Şaziye Köse: Erkek yapılara karşı mücadeleyi derinleştireceğiz
09:06
Habibe Eren/JINHA
ANKARA - AKP hükümetinin cinsiyetçi politikalarına isyan eden kadınlar her alanda öz örgütlülüğünü sağlarken, sendikal alanda kadınların varlığı da gün geçtikçe artıyor. Kadınların sendikal alanda bir yılını değerlendiren KESK Eş Başkanı Şaziye Köse, bir yılın AKP’nin yoğun saldırılarıyla geçtiğini belirterek, bu saldırılar karşısında kadınların direnerek örgütlendiğini ve buna paralel olarak da şiddet dozajının arttırıldığını vurguladı. Kadınların şu anda pek çok mücadele biçiminde en ön saflarda olmalarının iktidarı korkuttuğunu söyleyen Şaziye, “Bu erkek yapılara karşı mücadeleyi derinleştireceğiz” dedi.
Sömürü ortamına ve ilkel çalışma koşullarına karşı haksızlıkları ortadan kaldırmak ve çalışma koşullarını iyileştirmek üzerine kurulan sendikalar, dünyada 1800’li yılların ortalarından itibaren örgütlenmeye başladı. Evde, işyerinde ve yaşamın her alanında sömürü haline getirilen kadınlar, ise çalışma hayatına girmeleriyle sendikalarda aktif rol almaya başladı. Burjuvazi için kadın gücünün daha ucuz olması ve aynı ücreti alması için daha fazla çalışması, kadınlar için sendikalaşmanın gittikçe hayati bir önem taşıdığını gösteriyor.
‘KESK sendikal hareketin kadın yüzü’
Türkiye'de kadın üye sayısı ve kadınları örgütleme düzeyi açısından kamu sendikaları ile işçi sendikaları arasında ciddi farklılıklar bulunuyor. Bu farkı oluşturan konfederasyon ise KESK. KESK kadın örgütlenmesi, kadın sekreterlikleri, kadın meclisleri ve eşitlik çalışmaları açısından diğer sendikalara göre önemli bir aşama kaydetmiş durumda. Sendikal hareketin bir yılını ve kadınların bu mücadele içindeki direnişlerini JINHA’ya değerlendiren KESK Eş Başkanı Şaziye Köse de, KESK’in sendikal hareketin kadın yüzü olduğunu belirterek, diğer sendikalara göre kadının belirleyici olduğunu vurguladı.
‘Sendikal harekette bir yıl AKP’nin yoğun saldırılarıyla geçti’
Sendikal harekette bir yılın kadınlar açısından AKP iktidarının yoğun saldırılarıyla geçtiğini ve hem sendikal faaliyet yürüten kadınların hem de diğer kadınların hükümetin cinsiyetçi beden politikalarına maruz kaldığını söyleyen Şaziye, “Siyasal iktidar neo-liberal politikalar çerçevesinde kadınlara ‘müjde’ diye sömürüyü dayattı” dedi.
‘Kadınlara ‘müjde’ gibi kadınlar yasalar sunuluyor’
Kadına yüklenen bakım sorumluğunun yasalar çerçevesinde yeniden düzenlendiğini dile getiren Şaziye, güvencesizleştirme ve kısmi zamanlı çalışmanın kadınlar aracılığıyla kurumsallaştığını belirtti. Hükümetin, ‘Çocuklarınızı rahat büyütün size isteğiniz doğrultusunda gönüllük esasına göre yarım gün çalışma, çocuğunuza da yarım gün bakma olanağı sunuyoruz’ şeklindeki açıklamaların kadınlara kazanım gibi sunulduğunu, ancak aslında kadını çalışma yaşamından uzaklaştırmaya yönelik yasalar olduğunu söyleyen Şaziye, “Gönüllülük öne çekilmesine rağmen bir süre sonra işverenler tarafından kadınlar mobbinge uğrayacak. Çünkü yarı zamanlı çalışmayı kabul etmeyen kadınlara kısa süre sonra işverenler, ‘gidin evinize yarım gün çalışın işi engelliyorsunuz, iş verimini düşürüyorsunuz’ diye baskı yapacak” diye belirtti
‘Kadınların mücadelesiyle şiddetin dozajı da arttı’
Şaziye, kadınların her türlü baskı , sindirme ve şiddetle yüz yüze kaldıklarını, ancak bunu mücadeleye dönüştürdüklerini belirterek, “Şiddet bizim hayatımızda aslında iktidar ilişkileri değiştiğinden beri var ve bu süregeldi. Ne zaman ki kadın mücadelesi boyutlandı, şiddet daha yukarıya çekildi. Direniş, isyan gibi mücadele türleri kadınlar aracılığıyla yükseldiğinde, siyasal iktidarın ve erkinde şiddet dozajı arttı” ifadelerini kullandı.
‘İktidar bizi baskı ve zapturapt altına almak istiyor’
Kadınların şu anda pek çok mücadele biçiminde en ön saflarda olmalarının iktidarı korkuttuğunu söyleyen Şaziye, “Onun için iktidar bizi baskı ve zapturapt altına almak istiyor. Bir yılda, kuşatılan kentlere , yerleşim alanlarına, çalışma hayatına, kadınların kendi özgül problemlerine, kadın bedeni üzerinde politikalara bakalım. Her yer iktidarın yoğun saldırıları altında “dedi. Kadınların bir kadim hafıza ile potansiyel olarak erkeğe karşı bir isyanı ve öfkesinin olduğunu dile getiren Şaziye, “Bizim de görevimiz bu kadim hafızanın tekrar açığa çıkarılması ve bu direnişin mücadelenin erkeğe karşı yükseltilmesi” diye belirtti.
‘İş yeri temsilcilikleri giderek kadınların eline geçiyor’
KESK’in sendikal hareketin kadın yüzü olduğunu ve sendikal hareket içinde kadın ve erkek üye sayısının eşitlendiği konfederasyonlardan biri olduğunu belirten Şaziye, eğitim, sağlık gibi kamusal alanlarda kadın sayısının çok yüksek olduğunu vurguladı. Bu süreçte üye kaybının olmadığını, hatta kadınların daha fazla örgütlendiğini dile getiren Şaziye, “Kadınlar her zaman erkeğe karşı bir öfkeyi ve isyanı barındırırlar. Bugün çeşitli şubelerde duruma baktığımda pek çok işyeri temsilciliğinin kadınlara geçtiğini ve örgütlülüğü sağlamlaştırmak üzere bu yönde özel çalışmalar yaptığını görüyoruz. Son yaptığımız eğitim çalışmasında da bu açığa çıktı. Kadın arkadaşlarımız kendi örgütlü bulunduğu alanlarda meclisleşme çalışmalarına hız verdi. Önümüzdeki süreçte bunun daha fazla göreceğiz” dedi.
‘İşçi sendikaları eril ve yönetimde kadın yok’
Türkiye’deki sendikal hareketlere bakıldığında kadın eksikliğinin olduğunu belirten Şaziye, KESK’in kadın konusunda en fazla çalışma yapan sendika olduğunu söyledi. İşçi sendikalarına bakıldığında diğer alanlarda olduğu gibi yapılarının erkek yapılar olduğuna dikkat çeken Şaziye, “Kadınların önü açılmıyor. İşçi direnişlerine, eylemlerine ve grevlerine baktığımızda kadınların önde olduğunu görüyoruz ama yönetime baktığımız zaman, sendikaların yönetici kadroları kadın sayısının nerdeyse eksinin altında olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
‘Erkek yapılara karşı mücadeleyi derinleştireceğiz’
KESK’in kadın komisyonları, kadın sekreterlikleri, kadın meclisleri ve eş başkanlık sistemi olduğunu dile getiren Şaziye, “KESK kadınların önünü açma konusunda öncüdür. Biz bunun bulaşıcı olduğunun farkındayız. Şu an DİSK’te de kadın çalışmaları öne çıkmaya başladı. Bu çok önemli bir adım” dedi. Sendikaların krizlerinin kadın örgütlenmesiyle aşılacağını dile getiren Şaziye, “Bu erkek yapılara karşı mücadeleyi derinleştireceğiz” diye belirtti.
Cinsiyetçi politikalara karşı kadınlar örgütlenmeli
“KESK sendikal hareketin mücadelenin kadın yüzüdür. Bu gün AKP iktidarının kadın bedeni üzerinden ilerlettiği cinsiyetçi politikalara karşı en mücadele eden bizim örgütlerimiz sağlayacaktır” diye konuşan Şaziye, tüm kadınları kendilerine yansıyacak bu politikalardan korumak ve bunların hayat bulmasına karşı durmak için KESK’te örgütlenmeye ve genel anlamda bu cinsiyetçi politikalara karşı direnişe ve isyana çağırdı.
(sy)