Reyhan Yalçındağ: AKP çocukları hırsız Deniz Feneri'ne teslim etti

09:08

Zehra Doğan/JINHA

AMED - Son zamanlarda tekrar gündeme gelen çocuk istismarını değerlendiren Avukat Reyhan Yalçındağ, yargının bu konuda çok yetersiz kaldığını söyledi. İstismarın en çok çocuk esirgeme yurdunda yaşandığına dikkat çeken Reyhan,"Bu da yetmezmiş gibi AKP çocukların himayesini tüm Avrupa tarafından hırsız diye ilan edilen Deniz Feneri'ne verdi. Bizi daha çok kötü günler bekliyor" dedi.

Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin altında imzası olan Türkiye'de ne yazık ki hala çocuklar şiddetin her türlüsüne uğramaya devam ediyor. Tecavüzcüyü aklayan yargı sistemini ve AKP'nin kimsesiz çocukların himayesini, yolsuzluk davalarıyla gündeme gelen Deniz Feneri Derneği'ne bağlanmasıyla olası tehlikeleri Avukat Reyhan Yalçın Baydemir'e sorduk. Reyhan, "Ülkede çocuklara yönelik bunca taciz, tecavüz varken, bir de yetmezmiş gibi, çocukların himayesi tüm Avrupa'da hırsız olarak bilinen Deniz Feneri'ne devredildi. Bu nasıl bir kepazelik, bu nasıl bir insanlık" diye sordu.

'İnsanlık tarihi çocuk suçlarıyla dolu'

Ülkenin çocuk katliamlarıyla dolu geçmişine dikkat çeken Reyhan, "Çocuklarını kaybetmiş bir toplum, geleceğini kaybetmiş demektir. Çocuklarını düşünmeyen, geleceğini önemsemeyen vahşi bir tablonun içindeyiz" ifadesinde bulundu. Reyhan, "Aslında çocuk hak ihlalleri küreselleşmiş durumda. Çin'de çocukların ölesiye çalıştırılmasından tutalım da Malezya, Tayland gibi üçüncü dünya ülkelerinden gemilerle binlerce zengin iş adamlarına satılan çocuklar var. Bunun yanı sıra Çat, Nijerya'da çocukları kaçırıp canlı bomba olarak kullanan bir örgüt var. Biraz daha doğuya geldiğimizde Taliban'ın çocukları katlettiğini, Kürdistan'a doğru geldiğimizde ise DAİŞ tarafından çocukların tecavüze uğradığını görüyoruz. Türkiye'de ise her gün yüzlerce çocuk cinsel istismara uğramaya devam ediyor. Bütün bunlar korkunç uygulamaların olduğu bir dünya görüyoruz. İnsanlık ailesi daha çok şey kaybetmeye devam edecek. Devlet odaklı iktidarların var olduğu sürece ne yazık ki insanlık tarihi çok şey kaybetmeye devam edecek" dedi.

'Yargı istismarı normal görüyor'

Reyhan, Türkiye yerel mekanizması ve yargı-yasama mantığının her gün yeni bir katliam ve hak ihlallerinin olabileceğini normal gören bir anlayışa sahip olduğunu söyledi. "Bu kabul mantığına sahip devlet aklı yüzünden her gün yüzlerce çocuk istismara uğramaya devam ediyor" diyen Reyhan, o nedenle çocuğun sadece fiziki istismara uğramadığını, aynı zamda olayı taşıdığı mahkeme heyetinin eril yaklaşımlarıyla defalarca istismara uğradığının altını çizdi. Türkiye'de babaları tarafından annelerinin katledilmesinin ardından, çocuk esirgeme yurduna alınan ve orada sayısız cinsel istismara maruz kalan binlerce çocuğun olduğunu kaydeden Reyhan, "Daha geçtiğimiz ay Elazığ Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Yurdu'nda, çocuklar yeni atanan bir psikologa yıllardır yurdun görevlileri tarafından tecavüze uğradıklarını anlatmış ve olay açığa çıkmıştı. Yurt müdürü ise hala 'ben elemanıma iftira attırmam' diyip soruşturma açtırmıyor. Bu bir suçtur, çocuklara rehabilite hizmeti vermeyi bir yana bırakın, müdür elemanları hakkında soruşturma başlatılmasına dahi izin vermiyor, aslında böylece suç ortağı oluyor" dedi.

'AKP'nin tek derdi hırsızlık yapmak'

Reyhan şöyle devam etti: "Peki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne yaptı, geçtiğimiz Nisan ayında artık sadece Almanya'da değil tüm Avrupa mahkemeleri tarafından kesinleşmiş hırsız olan Deniz Feneri Derneği'ne kimsesiz çocukların sorumluluğunu verdi. Bu nasıl kepazelik, bu nasıl insanlık? Bunların sosyal politikalardan anladığı, dinin siyasal alanda saptırıldığı ve sadece siyasete alet edildiği bir ortamda sosyal politikalar alanında devletin proto tipidir. Çocuklarımız böylesine soyguncu bir derneğe emanet edilirken aynı zamanda bu Mayıs ayında da kendilerine çetevari bir şekilde yakın olan derneklere palazlanma adına bu dernek mahkemelerce aklandırıldı. Devlet için çocukların travma yaşaması, cinsel istismara uğraması, travmayı atlatamadıkları için intihara sürüklenmeleri veya onlardan da yeni tecavüzcülerin çıkması hiç önemli değil, onun tek derdi yolsuzluk yapmak" diye ifadelerde bulundu.

'Mahkeme tecavüzcüyü masum görüyor'

AKP'nin 12 yıllık iktidarı döneminde kadınların birçok hak için ve hukuk alanında mücadele ettiğini söyleyen Reyhan, "Asla affedilmemesi gereken cinsel istismar davaları için ağırlaştırılmış müebbet için ısrarcı olduk. Ama türkiye'de sadece politik mahkuma yönelik ağırlaştırılmış müebbet uygulanıyor. Bir insan sırf ifade özgürlüğünü kullandığı için müebbet cezasına çarptırılıyor. Oysa tecavüzcü ve katiller mahkemeye sırf takım elbiseyle geldiği, boynunu eğdiği ve 'pişmanım' dediği için 'iyi hal' indirimine tabi tutuluyor. Bu yaklaşım yargının tecavüzcü ve katileri 'masum' gördüğünü gösteriyor" diye konuştu. Reyhan ayrıca ebeveynlere çağrıda bulunarak, "Kız veya oğlan fark etmeksizin çocuklarınızın davranışlarında herhangi bir farklılık hissettiğiniz an derhal psikologa başvurun. Maalesef eğitimcilerin dahi sapık olduğu bir ülkede yaşıyoruz" diye belirtti.

Mahkemelerde 'rıza' aranıyor!

Çocuk istismarı davalarında "rıza" meselesinin şok edici bir şekilde gündemleştirildiğini kaydeden Reyhan, "Türkiye'de ilk olarak 'rıza' meselesi Mardin'de görülen N.Ç. davasında gündeme geldi. Yargının bu yaklaşımın ardından Bingöl, Siirt, İstanbul, Bursa ve Trabzon gibi da ha birçok kentlerde açılan davalarda 'rıza' kelimesi tekrar kullandı. Bingöl vakasında 15 yaşındaki çocuğa defalarca tecavüz sahnesi anlattırılmanın yanı sıra çocuğun 'onlardan korkuyordum ve her çağırdıklarında beni öldürmemeleri için gidiyordum. Bellerinde silah vardı' demesine rağmen 'rızası var' denildi. Devletin gözünde rızasının olmadığı demek, herhalde zorla çuvala koyulup tecavüze uğramak anlamına geliyor. Sırf bu yüzden tecavüzcüler hem serbest bırakıldı, hem de son derecede komik cezalar aldı" dedi.

'Tecavüzcüler hala dışarıda'

"Çocuk isteseydi çığlık atabilirdi, isteseydi ailesine anlatırdı" diyen mahkemenin tecavüzü meşrulaştırmaya devam ettiğini söyleyen Reyhan, "Ankara'da öz çocuklarına cinsel istismarda bulunan adam hala dışarıda serbest. Şimdi baba ve çocuk aynı evde nasıl kalabilir ki? Ama ne yazık ki çocuk babadan hamile kalmasına rağmen aynı evde kalıyor ve yargının da haberi bundan var. Bu gün Diyarbakır'da da bir öğretmen çocuklara defalarca cinsel istismarda bulunmasına rağmen hala görevini yapıyor ve tutuksuz yargılanıyor. Türkiye demokratik bir ülke olsa ve bu çocuklar için bir gram aklını kullanmış olsa, çocuklara yönelik saldırılarda, suçlunun ceza alması için elinden geleni yapardı. Ama bu hükümet önce yoksullaştırıp, yoksullaştırıp ve hemen ardından ise bir makarnasına dahi muhtaç kıldığı halka tecavüzcüsüyle aynı evde kalmasını reva görüyor" diye tepkisini dile getirdi.

'AKP halka borç çıkartacak'

Geçtiğimiz günlerde engellilerin bakımını da iktidarın Deniz Feneri Derneği'ne verdiğine dikkat çeken Reyhan, "Engelli ve hasta bakımını kadına yükleyen bir anlayış var. O anneye bağlayan iki kuruşla kadını eve hapsediliyor. Devletin engelliler için bakım ve rehabilite alanları açması gerekiyor. Görün seçimden sonra Deniz Feneri Derneği ile birçok borç çıkarılacak. AKP gerçeği budur çünkü, AKP'nin halkı gerçek anlamada önemseyen bir anlayış yok, onun anlayışı sarayın içinden dışarıdaki halkız zapturapt altına alma anlayışı var. Bu yüzden kimse bize demokratik bir ülkede yaşadığımızı söylemesin" dedi.

(fk)