Geçmişten gelen takas usulü ile parasız yaşam
09:07
JINHA
AMED - Kendi emekleriyle sattıkları sepetlerle kazanmak yerine eski elbise alan gezici zanaatçı kadınlar, takas yöntemiyle hem kendilerine hem de işçilere destek oluyor. Sepetçi kadınlar onlara farklı bakışlara inat işlerini icra etmeye devam ediyor.
Sur'da mahalle mahalle gezerek ekmek paralarını kazanan kadınlar, sepet satarak evlerinin geçimini sağlıyor. Gezici şekilde bir arabayla gezen kadınlar, gezici esnafların sık kullandığı sesli çağrı yöntemini kullanıyor. "Sepet, sepetçi" diye bağıran kadınların diğer kadın esnaflardan bir farkı daha var. Mahalle mahalle gezerek sepetlerini satışa sunan kadınlar, para için değil eski elbiseleri almak için bu kadar yoruluyor.
Arabalarına koydukları sepetleri parayla değil, eski elbiselerle takas eden bu kadınlar yaptıkları işin atalarından geldiğini söylüyor. Neden para değil elbise alıyorsunuz sorusuna da 30 yıldır bu işi yapan Fatma Gutak (50) şöyle cevap veriyor: "Para ile aldığımızda sadece bize faydası olur. Sadece bize ekmek gelir. Biz aldığımız bu elbiseleri işçilere satıyoruz. Bu sayede hem biz kazanıyoruz hem onlar."
'İnsanlar alışık değil, her şeyin parayla alınacağını sanıyorlar'
Yıllardır bu işi yaptığını söyleyen Fatma, "30 yıldan beri bu işi yapıyorum. Benim işim bu, yıllardan beri bu sepetleri satar, yerine eski kıyafetleri alırım. Ama İnsanlar buna alışık değil. Her şeyin parayla satın alınabileceğini sanıyorlar. Ama bizi gördükten sonra fikirleri değişiyor. İkinci el elbise aldıktan sonra giderim elbiseleri işçilere birkaç milyona satarım. Bunun dışında parası olmayan insanlara da zorluk çıkarmıyoruz. Buna tuhaf bakanlar var. Ama bu iş dedelerimizden atalarımızdan kalma. Bir hikâyesi yok ama bizler bu işin devamını getiriyoruz. Ben annemden öğrendim. Benim kızım da benden öğrendi bunu. Bunu yaparak hem işçilere destek veriyorum, hem de kendi kazancımı çıkarıyorum. Bizden başka kimse bu işi yapmıyor" diye konuştu.
'Buradaki insanlar ilk başta bunu yadırgıyorlardı'
Yaptıkları işin ilk başta insanlar tarafından tuhaf karşılandığını söyleyen Fatma, "Bizde mahalle mahalle geziyoruz. Ekmek parası sonuçta buradan da alacağımızı alıyoruz. Sonuçta bunu yaparak hem kendimiz hem de işçilere destek veriyoruz. Benle çalışan 6-7 kadın daha var. Ben yıllardır bu işi yapıyorum. Bu sepetten başka iş yapamam. Bizler para almıyoruz, verdiğimiz şeylerden. Buradaki insanlar ilk başta bunu yadırgıyorlardı. Ama daha sonra onlar da alıştılar bu duruma, biz gelene kadar tüm eski kıyafetlerini topluyorlar bizim için" dedi.
Fatma, "Biz bu işi göçebe şekilde yapıyoruz. Mevsimine göre yer değiştiriyoruz. Ankara, İstanbul ve Nizip gibi yerlere gidiyoruz. İş de bir nevi geri dönüşümlü, aldığımız paralarla yine sepet alıp satıyoruz. Bu iş parayla olmaz, kıyafetleri alarak yaptığımızda hem işçiler sebepleniyor iyilik yapmış oluyoruz" şeklinde konuştu.
Kadın olarak kendi parasını kazanmasıyla gurur duyduğunu ifade eden Fatma, "Kadınların her işi yapabileceklerini onlara gösterdik" dedi.
'Biz kadınlar evde oturamayız evde otursak hasta oluruz
Fatma, bazı insanların kendilerine "kadın başına sokaklarda bas bas bağırıyor" dediklerini anlatarak, "Kadın diye söylüyor burada erkek olsa demez. Ama biz kadınlar her türlü işi yapabiliriz. Bunu onlara çalışmayı bırakmamakla da gösteriyoruz. Benim kocam hayatta değil, o olduğunda da bu işi yapıyordum. Şimdi de yapıyorum. Önemli olan kendi ayakların üzerinde durman ve kendi paranı kendin kazanman. Eşim öldükten sonra işim hem eşim hem de hayatım oldu. Çocuklarıma da bakma derdindeyim" diye ifade etti.
Fatma, alın terleriyle bu işi yaptıklarını belirterek, son olarak şunları kaydetti: "İşçilere neden yapıyorsunuz diye sorduklarında da onlar bir pantolonu 30-40'a alıyor ama biz onlara 5 liraya satıyoruz. Bir kadın olarak hem iyilik yapıyoruz, hem kendi ticaret yapıyoruz hem de kendi paramızı kazanıyoruz. Türkiye'de kadınlara genelde evde oturun denir ama biz evde oturamayız evde otursak hasta oluruz. Bizler çalışan kadınlarız. Çalışmayı da seven kadınlarız."
(mm\dk)