Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED - Diyarbakır'da 5 kadının ailedeki erkekler tarafından linç edilemeye çalışılması ve kadınların can güvenliği sorunu olmasına rağmen, bu erkeklerin gözaltın alınıp serbest bırakılmaları kolluk ve yargının kadın katliamlarını önlemedeki duyarsızlığını bir kez daha gündem getirdi. Benzer olaylarda yüzde 95 oranında aynı yaklaşımın olduğunu belirten Avukat Elif İpek Tirenç Ulaş, "Can güvenliğini tehdit etti diye tutuklanan kimse yok. Erkeği tutuklayarak kadını koruma yoluna gidilmiyor" dedi.

Önceki gün üniversiteye gitmek istediği için babasının şiddetine maruz kalan ve şiddete karşı çıkan annesi, anneannesi ve teyzesi ile birlikte öldüresiye dövülen Ş.G.'ye şikayette bulunduğu polis karakolundan koruma verilmedi ve gözaltına alınan saldırganlar serbest bırakıldı. Kolluk ve yargının kadın katliamlarını önlemeyen tavrı tartışma konusu olurken son olay, bunun en somut örneği konumunda. Sadece yaşanan bu son saldırıda değil nerdeyse tüm benzer durumlarda şiddet uygulayanın serbest kaldığını ve kadının hiçbir zaman tam anlamıyla korunamadığını dile getiren Avukat Elif İpek Tirenç Ulaş, sadece ağır yaralanma ve hayati tehlikenin olduğu durumlarda nadir olarak tutuklamaların yaşandığına dikkat çekti.

'Kadın korunmuyor'

"Hafif yaralanma varsa tehdit ve şiddet kolluk kuvvetleri tarafından tutuklama gerekçesi olarak kabul edilmiyor ve zanlı serbest kalıyor" diyen Elif, şiddete maruz kalan ve tehdit edilen kadınlara karakoldan "Bir şey yapamayız şimdi gidin sonra gelin. Ailenize dönün" cevabını verildiğine dikkat çekti. Elif, "Normal şartlarda birebir koruma kararın valiliğin izni ile mülki amir tarafından verilir. Ancak bu yetkili kurumlara ulaşılamadığında Emniyet amirinin dekoruma kararı vererek polis görevlendirme yetkisi vardır" dedi.

'Can güvenliğini tehdit etti diye tutuklanan kimse yok'

Emniyet tarafından gerekli işlemlerin yapılmadığının ve kadınların evlerine gitmek istememesine rağmen polis tarafından evlerine bırakılarak bir kez daha tehlikeye atıldığının altını çizen Elif takip ettiği Ş.G ve 4 kadın vakasında, "Bu durum bir şey olursa da bizi ilgilendirmez mantığıdır. Kadınlar haklarını bilmiyorlar ancak kolluk kuvvetleri tarafından kadınlara hakları hatırlatılmalıdır. Sığınma evine gitme halkları vardı ancak söylenmemiş. Koruma isteme halkları vardı buda yapılmamış. Bu hakkı da hatırlatmamışlar ve kadınlar kendi kaderlerine terk edilmiş" dedi.

Benzer olayların yüzde 95'inde aynı yaklaşımda bulunulduğuna işaret eden Elif, "Hiçbir zamana can güvenliğini tehdit etti diye tutuklanan kimse olmadı. Birebir koruma istenen durumlarda da sığınma evi dayatılıyor. Çünkü koruma vermek istemiyorlar. Kadının ne istediğini önemsemiyorlar. Kolluk kuvvetlerinin bu yaklaşımı duyarsızlık ve düşüncesizliktir" dedi.

'Erkeği tutuklama ve bu yolla kadını koruma yoluna gidilmiyor'

Elif son olarak emniyetin kadınların can güvenliğinin sağlanmasını sadece sığınmam evi olarak değerlendirdiklerini ifade ederek, "Kadınlara can güvenliğini sağlamak için en net çözüm olan erkeği tutuklama ve bu yolla kadını koruma yoluna gitmiyorlar. Erkeği serbest bırakarak sözde kadının korunmasını sağlıyorlar ancak bun konuda da çok başarılı olamıyorlar. Tehdit edene karşı tedbir uygulansa daha sağlıklı olur. Tehdit edileni korumayı seçiyor ancak onu da tam anlamıyla yerine getiremediği için kadın için tam bir koruma sağlanamıyor" diye konuştu.

(sg/fk)