İpek Bozkurt: Teşhir ve cinsel işkence savaş suçudur

09:01

JINHA

İSTANBUL - AKP'nin savaş konseptinin tırmandırılmasıyla birlikte kadınlara yönelik eril sistem odaklı saldırılar arttı. YJA Star gerillası Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) işkence ile katledilerek bedeninin teşhir edilmesinin yankıları sürerken Adana'da gözaltına alınan Figen Şahin'eise polis tarafından cinsel işkence ve şantaj yapıldı. Savaşın kadın bedeni üzerinden de yürütüldüğüne dikkat çeken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gönüllü avukatı İpek Bozkurt, bunun Uluslararası Ceza Mahkemeleri nezdinde savaş suçu olduğunu söyledi.

Türkiye'de yoğunlaşan savaş ortamıyla köylerin boşaltılması, HDP'lilere yönelik tutuklamalar, sokağa çıkma yasakları ve daha birçok uygulama insanlarda 90'lı yıllara ve aynı zamanda silahlı, siyasi ve psikolojik operasyonlar Türkiye'nin her yerinde farklı algıların oluşmasına ve yorumlanmasına yol açtı. AKP'nin savaş konseptinin bir parçası olarak eril zihniyetin 'ahlak' yada 'namus' anlayışı çerçevesinde kadın bedenine yönelik saldırılarda tırmanışa geçti. 10 Ağustos'ta Varto'da yol kesme eylemi sırasında çıkan çatışmada yaralanan YJA Star gerillası Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) işkence ile katledilmesi, bedeninin yerlerde sürüklenmesi ve çıplak olarak teşhir edilmesine büyük bir infiale yol açmıştı. 23 Ağustos'ta ise Adana'da gözaltına alınan Figen Şahin'e karakolda ve polis otosunda cinsel işkene yapıldığı ortaya çıktı.

'Savaş her zaman kadınlara ve çocuklara zarar veriyor'

Kadın bedenine yönelik saldırılar ve kadınlara yönelik savaş suçların uluslararası hukuktaki yerini ele alan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gönüllü avukatı İpek Bozkurt, bunu savaş suçu olduğunu ve sorumluların yargılanması gerektiğini söyledi. Türkiye genelinde yapılan 7 Haziran seçimlerinin ardından geçici AKP hükümetinin yürüttüğü politikalar doğrultusunda kanlı bir sürece girildiğine işaret eden İpek, "Özelikle seçim sonuçlarından memnun olmayan iktidarın ellerindekilerini paylaşmak istemedikleri için bu yeni hükümetin kurulmasını nasıl engelleyebiliriz diye toplumun içine bir ateş bombası attığını düşünüyorum. O yüzden bilinç olarak ortaya çıkan bir yapay savaş sürecini ortaya kondu" diye konuştu. Bu savaşın başta kadın ve çocuklara zarar verdiğini ifade eden İpek, özellikle kadın bedeninin bir "meydan muharebesi" gibi kullanıldığını belirtti.

'Ekin Wan, erkek zihniyetinin ne kadar dibe indiğini gösterdi'

Katledilen YJA Star gerillası Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) çıplak bedeni üzerinden yürütülmek istenen savaşa işaret eden İpek, "Onu öldürenler, ayaklarındaki o postallarıyla, rahat duruşlarıyla kadın gerillanın benini teşhir ederek aslında onun nasıl cinsel bir obje olarak namusuna göz diktiklerini anlatmak istiyorlar. Bu tabi çok iğrenç bir şey. Erkek zihniyetinin ne kadar dibe çekebileceğini gösteren bir şey. Bu toprak anavatan diye geçen yerde ne o ananın ne de kadın bedeni üzerinden üretilen bir savaş diyalogu aslında" diyerek tepkisini dile getirdi.

'Ekin Wan'ın bedeninin teşhir edilmesi savaş suçudur'

Ekin Wan'ın çıplak fotoğraflarının yayılması ve cinsel bir obje olarak gösterilmesinin Uluslararası Ceza Mahkemesindeki yerini anlatan İpek sözlerine şöyle devam etti: "Uluslararası ceza mahkemesinde Cenevre konvansiyonu ve uluslararası hukuk altında belirlediği bazı savaş suçları var. Bu savaş suçlarının içinde yağmalama da var. İnsanlık onuruna ve haysiyetine uyuşmayan uygun düşmeyen onları ihlal eden hareketler de var. Aslında kadınların erkekler tarafından ezilen objeler olduğunu gösteren çok önemli bir şey Ekin Wan. Çünkü uluslararası ceza mahkemesi diyor ki savaş suçları arasında kadınların tecavüze uğraması, köleleştirilmesi ve kötü muameleye uğraması da aslında savaş suçu. Dolayısıyla Ekin Wan'ın çıplak bedeni onu öldürenler tarafında bu şekilde teşhir edilmesi, yayılması, itibarsızlaştırılmaya çalışılması aslında bunun bir savaş suçu olduğunu gösteriyor."

'Kadınlar bir araya gelmeli'

Kadınların bu süreçte yapması gerekenleri anlatan İpek, "Kadın mücadelesi bu coğrafyada son on beş yılda çok ciddi yol kat etti ve bu ülkede olan Kürt hareketi ile birlikte kadınlar çocuklarının ölmesini istemedikleri için ölümlerden değil de konuşmalardan bir barış olmasını ister hale geldiler. Bu tabiki evreler ile gelen bir şey. Artık ölümleri istemeyen sivil siyasetin yürürlüğe girmesini isteyen kadınları bir araya getirmesi halinde çok önemli bir görev yapacağına inanıyorum" dedi.

'Kadınlar her zaman barıştan yana'

İpek, "Oldukça zor bir sınav. Biz kadınlar bir şeyleri yitirdiğimiz zaman neyin yerine koyulabilir neyin koyulamayacağını bildiğimiz için barışın da kaybetme olasılığı olan şeyleri bize geri getireceğini düşünecek, bilecek bir olgunluktayız yüzden barış süreci ve bütün ülkede çıkan bu şiddetin nefretin karşısında kadın hareketinin el ele vermesi gerektiğini düşünüyorum" diyerek kadınların her zaman barıştan yana olduğunu kaydetti.

'Kadınlar gençlerin ölmemesi için direnç gösterdi'

Askerin, polisin karşısında daima kadınların durduğunu belirten İpek, bu kadınların sadece birilerinin annesi olduğu için duran kadınlar olmadığını, aynı zamanda kendi çocuklarının da ötesinde bu toplumda gençlerin ölmemesi için büyük bir direnç gösterdiğini söyledi. İpek son olarak, "Kadın hareketi hep beraber erkek egemen sistemin önünde durarak, barışı isteyerek barışın şiddetle ateşle değil de konuşarak, anlayarak, farklılıkları kabul ederek olmasını sağlayacak bir hareket olması gerektiğini düşünüyorum" sözlerine yer verdi.

(ro/dc/fk)