İSİG: 8 ayda 70 kadın işçi yaşamını yitirdi

14:28

JINHA

İSTANBUL - İSİG'in hazırladığı raporda, 2016 yılının ilk 8 ayında 70 kadının iş cinayetinde hayatını kaybettiği belirtildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren kadın işçilere ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, Türkiye ve dünyadaki toplumsal cinsiyet algısı gereği kadınların ve kadınlık algısının çifte sömürüye en açık olduğu alanlardan birinin emek süreçleri olduğu ifade edilerek, 2016 yılının ilk 8 ayında en az 70 kadın işçinin yaşamını yitirdiği aktarıldı. Raporda, 2016 yılının ilk 8 ayında yaşamını yitiren kadın işçilerin 26'sının çiftçi ve esnaf, 44'ünün ise işçi ve memur statüsünde çalışan ücretlilerden oluştuğu dile getirildi. Raporda, 14 yaş ve altında çalışırken yaşamını yitiren kadın sayısının da 3 olduğu kaydedildi.

'Ölümler politiktir'

Yaşanan kadın işçi ölümlerinin iş kollarına göre dağılımında yüzde 48'lik bir oranın tarım, ormancılık sektörü olduğu vurgulanan raporda, "İşçiler ya çalışırken araziye uygun olmayan araçlarla emek harcadıkları için ya da uygunsuz koşullarda taşındıkları için yollarda yaşamlarını yitirmektedirler" denildi. Ülkedeki toplumsal cinsiyet rejimi sebebiyle konumlandırılmış kadınların, günlük yaşamlarında ve emek süreçleri içerisinde ucuz ve kayıt dışı çalıştırıldığı kaydedilen raporda, kadın cinayetleri ve işe bağlı ölümlerin politik olduğuna dikkat çekildi. Kiralık işçi durumuna değinilen açıklamada, esnek ve güvencesiz çalıştırılan kadın işçiler üzerinden sömürünün daha da katlandığı kaydedildi.

Raporun devamında şu maddelere yer verildi:

“* Kiralık işçilikle 10 kişiye kadar işçi çalıştıran küçük işletme sahipleri 5 işçiye kadar geçici işçi de çalıştırabilecekler. Böylece devlet küçük işletmeleri korurken, burada çalışan kadın işçileri; düşük ücretli, güvencesiz, sendikasız ve ömür boyu emekli olamayacakları bir işe mahkûm edecek.

* Mevsimlik tarım işçileri, temizlik işleri, hasta ve yaşlı bakımı işleri, yani kadınların çalıştığı işler, Özel İstihdam Bürolarının sürekli iş ilişkisi kurabileceği işler olarak tanımlanıyor. Devlet bir grup işçinin geleceğini tümüyle Özel İstihdam Bürolarına terk ediyor.

* Mevsimlik işlerde dayı başlarının yerini Özel İstihdam Büroları alacak, ev işçileri kendi aralarında kurdukları ağ üzerinden değil, bağlı bulundukları Özel İstihdam Büroları aracılığıyla kiralanacak. Özel İstihdam Büroları arasındaki rekabet sebebiyle hem ücretler, hem de işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ciddi sorunlar, kayıplar yaşanacak.

* Fabrikalar ve büyük işletmeler de 6 aylık, iki defa olmak üzere işçi kiralayabilecek. Kiralık işçi sayısı düzenli çalışanların dörtte birini geçmeyecek. Büyük işletmelerde, düzenli ve sendikalı işler genel olarak erkek işleri olacağından, işçi lehine olan bu kısıtlamadan kadınlar pek yararlanamayacak.

* Özel İstihdam Büroları, hamile olup yarı zamanlı çalışmayı tercih eden bir kadının geri kalan işini, kiraladığı diğer işçilerle ikame edebilecek. Bu hem güvencesiz çalışmayı dayatacak hem de doğum izni gibi kazanılmış ve hala üzerinde mücadele verilen pek çok hakkın geriye düşmesi anlamına gelecek.”

(ödk/mg)