‘Kadın kimliğimizi savunalım, eril zihniyeti teşhir edelim’

09:11

JINHA

ANKARA - Çalışma yaşamının her alanında kadınlara eşitsizlik devam ediyor. Toplumsal cinsiyetin baz alındığı 'kadın işi-erkek işi' tanımlamaları ile kadınlar cinsiyetçi iş bölümüne maruz bırakılıyor. Okurken çalışmak zorunda olan kadınlar, iş hayatında yaşadıkları zorlukları ve karşılaştıkları cinsiyetçi davranışları kadın varlığını savunarak çözmeye çalıştıklarını söyleyerek, “Eril zihniyeti teşhir etmeliyiz” diyor.

Çalışma yaşamının her alanında kadınlara eşitsizlik devam ediyor. Toplumsal cinsiyetin baz alındığı 'kadın işi-erkek işi' gibi cinsiyetçi iş bölümü, kadının ücretli emek alanındaki var oluşunun niteliğini de beliyor. Cinsler arasındaki eşitsizlik nedeniyle sömürülen kadın, iş yaşamında da ikinci kez “emekçi” olarak sömürülüyor.

'Tercih, rahat çalışabileceğim işler!

Okurken çalışmak zorunda olan kadınlar konuya ilişkin JINHA'ya konuşarak, iş hayatında yaşadıkları zorlukları ve karşılaştıkları cinsiyetçi davranışları anlattı.

Tekstil işinde çalışan Derya Dönmez, her işte çalışma olanağının olmadığını ve iş seçmek mecburiyetinde bırakıldığını belirtti. Kasiyerlik, satış danışmanlığı gibi işlerde çalışmayı seçmek durumunda kaldığını söyleyen Derya, “Kendimi daha rahat hissedebileceğim işleri tercih etmek zorunda kalıyorum. Erkek çalışanların fazla olduğu yerlerde çalışmak zor oluyor. Ben şu anda çalıştığım iş yerinde tek kadınım. 5 erkeğin arasında çalışıyorum. toplumsal algı ve yapıdan kaynaklı zorlandığım oluyor. Rahat hareket edemiyorum. Ayrıca iş saatlerinin de önemi var. Bir kadın olarak gece geç saatlere kadar sokakta olamıyoruz. İş seçerken buna da dikkat ediyorum. Kadın olduğum için belli bir saatten sonra eve gitmem sorun olur, çünkü şartlar buna uygun değil'' diye konuştu.

'İnşaatta çalışmayı çok isterdim'

“Ben inşaatta çalışmayı çok isterdim” diyen Derya, bir kadın olarak bu tür işleri beceremeyeceğini düşündükleri için inşaat gibi alanlarda kendisine iş vermeyeceklerini kaydetti. Baskı ve yargılardan dolayı çalıştığı yeri de buna göre seçtiğini dile getiren Derya, “Bu tür sorunlardan dolayı şu anda bir mağaza da çalışıyorum” dedi.

'Kadın olduğum için dikkate almıyorlar'

İş yerinde karşılaştığı cinsiyetçi davranışlara da değinen Derya, kadın olduğu için çoğu zaman dikkate alınmadığını vurgulayarak, ''Ben erkek bölümünde çalışıyorum. Bir de genelde çalıştığım mağazaya muhafazakar kesim geliyor. Bazı müşterilere yardımcı olmak istediğimde beni dikkate almıyorlar. Yüzüme bile bakmadıkları oluyor. Yada direkt ‘Erkek çalışan bizimle ilgilensin' diyen oluyor. Tekstil bölümündeyim, paça boyu almam gerekiyor ama ben kadın olduğum için bana aldırmayan çok müşteri oluyor'' şeklinde konuştu.

'Bir kadın olarak çok sorguluyorsun'

Çalıştığı yerde hem emekçi hem de kadın olduğu için iki kat baskıya maruz bırakıldığı dile getiren Derya, şunları kaydetti: ''Mola saatleriyle ilgili sorun yaşıyorduk. Hakkımız olmasına rağmen mola verdirmiyorlardı. Kimse sesini çıkarmıyordu. Ben konuşmaya gittim. ‘Mola bizim hakkımızdır vermek zorundasınız’ dedim. ‘Bir kadın olarak çok sorguluyorsun ve çok konuşuyorsun’ dendi bana. Bu tür cinsiyetçi yaklaşımlara da maruz kaldım. Hakkımı savunduğum için baskıya maruz kalıyorum, bunun yanında birde kadın olduğum için ikinci bir kez baskı görüyorum.''

İş arkadaşlarıyla da bu tür sorunlar yaşadığını anlatan Derya, “'Kadınsın git evinde otur, çamaşırla, bulaşıkla uğraş' diyenler oluyor. Çalışmak erkek işi, kadın evde oturur gibi söylemlerde de bulunuyorlar. Her gün bu tür şeylerle karşılaşıyorum” dedi.

'Erkekler her şeyde söz sahibi olmaya çalışıyorlar'

''Bu tür sorunları kendi varlığımı kabul ettirerek çözmeye çalışıyorum'' diyen Derya, kendisine cinsiyetçi yaklaşımlarda bulunanlara Türkiye'de kadın olmayı Çilem üzerinden, Özgecan üzerinden anlattığını söyledi. Eril zihniyete sahip insanların kadın algısını yıkmaya çalıştığına da değinen Derya, ''Genel olarak kadın bir birey yerine konmuyor. Bir kadının toplumda bir erkek gibi yer edinebileceğini, çalışacağını kabul etmiyorlar. Aynı yerde çalışıyoruz, aynı işi yapıyoruz ama erkeklerin daha fazla hakkı varmış gibi, onlar daha fazla çalışıyormuş gibi davranıyorlar. Erkekler her şeyde söz sahibi ve baskın olmaya çalışıyorlar. Bunu kendilerine bir hak olarak da görüyorlar. Kadın olduğumuz için iş arkadaşlarımız, patronlar yada müşteriler tarafından tacizle de karşılaştığımız oluyor'' diye konuştu.

'Eril zihniyeti teşhir etmeliyiz'

Derya son olarak kadınların eril zihniyete karşı her yerde seslerini çıkarmaları gerektiğini belirterek, ''Kendi kimliğimizi kabul ettirmeliyiz. Bu ataerkil sistemin yanlış olduğunu anlatmalıyız. Şu an yaşadığımız dönemde baskılar, kadınlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik baskıyla çok eziliyoruz. Ancak sinip bir köşeye çekilmemeliyiz ve ‘Ben de varım ve buradayım’ demeliyiz. Bulunduğumuz her alanda bu eril zihniyeti teşhir etmeliyiz, yıkmaya çalışmalıyız.'' dedi.

'Fiziğimin uygun olup olmadığına baktılar'

Hem okuyup hem de çalışmak zorunda olan kadınlardan biri de Aslıhan Kıvrak. Aslıhan da Derya gibi çalışacağı işi seçmek zorunda bırakıldığını belirterek, kadın olduğu için daha rahat ve güvenli çalışabileceği alanları tercih ettiğini söyledi.

Daha önce bir fuarda stantta çalıştığını ve buraya iş başvurusunda bulunduğunda cinsiyetçi davranışlara maruz bırakıldığını anlatan Aslıhan, ''Buraya iş başvurusunda bulunacağım zaman benden resim istediler ve açık mıyım kapalıyım diye sordular. Ayrıca yüzümün ve fiziğimin bu işe uygun olup olmadığına da baktılar. Yani stantta duracak kadın göze hitap etmeliydi onlar için. Benden makyaj yapmamı ve topuklu ayakkabı giymemi de istediler'' dedi.

'Kadın obje olarak kullanılıyor'

Bir traktör firmasının standında durup gelen müşterilere çay ve kahve ikramı yapma işinde çalıştığını anlatan Aslıhan, gelen müşterilerin genelde erkek olması sebebiyle standın başına 'çay kahve servisi yapan kadın' bilinçli koyduklarını söyledi.

Burada açık bir şekilde kadını bir obje olarak kullandıklarını vurgulayan Aslıhan, ''Ayrıca traktör gibi her türlü aracın erkeklerle özdeşleştirilme, onlara aitmiş gibi lanse edilmesi durumu da var. ‘Kadınlar traktör gibi araçlardan anlamazlar. ‘Çünkü kadınların traktör gibi büyük araçlarla, işlerle uğraşması söz konusu değildir. Bu tür işler büyük işlerdir ve zeka gerektirir, uğraş gerektirir. Kadınlar bu kadar büyük işleri beceremezler. Onlar sadece o büyük işleri halletmeye çalışan erkeklere orada çay kahve getirirler, hizmet ederler.’ Böyle bir eril düşünce var temelinde” diye konuştu.

'Kadın kimliğimizi her yerde savunmalıyız'

Standa gelen erkek müşterilerin kendisini taciz ettiğin, dile getiren Aslıhan, maruz bırakıldığı cinsiyetçi yaklaşımların da kendisini olumsuz etkilediğini, bu nedenle korumacı bir tavır takındığını anlattı. Aslıhan son olarak, ''Kadın olarak her alanda eziliyoruz, iki kat bir sömürüye maruz kalıyoruz. Ancak susup kabul etmek zorunda değiliz. Kadın kimliğimizi her yerde savunmalıyız'' dedi.

(mc/sy)