Adalet Bakanlığı'nın sınavında akla ziyan sorular!
09:04
Tekoşin Tekin/JINHA
AMED - Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği yazılı sınavlarından geçen yargı emekçilerine mülakatta "Mehmet Akif Ersoy'un oturduğu apartmanın ismi nedir. Atatürk'ün cenaze namazını kim kıldırdı?" gibi sorular yöneltildi. BES Kadın Sekreteri Dilek Güler, "Et kokarsa tuzlarsın ya tuz kokarsa?" diyerek yaşanan durumu özetledi.
Adalet Bakanlığı tarafından açılan görevde yükselme sınavları 7-8 ay süren bir maratonla 29 Aralık 2015 tarihinde sonuçlanmıştı. Ortalama 40 bin yargı emekçisinden koşulları uygun olan 7 bin 818 yargı emekçisi görevde yükselme sınavına girerken, 7 bin 213 kişi barajın üzerinde puan alarak yazılı sınavı kazandı. Adliyelerdeki yoğun iş yükünün yanı sıra, mesai saati dışındaki zamanlarda gecesini gündüze katıp sınavlara hazırlık yapan yargı emekçileri yazılı sınavda başarılı olmasına rağmen mülakattan geçemedi. Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınav sonuçlarını değerlendiren Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şubesi Kadın Sekreteri Dilek Güler, BES üyesi yargı emekçilerinin mülakat sınavandan geçemediğini söyleyerek, AKP'nin 13 yıllık iktidarında boyunca kamuda yaşanan adaletsizlik, ayrımcılık ve kadrolaşmanın hız kesmeden devam ettiğini belirtti.
'Et kokarsa tuzlarsın ya tuz kokarsa' deyimi akla geliyor'
Dilek, kamu kurumlarında yapılan görevde yükselme sınavlarındaki mülakat uygulamalarının, AKP'nin kamuda yarattığı kadrolaşmanın en ektili aracı olarak kullanıldığını söyledi. Dilek, "Sınavlarda yaşanan şaibeler, kayırmacılık kamu emekçilerinin ve kamu emekçisi adaylarının kamu kurumlarına güvenini ortadan kaldırmakta, her sınav süreci yeni hayal kırıklıkları anlamına geliyor. Kamu kurumlarının yaptığı görevde yükselme sınavlarında ayrımcılığın kaynağı olan mülakat uygulamalarına yönelik açılan davalar ve yaşanan hukuki süreçler kaygılarımızı haklı çıkartıyor. Mülakat uygulamasının kaldırılması veya yapılan mülakat uygulama sınavları ile ilgili yargısal denetimi sağlayacak alt yapının tüm unsurları ile oluşturulmasına ilişkin idareyi bağlayan Danıştay kararları olmasına rağmen hukuksuzluk devam ediyor. Adalet Bakanlığı bünyesindeki Danıştay'ın kararlarını Adalet Bakanlığı uygulamazsa et kokarsa tuzlarsın ya tuz kokarsa? deyimini akla getiriyor" dedi.
'Mülakat sınavında sorulan sorular, yargı emekçileri ile alay eden cinsten'
Dilek, yapılan sözlü sınavın Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği'ne uygun yapılmadığını söyledi. Dilek, "Mülakat sınavında sorulan sorular, liyakati esas almaktan uzak olup adeta yargı emekçileri ile alay eden cinsten sorular oluşmuştur. Mülakat sınavına giren adaylara 'Mehmet Akif Ersoy'un doğduğu apartmanın adı nedir?, Atatürk'ün cenaze namazını kim kıldırdı?, Anayasa'nın 17. Maddesini nedir? şeklinde mesleki bilgi ve birikim getirmeyen hatta bilinmesi kültürel açıdan da gerekli olmayan soruları soruldu. Dolayısıyla sorulan soruların genel anlamda yazı işleri müdürü seçme niteliği taşımadığı çok açık ortada" şeklinde ifade etti.
Dilek, kariyer ve liyakat ilkelerinin temelinde, hak etme kavramı yattığını belirterek, "Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde hizmet yararına gerçekleştirilmesinin güvencesi de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesinden geçiyor. Kuşkusuz böyle bir anlayışın yerleştirilmesi ise aynı veya benzer görevlerde bulunanlara atanma olanağı sağlanması halinde mümkündür. Büro Emekçileri Sendikası olarak bugüne kadar kamu hizmetlerinin nitelikli olabilmesinin koşullarından birinin de liyakat sahibi hak eden kamu emekçilerinin üst görevlerde görev alabilmesi olduğunu savunuyoruz" dedi.
'Yargı emekçisi sözlü sonuçlara göre mağdur edilmiştir'
Adalet Bakanlığı ile görüştüklerini söyleyen Dilek, "Adalet Bakanlığı ile görüşerek sınav sürecinin adaletli sonuçlanması yönündeki taleplerimizi ve kaygılarımız paylaştık. Yine görüşmelerimizi ve taleplerimizi yazılı olarak Adalet Bakanlığına sunduk. İlgili yönetmelikteki sözlü sınav maddesinin iptaline yönelik dava açtık. Bugün tüm uyarılarımıza rağmen binlerce yargı emekçisi sözlü sonuçlara göre mağdur edilmiştir. Ortaya çıkan bu mağduriyetler aynı zamanda adaletin tesis edilmesi gereken Adalet Bakanlığına güveni yok etmekte, adaletsizliği meşrulaştırmaktadır. Buradan hareketle Adalet Bakanlığının yargı emekçilerinin mağduriyetini ortadan kaldıracak adımları atmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
(gc)