Kadın emeğinin bir başka sömürüsü: Fason işçilik
09:02
Handan Tufan / JINHA
İZMİR - Emek sömürüsünün bir başka adı Fason işçilik yapan kadınlar, "İş başına aldığımız para sakız parası. Gözümüz kör olana kadar çalışıyoruz, aldığımız para ise çocuğu bile mutlu etmiyor. Ama bizim buna ihtiyacımız var. Ve işi verenler de bunun farkında" dedi.
Kadınlar sokakta, işte, evde yaşamın tüm alanında emek sömürüsü ile karşı karşıya. Emeğinin karşılığını alamayan kadınların verdiği emekte hiç bir zaman görünür olmuyor. Emek sömürüsünün başka bir boyutu ise 'Fason İşçilik' olarak karşımıza çıkıyor. Ev işleri çocuklar derken eve hapsolan kadınlar, fason işçilik yapıyor. Daha çok tekstil atölyelerinde yapılan ürünleri temizleme, yapa işleme işi yapan kadınların emeği de ciddi bir şekilde sömürülüyor.
'Adaletsizce davranıyorlar'
Fason işçilik yapan Fatma Önder, birçok işi yaptığını söyledi. Gelinliklere boncuk işlediğini anlatan Fatma, "Ben evden yürüyerek, gidip gelinliği alıyorum. Kocaman bir gelinliği 4 gün boyunca gece gündüz yapıyorum. Bunun karşılığı da 50 TL veriyorlar. İşi yaptığın süre boyunca ne çocuklara bakabiliyorum, nede ev işini yapabiliyorum. Bazen çocuğun kucağımda işleme yapıyorum. Mahallerde genellikle kadınlar bu işi yapar. Kadınlar ihtiyacı olduğu için yapıyor. İşverenler bunun farkında olduğu için, hak ettiğimiz ücreti de almıyoruz. Biz bunun farkındayız. Bize 50 TL veriyorlar. Ama onların aldığı 200 TL. Emek sömürü had safhada. İşleme kıyafetler genelde çok pahalı oluyor. Adaletsizce davranıyorlar. Emek sömürüyorlar. Hakkımızı vermiyorlar" diye belirtti.
'Ve işi verenler de bunun farkında'
Bir başka kadın Emine Akgün ise, "Biz verdiğimiz emeğinde, aldığımız paranın da farkındayız. Ama evimizden çıkamıyoruz. Bir taraftan çocuklar, diğer taraftan ev işleri derken eve hapsolmuş durumdayız. Eve iş geliyor. Onları yaparak bir taraftan para kazanmaya çalışıyoruz. Verdiğimiz emeğin karşılığını almıyoruz. Birçok iş geliyor. Aldığımız para iş başına değişiyor. Ama şunu söyleyeyim, iş başına aldığımız para sakız parası. Gözümüz kör olana kadar çalışıyoruz, ama aldığımız para çocuğu bile mutlu etmiyor. Ama bizim buna ihtiyacımız var. Ve işi verenler de bunun farkında. İmkanlar kısıtlıdır ama katlanıyoruz. Hiç yoktan iyidir diyoruz. Onlara fiyatın az olduğunu söylediğimizde 'Keyfiniz bilir. İşinize gelirse' karşılığını veriyorlar" şeklinde ifade etti.
'Yaşamımız bizim değil!'
Hanife Önder'de "Eve getiriyor. Bizde burada işliyoruz. İş başına ücret veriyorlardı. Mahalledeki bütün kadınlar yapıyor. Bize verdikleri ücret 35 TL. Gece gündüz onunla uğraşıyoruz. Yaptığımız emeğin karşılığı bu değil. Gecemizi gündüzümüze buna harcadığımız için, akşam evde yemekte olmuyor. Böyle olunca şiddet görüyoruz. Hem ev işi, hem çocuk çok zor oluyor. Yaşamımız bizim değil" dedi.
'Fason işçilik böyle bu işi bile bile yaparsın'
Hacire Tayboğan ise işlerini çocukları ile birlikte yaptığını söyledi. "Eve iş geliyordu, çocuklarım ile beraber yapıyorduk. Emeğimi karşılığını almıyorum. Fason işçilik zaten böyledir. Bu işi bile bile yaparsın. İhtiyacın olduğunu biliyorlar. Ona göre bu ücret veriliyor. Günlerce işi yapıyorum, iş başına 2-3 kuruş veriyorlar onunla ne yapabilirsin ki? Nasıl geçine bilirsin? Belimiz, gözümüz ağrıyor. Ben bazen uzanarak yapıyordum. En son bıraktım. Çünkü artık yapamıyordum. Sağlığımdan oldum" diye belirtti.
(dk)