Devlet tecavüzcülerle 'uzlaşma'nın yollarını arıyor!

09:01

Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED - Adalet Bakanlığı cinsel saldırı suçlarını işleyen erkeklere para ile cezadan kurtulmalarını öngören kanun taslağı hazırladı. "Devlet tecavüzcülerde 'uzlaşma'nın yollarını arıyor" şeklinde yorumlanan yasa ile birlikte cinsel saldırı suçlarının artacağına dikkat çeken Avukat Hatice Demir, taslakla tecavüze uğrayan kadınlara yargı yolunun da kapatılacağını vurguladı.

Adalet Bakanlığı'nın yargıda pazarlık sistemi getirecek "Ceza yargılamalarında iş yükünün azaltılması ve alternatif çözüm yöntemlerinin geliştirilmesine" yönelik bir kanun taslağı ile 5 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlarda şüpheli suçunu kabul ederse ceza 1 yıla indirilebilecek. Taslak yasalaşırsa, cinsel taciz cezaları da para cezasına çevrilebilecek. Çocuğa cinsel istismar, cinsel taciz gibi cinsel saldırı suçları da pazarlık kapsamına girecek. Taslakta ayrıca ön ödeme yoluyla şüphelilerin davadan kurtulması olanağı da genişletiliyor. Halen üst sınırı 3 ay olan suçlarda uygulanan ön ödemedeki sınır 2 yıla çıkarılarak şüphelilere "öde-kurtul" imkânı getirilecek.

'Suçlara cezasızlık öngörülüyor'

Söz konusu kanun taslağının yasalaşması halinde yaratacağı sonuçları değerlendiren Avukat Hatice Demir, pratikte cezasızlığa neden olacak bu taslak ile kadına yönelik şiddetin de artacağına dikkat çekti.
Hatice Demir, Adalet Bakanlığı'nın bu taslakla cezaevlerinin kapasitesini azaltmayı, yargıda dosya sayısını azaltmayı, insanların adalet arayışının önüne geçerek kaderine terk etmeyi amaçladığını söyledi. Taslağın birçok suç için neredeyse "cezasızlığı" öngördüğüne işaret eden Hatice, "Bu suçların mağdurları bu taslak ile bir de yargı eliyle peşinen mağdur edilecek" dedi.

'Caydırıcılık bir yana suça teşvik durumu var'

Yargının nihai amacının adaleti tesis etmek olduğunu hatırlatan Hatice, bunun için mağdurun mağduriyetini giderecek, adalet duygusunu tatmin edecek bir hüküm kurulması gerektiğini vurguladı. Oysa bu düzenleme ile mağdura resmen "Şikâyet edersen sen daha çok yıpratılırsın" mesajı verildiğini vurgulayan Hatice, şunlara dikkat çekti: "Bu durum pratikte bir cezasızlık durumu yaratacağından aslında suçların artmasına neden olacak ve kamu düzenini bozacaktır. Cezaların en önemli özelliği caydırıcı olmalarıdır, oysa bu düzenleme ile bırakın caydırıcılığı resmen suça yönlendirme ve teşvik durumu vardır" dedi.

'Kadınlara yargı yolunu kapatacak'

Pratikte cezasızlığa neden olacak bu taslak ile kadına yönelik şiddetin de artacağına dikkat çeken Hatice, "Zira şiddet uygulayan fail erkek, 'erkek yargı' eliyle korunacak ve kadınlar yine korumasız bırakılacaktır. Kadına yönelik şiddet, tehdit-şantaj gibi suçlarla birlikte de işlenmektedir. Bu suçların da uzlaştırma kapsamında olması şikâyetlerin önüne geçecek, kadınları sindirecek olup kadınlara yargı yolunu kapatacaktır" şeklinde belirtti.
'Taslak yasalaşırka kadınlar daha çok risk altında olacak'

Taslağın yasallaşması ile birlikte kadınların daha çok risk altında olacağına vurgu yapan Hatice, "Yine cinsel taciz, reşit olmayanla cinsel ilişkinin de uzlaştırma kapsamına alınması kabul edilemez. Bu suçların uzlaştırma kapsamında olması, suçun mağduruna baskı uygulanıp yeniden mağdur edilmesine de yol açabilecek ve yine şikayetin dolayısıyla adalet arayışının önüne geçilecek ve mağdurlar kendi kaderlerine terk edilmiş olacaktır" dedi.

'Siyasi mahpuslar serbest bırakılırsa cezaevleri kapasitesi azalacaktır'

Taslakta yer alan "Terörizmin finansmanında kullanıldığı ileri sürülen şirket, dernek, parti, vakıf iletişimin tespiti, dinlenmesinde, gizli soruşturmacı (ajan) görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme uygulanabilecek " düzenlenmesine ilişkin de değerlendirmede bulunan Hatice, hükümetin, kendisine muhalif olan her türlü kurum ve kuruluşu bertaraf etmeyi planladığını söyledi.

Hatice, "Böylece kendi politikalarına aykırı hareket eden her kurumu ve kuruluşu terörizmin finansmanlığını yaptığı iddiasıyla, şüphesiyle takibe alabilecek ve çalışmaz hale getirebilecektir" ifadelerinde bulundu. Hatice son olarak "Adalet Bakanlığı cezaevlerinin kapasitesini azaltmak istiyorsa, öncelikle maliyeti kendilerine daha ağır olan hasta mahpusları serbest bırakacak bir düzenleme yapabilir. Yine tüm siyasi mahpusların serbest bırakılması ile cezaevleri kapasitesi istenilen sayıya ulaşılacaktır" değerlendirmelerinde bulundu.

(gc/fk)