3 yıldır devam eden cinsel istismar davasında çocuklar her duruşmada yeniden mağdur ediliyor

12:39

JINHA

AMED - Diyarbakır'da 5 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan öğretmen Düyaüddün Toprak'ın tutuksuz yargılandığı davada 3 yıldır hala sonuç çıkmadı. Sanık avukatı önce sınıfların kalabalık olmasından kaynaklı 'öğretmen ve öğrencilerin birbirine yakın durduğu' şeklinde absürt bir savunma yaparken sınıf mevcutlarını öğrenince saldırıyı ortaya çıkaran rehber öğretmeni suçladı. Duruşmada mağdur 5 çocuğun ifadeleri daha önce alınmasına rağmen mahkemeye gelme zorunluluğu verilmesine tepki gösteren Eğitim Sen Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Müyesser Gülcemal, salondan çıkarıldı.

Şehit Başkomiser Fatih Özdil İlkokulu'nda, öğrenmen olarak görev yapan Düyaüddün Toprak'ın cinsel istismarına maruz kalan S.T, Ş.A, H.Ç, S.T, Ş.K adlı öğrenciler 2013 yılında yaşadıklarını rehber öğretmenine anlatmış ve ardından başlatılan soruşturma kapsamında dava açılmıştı. Sanık Düyaüddün hakkında açılan davada tutuksuz yargılanıyor ve hala öğretmenlik mesleğine Diyarbakır'da devam ediyor. 5 öğrenciye cinsel istismar saldırısından bulunan Düyaüddün Toprak hakkında açılan davaya Diyarbakır Adliyesi 6. Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davaya tutuksuz yargılanan sanık katılmazken, Eğitim Sen üyeleri, rehber öğretmen Adile Ekinci, mağdur çocukların avukatları, sanık avukatı, istismara maruz kalan çocuklar ve aileleri katıldı.

Gözlemledi ve öğretmenin istismar ettiğini fark etti

Davada ilk olarak istismara maruz kalan çocukların ifadeleri alındı. Olayın yaşandığı sırada 5. sınıf öğrencisi olan ve ifadesi alınan S.T, Ş.A, S.T, Ş.K Çocuk İzlem Merkezi'nde (ÇİM) verdikleri ifadenin aksine istismar olayının farkına varmadıklarını ifade etti. İfadesi alınan bir diğer çocuk, H.Ç, öğretmeni tarafından istismara maruz kaldıktan sonra öğretmeninin kötü bir şey yaptığını anladığını ifade ederek, olay sonrası sürekli öğretmenin gözlemlediğini ve aslında okulda bulunan bütün kız çocuklarının istismar edildiğini ancak farkına varmadıklarını çünkü öğretmenlerinden çekindiklerini ifade ederek, sanıktan şikâyetçi oldu.

Avukat çark etti rehber öğretmeni suçladı

H.Ç'nin ifadesi ardından söz alan sanık avukatı Ali Yavuz Atan, sınıf mevcutlarının kalabalık olması nedeniyle öğretmenin öğrencilere yakın durmasının yanlış anlaşıldığını savundu. Bu beyan üzerine çocuklara sınıf mevcutları soruldu ve her sınıfta en fazla 35 öğrencinin öğrenim görmesinin anlaşılmasından sonra sanık avukatı beyanını değiştirerek, çocukların rehber öğretmen tarafından yönlendirilerek zorla ifade verdiğini ileri sürdü. Dava sırasında çocukların ÇİM tarafından ifadeleri alınmış olmasına rağmen her mahkemeye çocukların getirilmesini zorunlu kılınmasına tepki gösteren Eğitim Sen Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Müyesser Gülcemal mahkeme heyeti tarafından mahkemeden çıkarıldı.

'Çocuklar baskı altında'

Ardından söz alan Mağdur Avukatı Elif İpek Tirenç, olayın üzerinden iki yıl geçmiş olması ve hala aynı okulda okuyor olmaları nedeniyle çocukların baskı alında kaldıklarını ifade etti. İfadelerin alınması ardından mahkeme sanığın tutuksuz yargılanmasının devamına karar vererek 6 Temmuz tarihine ertelendi. Davanın ardından Eğitim Sen üyeleri ve okulda rehber öğretmen olarak görev yapan Adile Ekinci, Diyarbakır Adliyesi önünde bir basın açıklaması geçekleştirdi. Açıklamayı yapan Eğitim Sen Diyarbakır Şube Sekreteri Müyesser Gülcemal, çocuk istismarı ve ihmalinde devlet tarafından bir algı yönetimi yapıldığını ifade ederek, üç yıla yakın bir süredir devam eden çocuk istismarı davası bunun bir kanıtıdır. Mağdur olan çocukların mağduriyeti hukuk sürecinde de devam etmektedir" dedi.

'İstismar sadece cinsel istismar değildir '

Türkiye'de çocuk istismarının son 5 yılda yüzde 400 arttığına dikkat çeken Müyesser, cinsel istismara uğrayanların yüzde 70'ini kız çocuklarının oluşturduğunu dile getirdi. İstismara uğrayan çocukların korkutulup sindirildiğini vurgulayan Müyesser, "İstismar sadece cinsel istismar değildir. Bir çocuğa şiddet uygulamak haklarından mahrum etmek, eğitimden alıkoymak, ekonomik çıkar elde etmek, anadilinden uzaklaştırmak ve çocuk yaşta evlendirmekte birer istismardır" şeklinde konuştu.

'Cezası belli olan dava uzatılmasın'

Çocuk istismarı ve yarattığı ruhsal sonuçların toplumu ve ülkeyi yönetenlerin sürekli olarak gündemlerinde tutmaları gerektiğini vurgulayan Müyesser, "Bugün görülen davada çocukların bir daha mahkemeye getirilmemesini bu şiddetin bir daha yaşatılmamasını ve cezası belli olan davanın uzatılmamasını talep ediyoruz" dedi. Kadın eğitimciler olarak bütün davaların takipçisi olacaklarını vurguladı.

(sg/fk)