Filiz Zeyrek/JINHA

ADANA - Şükran Gülsu, çocukluğunda öğrendiği süsleme sanatı ile oluşturduğu atölyeden dünyanın her yerine satış yapıyor.

Kadınların cinsiyetçi yasa ve toplum gerçekliğinden kaynaklı üretime az katıldığı bu topraklarda kadınların küçük bir imkanla oluşturduğu büyük değişim hikayeleri ilgi çekiyor. Şükran Gülsu (24) süsleme sanatı ile oluşturduğu tasarımlarla küçük bir atölyeden büyük hayallere yelken açanlardan. Şükran küçük yaşlarda annesinden öğrendiği süsleme sanatını geliştirerek çeşitli tekniklerle moternize edip çocuk kıyafetlerine dönüştürüp yeni bir tasarım oluşturmuş. Önceleri evinde başlayan ve daha sonra bir süsleme tasarım atölyesi kuran Şükran şimdilerde tasarımlarını tüm dünyaya satıyor.

Atölyesine konuk olduğumuz Şükran'ın ilk sözü, "Kadına dayatılan dar bir dünya ve eşine muhtaç bir yaşam. Bunu kabul etmemeliyiz ve kendi dünyamızı yaratmalıyız" oluyor. Hikayesini anlatan Şürkan, "Küçükken annemden süslemeyi öğrenmiştim. Evlendikten sonra işsizdim ve eşimin eline bakmak istemiyordum. İnternet bu işin yapıldığını gördüm ve bende yapmaya karar verdim. Evimin arkasındaki tek göz odayı atölye haline getirdim. Hevesle başlattım ve çocuk elbiselerini tasarladım. İnternette satışa sundum büyük ilgi gördüm. Malzemeleri toptancıdan alıyorum akşama kadar büyük bir emekle, azimle çalışıyorum. Çevrem çok ilgi gösteriyorlar bu da bana büyük bir moral oluyor" diyor.

Dünyanın her yerinden alıcısı olduğunu ve talebe yetişmekte güçlük çektiğini belirten Şürkan, "Yaptığım işler çok ilgi görüyor, özelikle çocuk elbiseleri ilgi görüyor. Sadece çocuk kıyafetleri ile yaptıklarım sınırlı değil, abiye tarzı kadınlar için elbiseler, gelinlik çeşitleri, gelin buketleri, masa ve peçete çeşitlerini de kendi tasarımla süslüyorum. Fiyatları yaptığım siparişe bağlı işlediğim süslemelere ve modele bağlı. Çok süslemeli bir çalışmam fiyatı da farklaşıyor" diye anlatıyor.

Şükran son olarak "Herkesin bir hüneri vardır, üretim insanı mutlu ve özgür kılıyor" diyerek sözlerini noktalıyor.

(fk)