Memurluktan çıkarılan Serap AYM'de zafer kazandı
09:54
JINHA
ANKARA - Anayasa Mahkemesi, sosyal paylaşım sitelerinde "cinsel içerikli görüntüleri" yayınlandığı için devlet memurluğundan çıkarılan hemşirenin, özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Gülhane Askeri Tıp Akademisinde sivil memur hemşire olarak görev yapan Serap T, bir sosyal paylaşım sitesinde cinsel içerikli görüntüsünün yayınlandığı duyumu üzerine devlet memurluğundan çıkarma cezası alması nedeniyle hakları ihlal edildiği için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, hemşirenin, özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Serap T. hakkında bir sosyal paylaşım sitesinde adına açılmış hesap üzerinden kendisine ait olduğu iddia edilen cinsel içerikli görüntünün yayınlandığı duyumu üzerine disiplin soruşturması başlatıldı. Yürütülen disiplin soruşturması sonunda Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun kararıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinde Görevli Devlet Memurları Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca Serap T. hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası verildi.
Başvurucu, disiplin cezasının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açtı. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi davayı reddetti. Anayasa Mahkemesinin kararında, özel hayat kavramının, eksiksiz bir tanımı bulunmayan geniş bir kavram olduğu belirtildi. Kararda, Anayasanın 20. maddesinde, herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağının belirtildiği ifade edildi. Bu düzenlemede yer verilen özel hayatın gizliliği hakkının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi çerçevesinde özel yaşama saygı hakkı kapsamında güvence altına alınan hakka karşılık geldiği vurgulanan kararda, şunlar kaydedildi:
'Özel hayatın gizliliği ihlal edildi'
"Bireyin mahremiyet alanının ve bu alanda cereyan eden eylem ve davranışlarının da kişinin özel yaşamı kapsamında olduğu açıktır. Mahremiyet hakkı ve bu alana ilişkin bilgilerin gizliliğinin korunması Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Somut olayda, başvurucu devlet memurluğundan mesleki nedenlerle yürütülen bir disiplin soruşturması neticesinde çıkarılmamıştır. Disiplin soruşturması sürecinden, devlet memurluğundan çıkarma kararından ve derece mahkemesi kararlarından anlaşıldığı üzere, başvuruya konu süreçte özellikle başvurucunun özel hayatı kapsamında olduğu ileri sürülen davranışları belirleyici olmuştur. Bu şartlar altında, özel yaşamına ilişkin hususlar gerekçe gösterilerek devlet memurluğundan çıkarılmasının, başvurucunun özel hayatın gizliliği hakkına bir müdahale oluşturduğu açıktır."
Başvurucunun, devlet memurluğundan çıkarma cezası ile sonuçlanan disiplin soruşturması sürecinde, mesleki hayatını değil, özel hayatını ilgilendiren iddialara yanıt vermek zorunda kaldığı belirtilen kararda, "Bu kapsamda başvurucuya yöneltilen iddiaların göreviyle değil, daha çok mahremiyet alanında gerçekleşen özel yaşam eylemleri ile ilgili olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ihtilaf konusu soruşturmanın kapsamı mesleki hayatın sınırlarını aşmaktadır" denildi.
Başvurucunun, devlet memurluğundan çıkarma cezası almasının, mesleki hayatı üzerinde olduğu kadar, temel geçim kaynağından yoksun kalması nedeniyle ekonomik geleceği üzerinde de etki oluşturduğuna işaret edilen kararda, "Başvurucuya verilen disiplin cezası kapsamında, sınırlandırmayla ulaşılabilecek genel yarar ile temel hak ve özgürlüğü sınırlandırılan bireyin kaybı arasında adil bir dengenin sağlanmadığı anlaşılmakla, başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir" ifadesine yer verildi.
(gc)

