Arzu Çerkezoğlu: Torba Yasası'nın amacı kadınları tamamen eve kapatmak!

09:01

JINHA

İSTANBUL- DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, AKP'nin kadınlara yönelik yeni Torba Yasası ile birlikte özel istihdam bürolarının iyice yaygınlaşacağını ve bütün güvencesiz çalıştırılma biçimlerinin; evden çalışma, kısmi çalışma, yarı zamanlı çalışma ve telefon üzerinden çalışma gibi hayata geçirileceğini ifade etti.

AKP iktidarının baskıcı zihniyeti önce kadınları hedef alarak kendini var etmeye çalışıyor. Kadınların kaç çocuk doğuracağından, kürtaj olup olamayacağına, nasıl güleceğinden, statüsünün 'annelik' ile sınırlandırılmasına kadar artan söylemler şimdi de kadınları üretim alanlarından uzak tutan yasalar ile boy gösteriyor. AKP geçtiğimiz günlerde yeni bir torba yasasıyla kadınları istihdamdan uzaklaştıran ve kazanılmış haklarını gasp eden yeni yasal düzenlemeleri Meclis'te onayladı. 'Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı', TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasallaştı. AKP'nin kadın emeğine yönelik düşmanca tutumunu yasalarla 'güvence' altına almasını Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile konuştuk.

'Amaç işçi sınıfının kazanılmış haklarının ortadan kaldırılması'

AKP hükümetinin gündeminde emek alanına ilişkin bir dizi yeni düzenlemenin olduğunu belirten Arzu, "Aslında bu tür düzenlemelerin hepsinin temel mantığı, işçi sınıfının kazanılmış tüm haklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen kanun tasarılarıdır. Hükümetin programına baktığımızda bu düzenlemelerin kod adı 'güvenceli esneklik' ve bütün bu güvensizleştirme politikaları aslında ağırlıklı olarak kadınlardan başlayarak hayata geçirilmeye çalışılıyor" diye konuştu.

'Yeni sistem taşeron sistemine rahmet okutacak'

Arzu, hükümetin kadınlara dönük bu politikasını özel istihdam bürolarının iyice yaygınlaştırılması ve bütün güvencesiz çalıştırılma biçimlerinin; evden çalışma, kısmi çalışma, yarı zamanlı çalışma ve telefon üzerinden çalışma gibi uzaktan hayata geçirileceğini ifade etti. Özel istihdam büroları adı altında 'kölelik sisteminin' uygulanacağına dikkat çeken Arzu,"Aslında özel istihdam büroları bundan önce de gündeme getirildi fakat tepkiler yüzünden geri çekmek zorunda kaldılar. Şuan meclis alt komisyonunda görüşülen ve herkesin kölelik olarak kabul ettiği 'taşeron sistemine' rahmet okutacak bir çalışma yürütmeyi planlıyorlar" dedi.

'Emek sermaye çelişkisi giderek artacak'

İşçilerin çalıştıkları yerin ve işverenlerinin belli olmayacağı bu sistem ile emek sermaye çelişkisinin giderek artacağına dikkat çeken Arzu, "Özel istihdam büroları ile ilgili hükümetin politikalarına bakıldığında, ne zaman özel istihdam bürolarını gündeme getirdilerse bunu hep kadın işçilerle birlikte düşündüler" diye belirtti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in 'Dünyayı kadınlar kurtaracak kadınların istihdama katılımını arttıracağız' sözlerini hatırlatan Arzu, "Buna karşın kapitalist sistemin artık krize dönüşmüş halini, kadın işçileri daha ucuz ve güvencesiz şekilde, emek piyasalarına savurarak kurtarmaya çalıştıklarını görüyoruz" ifadelerinde bulundu.

'Kadınları ucuz işgücü olarak çalıştıracaklar'

Mehmet Şimşek'in itiraflarının kadınlar üzerinden kurgulanan planları gözler önüne serdiğini söyleyen Arzu, "Kadınları, evden, yarı zamanlı ve güvencesiz örgütsüz bir biçimde çalıştıracaklar. Erkeklere verdikleri ücretin yarısından azını kadınlara vererek ucuz emek gücü olarak kadınları kullanarak, kapitalizmin krizini çözmeyi hedefliyorlar" diye belirtti.

'İşsizler ordusunun maddi temeli kadınlar'

Arzu, şuan ki mevcut sistemin 20 yıl sonra ihtiyaç duyduğu işsizler ordusunun maddi temelini de kadınların oluşturduğunu belirtti. Bu nedenle iktidarın kadınlara en az 3 çocuk doğurması gerektiğini söylediğini belirten Arzu, "Devlet, kadınlardan evde çocuk bakımı ve ev hizmetleri gibi işleri görmesini isterken, aynı zamanda evden yarı zamanlı uzaktan çalışma biçimleri ile ucuz emek gücü olarak faydalanacak" dedi.

'Kadınlar tamamen eve kapatılacak'

Bütün bu düzenlemelerin kadınları evden dışarı çıkamayacak hale getirmenin amacı olduğunu söyleyen Arzu, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun ilk adımını Mecliste çıkardılar. Kadınlara 1'inci çocuk, 2'inci çocuk ve 3'üncü çocuk doğurması sürecinde çeşitli özendirici düzenlemeler getirdiler. Çocuk okula gidene kadar 4,5 yıl boyunca da evden yarı zamanlı çalışmanın yolunu açan bir yasa düzenlediler. Özel istihdam büroları ile ilgili yasal düzenlemeleri ileriki günlerde meclise sunmayı planlıyorlar."

'Kadınların yaşam hakkının yok sayıldığı bir dönemdeyiz'

"Kadınlar olarak bize hiçbir biçimde yaşam hakkı tanınmıyor, en temel haklarımız ortadan kaldırılıyor ve hatta yaşama hakkımız yok sayılıyor " diyen Arzu, tüm bunların tesadüf olmadığına dikkat çekti. Arzu, bugün bu ülkeyi yönetenlerin en alt kademesinden en tepesine kadar ağızlarını her açtıklarında ifade ettikleri kadın düşmanı politikalarının kadınların hem yaşamına hem de emeğine dönük çok ciddi saldırılar ortaya koyduğunu ifade etti. Dolayısı ile kadınların mücadeleye bütüncül yaklaşması gerektiğinin altını çizen Arzu, "Yaşam hakkımıza, emeğimize ve bedenimize sahip çıkan bir kadın mücadelesini hep birlikte omuz omuza yürütmek ve büyütmek durumundayız" diye konuştu.

'Omuz omuza bu mücadeleyi büyütmek de kararlıyız'

Arzu, kadın istihdamına dönük meclisteki bu yasalara karşı yürüttükleri mücadele ile kadına yönelik şiddete ya da kadınların tüm toplumsal süreçlerden dışlanması şeklindeki yaklaşıma karşı yürüttükleri mücadelenin aynı olduğunu dile getirdi. "Aynı zamanda Türkiye'nin bir yanı yangın yerine dönmüş durumda" diyen Arzu," Bütünüyle baskı, savaş ve katliamlardan beslenen ölüm üzerine kurulu bir siyasi iktidar var. Ve bu politikaların hedefinde de öncelikli olarak kadınlar ve çocuklar var" dedi. Arzu son olarak, "Emeğimizin hakları için verdiğimiz mücadele, kadın özgürlük mücadelesi ve aynı zamanda bu ülkede kardeşlik ve barış mücadelesinin de bir parçasıdır. Bu bütünlükle yan yana omuz omuza bu mücadeleyi büyütmek de karlıyız" diye konuştu.

(dek/ck/mg)