Özgür Kazova işçisi Aynur: Gelin bu süreci beraber atlatalım
09:00
JINHA
İSTANBUL - Kazova direnişinin başından bugününe kadar aktif mücadele eden işçi Aynur Aydemir, Özgür Kozava Tekstil'in zorlu bir süreçten geçtiğini belirterek, "Burası bizim değil toplumun yeri ve diyoruz ki 'gelin hep beraber bu süreci atlatalım" diyor.
Özgür Kazova, 17 Kasım 2014 tarihinden itibaren başlattığı patronsuz kazak üretimine yaz aylarının gelmesiyle birlikte baskılı ve baskısız olarak 'patronsuz' t-shirt üretimini de ekleyecek. 'Yüzde 100 koton, yüzde 100 yün, yüzde 100 patronsuz ürünler" şiarıyla yola çıkan Kazova işçileri geldikleri süreçte maddi zorluklar ile mücadele ediyor. Aynur ile kolektif olarak kurdukları fabrikalarında patronsuz üretimi ve kadınların bu alandaki çalışma şartlarını konuştuk.
'Hamileyken fabrikada 40 saat çalışıyordum'
Aynur, 17 yaşında konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başlamış. Ardından gıda sektöründe çalışan Aynur, ailesinin 'evlenecek olan bir kadına' gıda sektörünü 'uygun' görmemesi üzerine tekstil sektörüne geri dönüş yapıyor. Aynur bunu da "Beni en berbat sektöre aslında onlar itti" sözleriyle dile getiriyor. Aynur, kadınların tekstil sektöründe yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlatıyor: "Çok ağır şartlarda ve zor çalışma saatleri var. Sabah giriyorsunuz akşam kaçta çıkacağınız belli olmuyor ve çok cüzi rakamlara çalışıyorsunuz. Özellikle kadınsanız, ihtiyacınız varsa ve bir anneyseniz fabrikalarda daha çok eziyorlar. Kazova'da 8 sene çalıştım fakat 5 sene boyunca senelik izin yapmadım. Hamileyken fabrikada 40 saat çalışıyordum buna mecburduk çünkü aile geçindiriyoruz. Maaşlar aksıyordu biz 4 ay maaş alamadık. İçeride tazminatımız olduğu için bırakıp gidemiyorduk. Üstelik henüz anne olmuştum. Türkiye'de çalışma şartları kadınlar için çok ağır."
'Bu gölü deniz haline getirmek toplumun elinde'
Kazova'nın özgürleşmeden önceki durumuna ilişkin konuşan Aynur, patronlarının kendilerine pek çok kez hakaret ettiğini, işçiye silah dahi yönelttiğini söylüyor ve patronlarının kedilerine maaş verirken "Zehir zıkkım olsun" dediğini de ekliyor. Özgür Kazova'da kimsenin dilini, dinini ve ırkını sorgulamadıklarını ifade eden Aynur, "Direnişimiz ilk duyulduğunda inanılmaz bir destek vardı fakat sonrasında insanlar çekilmeye başladılar. Bunun Gezi'nin etkisinin azalmasıyla birlikte geliştiğini düşüyorum. Kazova'yı büyütmemiz lazım küçültmemiz değil" şeklinde konuşuyor.
Şu an ayakta durmakta güçlük çektiklerini belirten Aynur, son olarak şöyle sesleniyor: "Bunun üstüne basarak söylüyoruz kimseden bedava para istemiyoruz. İnsanlar, kendi patronlarını düşünerek patronsuz üretimi desteklemelidir. Bu gölü deniz haline getirmek toplumun elinde. Burası bizim değil toplumun yeri ve diyoruz ki 'gelin hep beraber bu süreci atlatalım. 'Patronsuz olur mu?' dediler ama oluyor. Önemli olan içinizdeki ruhu kaybetmemek. Bunun beyaz yakası, madende çalışan işçisi diye yoktur. Eğer bir insanın yanında maaşlı çalışıyorsanız siz işçisinizdir."
(nö/ck/dk)