Erkek egemen üretime karşı kadınlar üretime

09:03

JINHA

İSTABUL - Tüketim alışkanlığına karşı 9 yıldır ayakkabı tasarımcılığı yapan Zeynep Turuthan, tüm kadıların üretime katılmaları gerektiğini vurguladı. Zeynep, "Müşterilerin kullanacakları bir ürünün her detayına karar verirken sadece tüketim yapmamış olduklarını dile getirerek, "Kendilerinden bir şeyler katarak üretimde sorumluluk sahibi oluyorlar. Bir şeyin nasıl üretildiğine ucundan da olsa tanık oluyorlar. Bu ucuza mal etme ve hızlı tüketme anlayışıyla çatışan bir durum" dedi.

Doğası gereği toprak gibi doğa gibi tüketime karşı yaşamın her alanında kazanım yaratan hep kadın oldu. Bu üretim doğası içerisinde kadın her yerde rengini kimliğini yansıtacak bir üretim alanı yarattı ve bu kadılardan biri de 9 yıldır ayakkabı üreten Zeynep Turuthan. İstanbul'un Cihangir semtinde endüstriyel tasarım okumadan üretim yapan Zeynep, ürettiği birbirinden yaratıcı ayakkabılarla hem yeteneğini emeğe dönüştürüyor hem de sadece tüketime dönük yaşayan insanlara da üretimin yaşam içerisinde ne kadar önemli olduğunun mesajını veriyor. Ayakkabı alanında tasarım yapmaktan çok mutlu olduğunu dile getiren Zeynep, "Ayakkabı, giyimden daha çok ilgimi çekiyordu. Çünkü ayakkabının bir organımın uzantısı olması ve o anda nasıl hareket edeceğime karar vermesi hoşuma gidiyor. Gençliğimde de böyle ufak çaplı zanaatçılarla çalıştım. Amatör tasarımlarım onların elinden çıkmaya başladığında çok heyecanlanmıştım. Sonra 2006'nın sonlarında Beyoğlu civarındaki zanaatçılarla çalışmaya başladım" dedi.

'Bu işe zanaatın ölmemesi için başladım'

Zeynep, el becerisinin eğitime dayalı olmadan da geliştirileceğini ifade ederek, "Bir okuldan çok ustalarla çalışırken piştim. Onlardan şıkça duyduğum cümle beni çok kamçıladı 'Bu zanaat öldü bitti. Sen burada ne yapıyorsun?' dediler ve bende zanaatların ve bunlara bağlı yan sanayilerin ölmemesi gerektiğini düşünerek bu işe adım attım" şeklinde konuştu. Zeynep ayrıca, "İstanbul'un Avrupa'nın birçok yerinden ayrılmasının en önemli sebebi; bu zanaatların ve sanatların hala yaşıyor olmasıdır. O yüzden bu işe girmeye karar verdim. Her gün hata yaparak, müşterilerden öğrenerek bu işe girdim. Müşteriler sizin gibi ticari kaygılar taşımadığı için daha cesaretli olabiliyorlar. Onlardan ilham alarak bu günlere geldik" diye belirtti.

'Ucuza mâl etme ve hızlı tüketmeye karşıyız'

2011 yılından bu yana kendi ekibiyle ayakkabı ürettiğini söyleyen Zeynep, "Kendi koleksiyonumuzun yanı sıra ısmarlama ürünlerde çıkarıyoruz. Ismarlamanın hem zor hem de besleyici yönü var. Çünkü müşteriyle iletişim size de çok şey katıyor. İnsanların beklentileri, hayalleri aynı zamanda onlara da çok şey katıyor" dedi. Müşterilerin kullanacakları bir ürünün her detayına karar verirken sadece tüketim yapmamış olduklarını dile getiren Zeynep, "Kendilerinden bir şeyler katarak üretimde sorumluluk sahibi oluyorlar. Bir şeyin nasıl üretildiğine ucundan da olsa tanık oluyorlar. Bu ucuza mal etme ve hızlı tüketme anlayışıyla çatışan bir durum. Tabi ki herkes aynı değil kimisi yine daha hızlı tüketme peşinde" şeklinde ifade etti.

'Üretimin bütün alanları erkek egemen'

Üretimin bütün alanlarının erkek egemen bir zihniyet taşıdığını, emeğin ve üretimin erkeklerin tekelinde olduğunu belirten Zeynep " Bu yüzden ayakkabıcılığın daha farklı olmasını beklemiyorum. Bugün akademi, hukuk da erkek egemen. Erkek egemen olmasının nedeni nispeten güce dayalı. Yani kas gücüyle ortaya çıkan üretimden bahsedince kadınlar fizyolojik durumlardan ötürü evlerine sıkıştı" dedi. Zeynep işinin çok zevkli ancak bir o kadar da yorucu olduğuna işaret ederek,"Bu işin saati yok ve toksitli bir ortam. Belki de kadınlar bütün bu döngüyü, hayatı hazırlarken bu tür işlerde yer alamıyorlar çünkü düzensizlik sorunu söz konusu. Bazen sipariş geliyor ve sabahlara kadar çalışmak gerekiyor ve ondan sonra belki iki ay çalışamıyoruz. Kadınlar daha çok döngüyle, düzenin var olmasını ve her şeyin ilerlemesini sağladıkları için böyle işler hayatlarını sürdürmeleri açısından zorluk çıkartıyor" diye kaydetti.

Kendisi gibi üretim yapan kadınların az da olsa var olduğuna vurgu yapan Zeynep, "Denizli'de bir köyde bu işi yapanlar var. Bu köy tamamıyla ayakkabıcılıkla kendini geçindiriyormuş. O köyde bu aile mesleği ve orada tabi ki annelerde, anneanneler de herkes gibi tezgâhının başında zanaatlarını sergiliyorlar" dedi. Zeynep sözlerinin devamında kadınların yaşamın her alanında üretime katılması ve el zanaatlarının yaşatılması gerektiğini söyledi.

(dek/dk)