'Bakırköy Cezaevi'nde sevk saldırısına izin vermeyeceğiz'
16:15
JINHA
İSTANBUL- Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutsakların Silivri 9 No'lu F Tipi Cezaevi'ne sevkinin 19 Aralık 2000'deki gibi katliama neden olacağını belirten hukukçular ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, "Olası bir katliama izin vermeyeceğiz, sürecin takipçisi olacağız" dedi.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki tutsakların Silivri 9 No'lu F Tipi Cezaevi'ne sevkinin gündeme gelmesiyle hukukçular ve sivil toplum kuruluşları bu durumun "Hayata dönüş" benzeri bir katliamı yaratabileceğine dikkat çekerek, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, HDP, ÇHD İstanbul Şubesi, ÖHD İstanbul Şubesi ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Katılımcılar adına açıklama yapan Ruken Gülağacı, F Tipi cezaevleri ve tecrit kavramlarının 19-22 Aralık 2000 yılında ''Hayata Dönüş'' operasyonu ile Türkiye halklarının gündemine girdiğini söyledi.
'Söylemler gerçek dışı'
28 siyasi tutsağın diri diri yakılıp kurşunlandığını, kimyasal gazlarla vücutları eritilerek katledildiğini ifade eden Ruken, F Tipi cezaevi politikalarını meşru göstermek adına yapılan açıklamaların da asılsız olduğunu vurguladı. Ruken, F Tipi cezaevlerinin daha rahat, temiz ve güveliği olduğu ve insani şartlara sahip olduğuna dair söylemlerin gerçek dışı olduğunun altını çizerek, "F Tipi cezaevleri 1 ve 3 kişilik hücrelerden oluşuyor. Tutsakların birbirleri ve dış dünya ile olan siyasi, sosyal, kültürel ilişkileri azami derecede sınırlandırılıyor'' dedi.
'Tecridin özünü keyfi uygulamalar oluşturuyor'
F Tipi cezaevlerinin şehir merkezlerinden uzak yapılmasıyla tecridin bir işkence aracı haline geldiğini vurgulayan Ruken, ''Tecrit politikasının özünü, disiplin cezaları, yayın yasakları gibi bir dizi keyfi uygulama oluşturuyor'' diye belirtti. 19-22 Aralık operasyonlarını hatırlatan Ruken, ''28 tutsağı katletme pahasına, 'biz daha fazla kayıp bekliyorduk, beklediğimizden az oldu' denildi. F Tipi tecrit modelindeki ısrar sürüyor ve bu sefer de kadın siyasi tutsaklar hedeftedir'' ifadelerini kullandı.
'Silivri 9 No'lu diğer F tipleri gibi tecrit esasına dayanıyor'
Ruken, ''Biz bu sevk saldırısına karşı çıkıyoruz. Çünkü Silivri Cezaevi diğer F Tipi cezaevleri gibi tecrit esasına dayanmaktadır. bin 500 kapasiteli olan cezaevi, bin 500 tutsağa sağlık hizmeti verecek hastane imkanlarından yoksundur. 3,5 yaşındaki otizmli Poyraz Ali Bakır'ın tedavisi yapılması için annesiyle birlikte Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine sevk edilmişti. Silivri Cezaevi'nde, anneleri ile birlikte kalan çocukların eğitimi için eğitim-öğretim ve rehabilitasyon merkezleri yoktur'' ifadelerine yer verdi.
'Olası bir katliama izin vermeyeceğiz'
Ruken, her türlü fiziki ve teknik alt yapının eksik olduğu Silivri 9 No'lu F Tipi Cezaevi'ne tutsakların sevkinın tecridin ağırlaşması demek olduğunu belirterek, sevk yapıldığı taktirde 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde gerçekleşen ve onlarca tutsağın yaralandığı, öldüğü operasyonun yeniden yaşanacağını söyledi. Ruken, ''Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki tutsaklara ve onlarla kalan çocuklara yönelik tecrit uygulamasının ağırlaştırılmasına seyirci kalmayacağız. Olası bir katliama izin vermeyeceğiz, sürecin takipçisi olacağız'' dedi.
(ro-mı/gc/mg)
