Tekstil işçisi kadınlar emeklerinin karşılığını istiyor
09:01
JINHA
AMED - Diyarbakır'da tekstil atölyelerinde çalışan kadınlar, bodrum katlarda 10 saatlik çalışma karşılığında ancak asgari ücret alabiliyor. Güvencesiz çalışan kadınlar "Emeğimizin karşılığını istiyoruz" diyor.
Esnek ve güvencesiz çalışma ortamlarında yıllarca emek harcayan kadınlar çalıştıkları yerlerde erkeklerin maaşlarının yarısı kadar maaşla çalışıyor. Savaş politikalarıyla birlikte Kürdistan'da yaşanan zorunlu göç kadınların çocuk yaşlarda çalışmak zorunda kalmasına neden olurken, araştırmalar da çalışan kadınların yarısından fazlasının kayıt dışı olduğunu gösteriyor. En fazla kayıt dışı oranı tarım işçiliğinde görülürken, TÜİK'in 2015 verilerine göre tarımda çalışan kadınların yüzde 94.1'i kayıtdışı. TÜİK verilerinden yapılan derlemelerde de kayıt dışı çalışmanın kadınlarda yüzde 50'ye varan oranlarda olduğu görülüyor. DİSK tarafından kadın istihdamına yönelik 2014'de hazırlanan raporda da rakamlar kadın çalışanlarını yarsından fazlasının kayıt dışı olduğunu gösteriyor.
Bir buçuk milyona yaklaşan nüfusuyla Kürdistan'ın en kalabalık kentlerinden olan Diyarbakır'da da kadın istihdamı Türkiye ortalamasından farklı değil. Ucuz işgücü ve emek sömürüsünün yaşandığı tekstil fabrikalarında çalışan kadınlar emeklerinin karşılığını istiyor. Ütü, kesim, makine başı gibi işler yapan kadınlar çalışma koşulları nedeniyle sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Suriye'deki savaş politikaları nedeniyle topraklarından göç etmek zorunda kalan mülteci kadınlarda ayrı bir sömürü kıskacında.
'Diyarbakır'da kadınlar için iş imkanı yok'
14 yaşında çalışmaya başlayan ve 12 yıldır fabrikalarda çalışan Hülya, günde 10 saatini tekstil atölyesinde geçriyor. Çoğunu erkeklerin oluşturduğu 30 kişilik atölyede asgari ücretle çalışan Hülya, evli kadınların da işe alınmadığını söylüyor. Bodrum katında çalıştıklarını ifade eden Hülya koşullarını şöyle anlatıyor: "Düğüm, makine başı, kesim ve birçok iş yapıyoruz. Evli kadınlar işe alınmıyor ve bu nedenle çalışan kadın sayısı az. İş imkanı olmadığı için aldığımız ücreti de yeterli bulmak zorunda kalıyoruz. Hatta bu kadar aldığımıza bile seviniyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımızı düşünüyorum. Mültecilerin gelmesiyle iş imkanı daha da azaldı, aldığımız ücreti etkiledi." 1 Mayıs mesajını da veren Hülya, "Tek isteğimiz daha fazla iş imkânların artması ve huzurlu, barış dolu 1 Mayıs'ın olması. Diyarbakır'daki 1 Mayıs'ın da barış getirmesini istiyorum" diyor.
' Sigortasız çalışıyorum, emeğimin karşılığını almıyorum'
Atölyede 6 aydır çalışan Sezen Elmas da sigortasız çalışıyor. Çırak statüsünde işe başlayan Sezen de emeklerinin karşılığını istiyor. Sezen, daha önce daha ağır koşullarda çalıştığını belirerek şunları söylüyor: "Ben ara ara fabrikalarda çalıştım ama şuan ki çalıştığım tekstil fabrikasında 6 aydır çalışıyorum. Çalıştığım fabrikada makine başında çalışıyorum. Emeğimin karşılığını almıyorum ama iş imkanı yok Diyarbakır'da. 1 Mayıs'ta barış ve emeğimizin karşılığını alabileceğimiz bir dünya istiyorum."
(ea/gc)