Bir geri dönüşüm hikayesi: Dön dön dön durmadan
09:07
Özlem Çiçek/JINHA
İSTANBUL - Geri dönüşüme, çevreyi korumaya dair topluma bilinçsel düzeye katkı sunabileceği uğraşılarla ilgilenmeye başlayan Kamile Turuthan'ı diğer takı üretip satanlardan ayıran özelliği ise, birçok yer gezmiş olmasıyla birlikte gittiği her yerden doğal malzemeler toplayarak bunları takı olarak kadınlara sunması, çöplere atılan antika saatlerden kolyeler yapması.
Geçmişten bugüne gelen bütün kültürlerde doğa üretkenliğinden ve doğurganlığından dolayı kadına benzetilmiştir ve bu yüzden doğanın adı "Doğa ana" olmuştur. Kadının özelliği ve kimliğiyle özdeşleştiren doğayı kapital sistemin tüketmeye ve geri dönülmesi zor olağanüstü doğal afetlere sürüklemesiyle ekolojik faaliyetlerin hayli önem kazandığı günümüzde bu konuyla ilgilenen gene daha çok kadınlar oluyor. Bu kadınlardan biri olan Kamile Turuthan, İstanbul'da birçok farklı sektörde çalıştıktan sonra yaptığı işlerin kendisini mutlu etmediğini fark ederek, geri dönüşüme, çevreyi korumaya dair topluma bilinçsel düzeye katkı sunabileceği uğraşılarla ilgilenmeye başladı. Kamile'yi diğer takı üretip satanlardan ayıran özelliği ise, birçok yer gezmiş olmasıyla birlikte gittiği her yerden doğal malzemeler toplayarak bunları takı olarak kadınlara sunması, çöplere atılan antika saatlerden kolyeler yapması.
'Kadınlar umutsuzluğa düşmesin'
Kamile, işe nasıl başladığını şu şekilde anlatıyor: "Dokuz yıl kadar önce başladım bu işe. Ermenistan dönüşümde arkadaşlarım bana bir iş teklifinde bulunmuşlardı. Bir çocuk kitabı çıkarıyorlardı ,'Küçük Yeşil Adımlar' diye çocuklara çevreciliği aşılayan bir kitaptı. Bu kitabın çizimlerini yapmamı istemişlerdi. Ben de yaptım. İste oradan gelen kazançla ben Beyoğlu'nda ilk atölyemi kurdum." Kamile, başladığı işinde doğal malzemeler kadar hayallerinde çok önemli olduğunu belirterek, "Her şey hayal etmek ve istemekle başlıyor" dedi. Ardından bir şeylerin istenilen düzeye ulaşabilmesi için sabırlı olunması gerektiğini vurgulayan Kamile, "Özellikle kadınlar hiç bir şekilde umutsuzluğa düşmesinler. Para her şekilde geliyor" diye konuştu.
Kamile ilk etapta evdeki eşyaları satarak bir atölye kurmayı planladığını anlatarak, "O zaman burada küçük bir tezgah açmıştım. Zaten burada yaptığım şeyleri geri dönüşüm için yapıyordum. Küçük bir atölye kurdum kardeşimle birlikte, Bir buçuk yıl sonra kapattık" şeklinde ifade etti.
'Doğal malzemeler kullanıyorum'
Kamile, Ermenistan, Hindistan gibi ülkelerin yanı sıra Kürdistan topraklarını da gezdiğini ve buralardaki atölyelerde gençlerle ve çocuklarla birlikte çalıştıklarını aktararak, "Çalışırken özellikle obje olarak çöpleri kullandık. Hep geri dönüştürdüm. Doğal malzemeler kullandım, şimdi tezgahımda da tamamen doğal malzemeler kullanıyorum. Takılarım için Kaz Dağı'nın mandalinalarını kullanıyorum, yolculuklarımdan topladığım toprakları kullanıyorum, sardunyaları kullanıyorum, çiçekleri, böcekleri, her şeyi kullanıyorum" diye kaydetti.
'Doğaya zarar vermiyorum'
Çöplere atılan antika saatlerden çok faydalandığını belirten Kamile, dükkanının yan tarafında ayakkabı imalatçısı olan Zeynep ile de dayanışma halinde olduğunu belirterek, "Zeynep'in ayakkabı imalatından arda kalan parçaları da kendi üretimimle harmanlaştırıyorum. Atölyelerimde de hep bunun üzerine döndü her şey. Çöplerle ne yapabiliriz, ne edebiliriz bu şekilde aynı zamanda insanlara ilham veriyorum" şeklinde konuştu. Üretirken hiçbir şeye zarar vermediğinin altını çizen Kamile, "Doğaya zarar vermiyorum. Sadece ne istiyorsam onu yapıyorum, beni mutlu eden şeyi yapıyorum ki bu benim için en büyük şey" dedi.
Kamile, son olarak yaptığı imalatları internet ortamından da sergilediğini dile getirerek, "dön dön dön durmadan" isimli sitesinden kendi ürünlerine ulaşılabileceğini belirtti.
(dk)