İkiyüzlü toplumun suç ortaklığı ve B.G. davası

11:43

 


JINHA


İSTANBUL -Geçtiğimiz hafta Samsun'un Vezirköprü ilçesinde B.G. isimli çocuğa yönelik cinsel istismar davasının karar duruşmasına ilişkin Avukat Sezin Uçar bir yazı hazırlayarak dava sürecini ve istismara uğrayan çocuğun durumunu anlattı. Sezin, dava sürecinin hukuki açıdan ve kadın dayanışması açısından emsal olduğunu belirterek, "Cinsel şiddetin kanıksanmasının geldiği düzeye ilk defa bu kadar çıplak tanıklık ettik. Onlarca köylü tecavüzü biliyor ve kimseye bir şey söylemiyor. Davada ve karar duruşmasında etkili olan kadınların anne ve çocuk için gösterdiği dayanışmadır' dedi.


Samsun'un Vezirköprü ilçesinde B.G. isimli çocuğa yönelik cinsel istismar davasının karar duruşması geçtiğimiz hafta görüldü. Yargılama sonucu verilen kararda hem çocuklara yönelik istismar davalarında yaşananlar hem de sosyalist kadınların davaya katılımına ilişkin Ezilenlerin Hukuk Bürosundan Avukat Sezin Uçar, konuya ilişkin ETHA'ya bir yazı hazırladı. Sezin, yazısında öncelikli olarak istismara maruz kalan çocuğun durumuna ilişkin bilgiler vererek şöyle dedi: "B.G., Orta Karadeniz'in iki yüz haneli yoksul Boruk köyünde dünyaya gelmiş bir çocuk. Fiziksel ve zihinsel engelleri nedeniyle yaşıtlarına göre daha zor bir hayat yaşıyor. Tek zorluğu kendi engelleri değil ne yazık ki. Biyolojik cinsiyeti nedeniyle ailesinden başlamak üzere tüm çevresinin toplumsal engelleri de çocuk dünyasının algılamakta ve baş etmekte zorlanacağı kadar karmaşık. B.G. interseks (*) bir çocuk. Birçok interseksin çocukken yaşadığı tüm olumsuz süreçleri deneyimlemiş. Doktorlar, B.G'nin görüntüsüne bakarak hangi cinsiyete daha yatkın olduğuna kendileri karar vermişler ve 'normalleşme' adına B.G'nin bedeni defalarca tıbbi suistimallere maruz kalmış. Toplumun ikili cinsiyet algısı sonucu ailesinin de rıza gösterdiği bu cerrahi müdahalelerin ardından B.G'den erkek bir çocuk olarak yaşamını sürdürmesi isteniyor."


'Onlarca kişi tecavüzü biliyor ama bir şey söylemiyor'


Sezin, engelli çocukların toplumsal cinsiyet algısı nedeniyle cinsel suçlara daha çok maruz kaldığını belirterek, "B.G. gibi çocuklar da bu suçlara yaşıtlarına göre aynı algı nedeni ile daha çok maruz kalıyorlar. Çocuklarımıza çığlık atmayı salık veren bir politika karşısında dünden bugüne bu tabloda değişen pek bir şey yok" dedi. B.G'nin annesinin gönül rahatlığı ile gönderdiği camide yatsı namazından sonra köyün davulcusu ve imamın cinsel saldırısına maruz kaldığını dile getiren Sezin, "Çocuğun ne kadar sıklıkla bu işkenceye maruz kaldığını tam olarak bilemiyoruz. Ama dava dosyasındaki çocuk psikiyatristleri raporlarında bu durumun defalarca tekrarlandığını ifade ediyorlar. Çocuğun yaşadıklarını çok sonraları bir akrabasına anlatması üzerine annesinin şikayeti ile tecavüzcüler tutuklanıyor ve soruşturma başlıyor" diye konuştu. "Yargılamanın ilk duruşması cinsel şiddetin kanıksanma düzeyi bakımından hepimizi dehşete düşürüyor" diyen Sezin, tanık olarak köyden duruşmaya çağrılan onlarca kişinin B.G'nin bu iki tecavüzcü tarafından sistematik olarak cinsel istismara uğradığını bildiklerini ve buna rağmen hiçbir şey yapmadıklarını kaygısızca ifade ettiklerini söyledi.


'Nasıl bu suça ortak olunur'


Koca bir köyün her şeyi bildiğini ve bilmezden geldiğini ifade eden Sezin, "Neden polise, savcıya şikayet etmediniz, neden annesine haber vermediniz, bir yakınını uyarmadınız" ya da "neden çocuğu korumadınız" sorularımızın yanıtları ürkütücü: "Bir anneye böyle bir şey nasıl söylenir?" Peki ya bir çocuğun her gün bu işkenceye maruz kalmasına nasıl göz yumulur? Nasıl bu suça ortak olunur? Nasıl kendi 'normal' çocuklarının güvende olduğu hissiyle huzur içinde uyunur? Sorularımıza yanıt alamıyoruz. Mahkeme salonu adeta Marquez'in herkesin işleneceğini bildiği ama kimsenin engellemediği namus cinayetini konu ettiği Kırmızı Pazartesi romanını anımsatıyor. Meydanlarda ikiyüzlü ahlak anlayışına dair attığımız sloganlar daha bir yerli yerinde" şeklinde konuştu.


'Bize iftira atıyorlar komplo kuruldu' klişesi!


Toplumun kadına yönelik şiddet karşısında bu algı ile duyarsızlaştırılmasına çok defa tanıklık ettiklerini dile getiren Sezin, "Cinsel şiddetin kanıksanmasının geldiği düzeye ilk defa bu kadar çıplak tanıklık ettik" dedi. Tecavüzcülerin kendilerini "Bize iftira atıyorlar, bize komplo kuruldu" sözleriyle koruduklarını anlatan Sezin, bu defa klişeleşmiş yalanların işe yaramadığını belirtti. Tecavüz davalarında sanıklar için bir ritüele dönüşen 'takım elbise ve kravat' senfonisine bu davada da devam edildiğini söyleyen Sezin, "Yarım ağız nedamet getirmelerinin dahi ceza indirimi ile ödüllendirildiği bir erkek yargı pratiği içerisinde, tecavüzcülere nitelikli cinsel istismar suçundan üst sınıra yakın ceza verilmesi ve takdiri indirimlerin yapılmaması sonucu 22'şer yıl hapis cezası almış olmaları oldukça önemli. Yine davanın üç duruşmada sonuçlandırılması ve başlı başına bir mağduriyete dönüşen Adli Tıp sürecinin amacına uygun işletilmesi gibi gelişmeler diğer kayda değer hususlar" diye belirtti.


'Hukuki açıdan ve dayanışma açısından emsal'


Sezin, B.G'nin yaşadıklarının öğrenilmesinin ardından Samsunlu sosyalist kadınların, çocuk ve annesi etrafında bir dayanışma halesi oluşturduğunun altını çizerek, "Bu süreçte çocuğun ve annesinin mücadeleci tutumlarının güçlendirilmesi bakımından örnek alınması gereken bir örgütlenme süreci. Yine davaların takibi, çağrıları ve sahiplenilmesinin yargılama süreci ve karardaki etkisi yadsınamaz" şeklinde konuştu. Bu davanın hem hukuki açıdan hem de dayanışma açısından emsal olduğunu söyleyen Sezin, B.G'nin aylar sonra gülümseyen ve umutla bakan gözlerinin şimdiye kadar kimseye itiraz etmemiş ama çocuğu için bütün bir köyü karşısına alan ve mücadeleyi öğrenen bir annenin haklı gururunun paylaşılması gerektiğini belirtti.


*İnterseks: Biyolojik cinsiyet farklılıkları ile doğmuş birey


(dk/fk/mg)