ÖHD: Deliller karartılıyor

08:36

JINHA

ANKARA - Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Ankara katliamının soruşturmasının bağımsız yapılmayacağını belirterek "Bu saldırıda açık bir şekilde hukuksuzluk görülüyor. Etkin bir soruşturma yürütülmesi için gereken asgari planlamadan yoksun, hızla ve derinlemesine yürütülmeyen işlemler ve hiçbir resmi bilgilendirmenin yapılmaması, soruşturmanın kamudan kaçırılacağını ortaya koymuştur. 'infial korkusu' ve 'savcı güvenliği' endişelerinin yürüttüğü bu soruşturmanın bağımsız olamayacağı da açıktır" dedi.

Ankara'da yaşanan katliamın ayrıntılarına ilişkin Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından yazılı açıklama yapıldı. Barış Mitingi'nde saat 09.30 sularında ardıl patlamaların gerçekleştirildiği kaydedilen açıklamada, "Patlama iki ayrı noktada, dar alanda çok sayıda ölümlere neden olduğu için, iki ayrı canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir. Bu durum görgü tanıklarının anlatımları, olay yerinde görülen fiziksel bulgularla doğrulamaktadır. Bilindiği üzere hukuk dışı, yargısız infaz gibi şüpheli ölümlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca uyulması gereken asgari prensipler Minnesota Protokolü'nde düzenlenmektedir. Tespitler insan hakları hukukunun bu aracı da esas almak üzere aşağıda ifade edilmektedir" denildi.

'Olay yeri inceleme ekipleri geç geldi'

Bombalama eyleminin soruşturulması derhal, tarafsız ve etkili nitelikte olması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, "Olay yerine gelindiğinde, hiçbir surette patlamaların gerçekleştiği yer koruma altına alınmamış, olay yeri inceleme ekipleri ve Savcı olay yerine henüz intikal etmemiş, olay yerinde bulunan halkın güvenliğine dair hiçbir önlem alınmadığı görülmüştür. Patlamaların gerçekleşmesinden yaklaşık 1,5 saat sonra Olay Yeri İnceleme ekipleri gelmiş ancak henüz Savcı gelmediği için işlemlere başlanmamıştır. Patlamanın gerçekleşmesinden 2,5 saat sonra Başsavcı vekili olay yerine gelmiş ve başka savcıların görevlendirileceğini ifade etmiştir" diye kaydedildi.

'Güvenlik önlemleri sadece avukat ve aileler aleyhine alındı'

Olay yeri inceleme işlemleri sırasında delillerin kaybolmasının önlenmesi, derinlemesine soruşturma yürütülmesinin güvence altına alınması amacıyla hazır bulunmak isteyen avukatların olay yerinden uzaklaştırıldığını ve sadece 3 avukatın hazır olmasına izin verildiğine dikkat çekilen açıklamada, "
Olay yeri inceleme devam ederken dahi güvenlik önlemleri sadece avukatlar ve yakınları aleyhine alınmıştır. Cenazelerin kaldırılmasına odaklanan ekipler, geniş menzilli sonuçları olan patlamada olay yeri inceleme alanı dar tutulmuş, kimliklendirme için zorunlu doku örnekleri, eşya ve suçun aydınlatılması için gereken fiziksel deliller inceleme dışı bırakılmıştır. Delillerin güvenliği sağlanmadığından, olay yerinin bozulduğu ve bunun önlenmediği açıktır. Bunun gibi olay yerinde birçok insanın delillerin üzerine basarak gezdiği gözlemlenmiştir. Cenaze araçlarının da benzer şekilde olay yerine delillerin üzerinden geçip cenazelere yaklaşarak hareket ettikleri görülmüştür" ifadelerine yer verildi.

'Savcı bulunamadı'

Avukatların soruşturma işlemlerinin hiçbir aşamasında bilgilendirilmediğinin altı çizilen açıklamda, talep edilen görüntü kayıtları ve diğer deliller yönünden taleplerinin ise cevapsız bırakıldığı belirtildi.
Ankara Adliyesine ulaşan avukatların "nöbetçi savcıya" yönlendirildiğine dikkat çekilen açıklamada, etkin ve hızlı yürütülmesi gerekecek olan soruşturmanın yürütücüsü olan herhangi bir Savcının ise bulunamadığının altı çizildi. Açılamada, "Nöbetçi Başsavcı vekili ile yapılan görüşmede sadece otopsiler ile ilgilenildiği soruşturma ile ilgilenilmediği bilgisi alınmıştır. Olayın vahametine rağmen valilik binasında ise kimsenin olmadığı anlaşılmıştır. Olay yerinin genişliği ve fiziksel deliller göz önünde bulundurulduğunda yeterli sayıda adli tıp uzmanı ve olay yeri inceleme ekibinin görevlendirilmediği, savcı sayısının yetersiz olduğu gözlemlenmiştir" denildi.

Açıklamaya şöyle devam edildi: "Otopsi işlemleri sırasında avukatların hazır bulunması önünde engel çıkarılmış, sabit kanuna uygun bir uygulama gerçekleştirilmemiştir. Olay anında olay yerinde bulunan avukatların ve tanıkların anlatımı ile patlamanın ardından çevik kuvvet patlama alanına doğru mitinge katılanlara karşı göz yaşartıcı kimyasal ve plastik mermi kullanmıştır. Olay yerinde Arena Spor Salonu kısmında bulunup yaralılara yardım etmeye çalışılırken polislerden yardım istenmesine rağmen ambulanslara yol açma dahil olmak üzere, yardım edememiştir. Ambulanslar olaydan sonra derhal olay yerine gelmemiş, ambulans yolu çevik kuvvet tarafından kapatılmıştır. Çevrede bulunan kişilerin dağıtılması için kolluk kuvvetleri tarafından defalarca havaya ateş açılmıştır. Çevik kuvvet polislerinin müdahalesi ile birlikte insanlar cenazelerin üzerine basarak kaçmak zorunda bırakılmıştır. Olay sonrası güvenlik güçlerinin olay yerine ve insanlara müdahale tarzı, ortamdaki kaosu arttırmış, yaralılara müdahaleyi geciktirmiş, bir kısım insanların kaçışırken yaralanmalarına sebep olmuştur.


Olay yeri inceleme çalışması sürdürülürken Tren Garı'nın Sıhhiye yönünde çevik kuvvet görevlileri tarafından halkın tahrik edildiği, özellikle bazı emniyet mensupları tarafından cenazelere saygısızlık yapıldığı, delillerin üzerine istemli olarak basıldığı ve halka küfredildiği öğrenilmiştir. Sonrasında avukatlar tarafından ilgili memurlar hakkında tutanak tutulması istemi ekip amiri tarafından önlenmiştir. Olaylarda fail kişiliği belirgin polis memuru çevik kuvvet yeleğini çıkarıp sivil kıyafetleriyle (kırmızı tişört) olay yeri incelemesinden koşarak ve cenazelere, delillere basarak uzaklaşmıştır. Ardı sıra tespit için alanda bulunan avukatlar polisler tarafından darp edilmiştir. Hastanelerde hastaların ve olay sonrası yaşamını yitirenlerin bilgilerine ulaşılması ve buralara erişim özel güvenlikler tarafından engellenmiştir. Sadece erken safhada tespit edilen bu aykırılıklar delillerin karartılması endişesi yaratmaktadır. Etkin bir soruşturma yürütülmesi için gereken asgari planlamadan yoksun, hızla ve derinlemesine yürütülmeyen işlemler ve hiçbir resmi bilgilendirmenin yapılmaması, soruşturmanın kamudan kaçırılacağını ortaya koymuştur. 'infial korkusu' ve 'savcı güvenliği' endişelerinin yürüttüğü bu soruşturmanın bağımsız olamayacağı da açıktır."


(ekip/zd/fk)