiye bağlayarak kararını "Duygusal çöküntü ve hiddetin maktuledeki bıçak darbeleri sayısı ile ortaya çıktığı, hiddetin sanığın soğukkanlı düşünme ve hareket etmesini engellediği, dolayısıyla tasarlamadan söz etmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır" şeklinde skandal bir ifadeyle açıkladı.
'Kurban almaya gidiyordum' demiş ancak üzerinde parası yok!
TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz, bir süre görüştüğü ancak sabıkasını kendisinden gizleyen Orhan Munis'le evlenmeyi reddetmiş, Munis bunun üzerine son kez buluşmakta ısrarcı olduğu Hatice Kaçmaz'ı bıçakla öldürmüştü. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanık, yanına bıçak almasını "kurban almaya gidiyordum" diye açıklamıştı. 1 Temmuz'da görülen duruşmada, avukat Ceren Şimşek, sanığın bıçağı bileğine sakladığını, yanında da kurban alacak para bulunmadığını söylemiş, sanık ise parasını düşürdüğünü iddia etmişti.
Hukuk savcıya göre mi değişiyor?
Savcı Bilal Gündüz, Orhan Munis için tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Ancak savcı değişince, dosya yeni savcıya verildi. Yeni savcı Banu Aksoy, 8 Ekim'deki duruşmada, esas hakkındaki görüşü değiştirdi ve sanığın sadece öldürme suçundan cezalandırılmasını istedi. Mahkeme de 16 Ekim'de yapılan duruşmada "tasarlayarak öldürme" değil "öldürme" suçundan ceza verdi. Mahkeme takdir veya iyi hal indirimi yapmadı ama kararın tasarlayarak öldürmeye dayanmaması sanığı ağırlaştırılmış müebbetten kurtardı. Müebbet hapis cezası alan sanık, 30 yılı aşkın süre kesintisiz ceza yatmaktan kurtuldu.
Tasarlayarak değil sevgisinden öldürmüş!
Mahkemenin karar gerekçesinde ise Yargıtay içtihatlarına göre tasarlayarak öldürme suçunun unsurlarının oluşmadığı kaydedildi. Bu suçun oluşması için "bir suç işlemeye sebatla ve koşulsuz olarak karar verme, soğukkanlı biçimde düşündükten sonra ulaştığı ruhi sükunete rağmen kararından vazgeçmeme, neticeyi engelleyecek engelleri ortadan kaldırmaya yönelik plan yapma, mağdurun kendini savunma ihtimalini ortadan kaldırma" unsurlarının bulunması gerektiği kaydedildi.
Kararda katliam meşrulaştırıldı: Evlilik teklifini reddettiği için…
Kararda, sanığın maktüleyi önceden tehdit etmediği, aralarında tartışma geçtiğine yönelik tanık bulunmadığı belirtilerek, "Maktule ile ayrılmayı düşünmeyen, evlenmeyi isteyen sanık, maktülenin evlenme isteğini bir türlü kabul etmemesi, ayrılma düşüncesini kendisine hissettirip açıklaması sonucu içindeki tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisi ve ruh hali üzerinde yarattığı hiddetle yanına bıçak alarak maktule ile her zaman buluştukları parka gitmiş ve o hiddetin sonucu olarak maktuleye bıçak darbelerini vurmuştur" denildi.
Bıçak darbe sayısı duygusal çöküntüdenmiş!
Kararda, böylece sanığın "kurban kesmek için bıçak almıştım" savunmasına itibar edilmediği kabullenilirken, buna rağmen neden cinayetin "tasarlayarak öldürme" sayılmadığı, "Sanığın maktule ile telefonla görüşmesiyle parka gitmesi arasında geçen 2 saatlik sürede öldürmeye sebatla karar vermesi, soğukkanlı düşünerek icraya başlaması, engelleri ortadan kaldıracak plan yapması, ezcümle tasarlamanın tüm unsurları ile oluşması mümkün olmayacaktır. Duygusal çöküntü ve hiddetin maktuledeki bıçak darbeleri sayısı ile ortaya çıktığı, hiddetin sanığın soğukkanlı düşünme ve hareket etmesini engellediği, dolayısıyla tasarlamadan söz etmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır" ifadeleriyle açıklanmaya çalışıldı.
(mg)