AYM'nin kararı çocuk istismarcılarını cesaretlendiriyor

09:07

Ceren Karlıdağ\JINHA

İZMİR - Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyan imam ile çiftlere hapis cezasını kaldıran kararına kadınlardan tepki yağdı. "AYM çocuk istismarının önünü açtı" diyen kadınlar, "Biz kadınlar, resmi nikah veya dini nikah tartışmalarından ziyade biz özgürce yaşamakken, iktidar kadınları yeni yasalarıyla mağdur etmeye devam ediyor" diyerek tüm kadınları buna karşı sandık başına ve alanlara çağırdı.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyan çiftlere 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası veren maddeyle ilgili iptal kararına ilişkin kadınların tepkisi sürüyor. Yazar, LGBTİ ve kadın mücadelesi aktivistleri, Türkiye'de hala çok yoğun şekilde devam eden çocuk yaşta zorla evlendirmeler ve kumalık ve kadın katliamlarına dikkat çekerek, kararla beraber kadınların daha fazla hak ihlaline maruz kalacağını belirterek, "Kadın düşmanı yasalara karşı sandık başında ve alanlarda olalım" çağrısında bulundu.

'Kadınlar olarak sandıkta da cevap vermeliyiz'

İzmir Kadın Yazarlar Derneği Üyesi Sevim Korkmaz Dinç olarak kararın takipçisi olduklarını söyledi. Sevim, "Bu asla kabul edilecek bir düzenleme değil. Bu yasanın bu şekilde değişmesi ile kumalık sistemi yaygınlaşacak ve çok küçük yaşta çocuklar evlendirilerek güvencesiz bırakılacaklardır. Resmi evlilikle elde edilen birçok hak da kadınların ellerinden alınacak. Yani erkek 'boş ol' dediğinde kadınlar bütün haklarını kaybedecek. Bu dinsel anlamda yapılan bir hamle olarak ele alıyor ve bu uygulamanın bizim kadın mücadelemize sıkılmış bir kurşun olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki seçimlerde de bu yasayı bu şekilde çıkaranlara kadınlar olarak sandıkta da bir cevap vermeliyiz" dedi.

'Zaten ortada bir hak yok'

LGBTİ ve kadın özgürlük mücadelesi aktivisti Gözde Demirbilek ise Anayasa Mahkemesi'nin kararına ilişkin, "Burada sorun olan şey inanan bir insanın yasal nikah olmaksızın imam nikahı yaptırmak istemesi değildir. Şartlar hepimiz için eşit olsaydı, zaten resmi nikahı kim yapmak isterdi ki? Kadınlar zaten eşit haklardan faydalanmak için resmi nikah gibi bir kıskacın içine sürüklenip hiçbir zaman yeterli olmayan bazı haklardan zar zor faydalanabiliyorken, bu düzenleme tamamıyla kadınların ve çocukların aleyhine gelişme gösterecektir" dedi.

'LGBTİ'ler hedef alınacak'

Gözde bu uygulama ile "çocuk gelin" diye adlandırılan ve aslında tamamıyla bir çocuk istismarı olan "evlenmelerin" fiilen önünün açılacağına dikkat çekerek, bu tür vakalara ilişkin ceza indiriminin uygulanacağını söyledi. Geçtiğimiz senelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tartışma konusu olan,"kızlı erkekli aynı evde kalınmaz" söylemine de değinen Gözde, "Geçtiğimiz yıl 'kızlı erkekli' tartışması vardı, şimdi ise imam nikahı gündeme geldi. Tüm bunlar, iktidarın dinsel bir probleminin olduğuna işaret ediyor. Devlet yaptığı düzenlemelerle her seferinde şer-î yasaları bir tık üste çıkarmaya çalışıyor. Bu korkunç bir mesele ama daha korkuncu ise düzenlemenin yine sadece heteroseksüelleri kapsadığıdır. Yani sözde özgürleştirici olduğu iddia edilen bu düzenleme ne yanından bakılırsa bakılsın ayrıştırıcı ve korkutucudur. Heteroseksüelleri hedef alan bu düzenleme, var olanı kutsallaştırmadır ve bu kutsallaştırmayı LGBTİ'leri kapsamayan bir din üzerinden yapmak LGBTİ'leri de tersinden direkt hedef alır. Bir sonraki İslam kaynaklı düzenlemenin önünü açar. Yani düzenlemeye özgürleştirici olarak bakmak maalesef şu şartlarda asla mümkün değildir "dedi.

'Evlerinin basıldığına şahit olduk'

SDP'li Kadınlar Aktivisti Ceren Çökelek ise AKP iktidarı boyunca kadınlara yönelik şiddetin, tacizin sürekli bir biçimde arttığını dile getirerek, hukuk sistemi içerisinde resmi nikahı olan kadınların devletten yardım istediğinde veya koruma talep ettiğinde, devletin kadınları korumak amacıyla herhangi bir hamle yapmadığını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin kararının ise kadın katliamlarının önünü açacağını söyleyen Ceren, "Bu uygulama gösteriyor ki devlet dini aile yapılanması içerisinde kadınları gözden çıkarıyor ve sistematik olarak bizlere uyguladığı iktidar algısını genişletmek istiyor. Biz kadınların hukuk sistemine güvendiğini düşünmüyoruz. AKP İktidarı genç kadınların erkek arkadaşları ile beraber yaşamak isteğini kısıtlıyor, 1+1 evler aile yapısına uygun değil deyip inşalarını durduruyor, üniversiteli gençlere kredi imkanları vererek evliliğe teşvik etmeye ve kadın politikasını düşürmeye çalışıyor. Son senelerde birçok genç kadının ve erkeğin 'birlikte yaşıyorlar' diye evlerinin basıldığına şahit olduk. Bu politika toplumsal olarak da bizleri etkiliyor. Ev sahipleri tarafından tacize maruz kalabiliyoruz, ev bulmak da zorlanabiliyoruz. Sonuç olarak biz özgürlüğün sokakta olduğunu düşünüyoruz. Pek çok kadının kürtaj meselesinde sokakta olduğunu gördük. Bizim mücadele etmemiz gereken şey resmi nikah veya dini nikah tartışmalarından ziyade biz 'özgürce yaşamak istiyoruz' perspektifinden ve daha geniş olmalıdır. Bir çok kadın herhangi bir nikah ve evlilik kurumuna mensup olmadan sevgilisiyle, arkadaşıyla ve ya çocuğunun babası ile yaşamak isteyebilir. Ben bu devletin nikahının da erk olduğunu düşünüyorum ve buna ihtiyaç da duymuyorum" dedi.

(mh/zd/fk)