Kadın emeği 'çeyrek altın' değeri taşıyor!
09:07
Özlem Çiçek/JINHA
İSTANBUL - "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması" kanununda değişiklikler yapılmasına ilişkin kabul edilen yasa tasarısını değerlendiren KEİG Koordinatörü Serap Güre, yapılacak değişiklikler için "Kadına dayatma olmadan kadınların karşısına çıkan eşitsizliklerin ciddiye alınarak çözüm üretilmesi gerekiyor. Esnek çalışma sistemiyle de kadının emeğinin değeri adeta kadın günlerinin sembolü olan "çeyrek altın" değerine eşitlenecek" dedi.
Toplum tarafından "Aile Paketi" olarak bilinen "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması" amacıyla bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının TBMM'de kabul edilmesiyle esnek çalışma sistemi yeniden tartışmalara konu oldu. Toplumsal cinsiyetteki emek eşitsizliğinin özellikle kadın ve erkek emeği üzerinden tanımlandığı nesnel gerçeklik koşullarında, kadın emeğinin karşılığı erkek emeğinin karşılığından daha az ödeniyor. Bu nedenle esnek çalışma sistemi ile kadının emeğinin değeri adeta kadın günlerinin sembolü olan ''çeyrek altın" değerine eşitlenecek. Biz de bu durumu Kadın Emeği ve İstihdam Girişimi Platformu (KEİG) Koordinatörü Serap Güre ile değerlendirdik.
'Yarı zamanlı sosyal haklar ve hiçleşen emek'
Kadın Emeği ve İstihdam Girişimi (KEİG) Platformu Koordinatörü Serap Güre, toplum nazarında Aile Paketi olarak bilinen yasa tasarısında değişiklikler yapılmasına değin kanun tasarısının kabul edilmesiyle birlikte yapılacak düzenlemelerin daha çok kadının iş ve ev hayatına yansıyacağını söyledi. Yapılmak istenenin devletin daha çok kadının iş ve aile hayatını uyumlu hale getirmek olduğunu belirten Serap, bu durumun kadının sosyal haklarında kısıtlamalar doğurabileceği değerlendirmesinde bulundu. Esnek çalışma saatleri, yarım gün izin düzenlemelerinin aynı zamanda yarım maaş ve yarım gün sigorta uygulamasının da önünü açtığını ifade eden Serap, "Bu duruma kadının kariyer yapması mümkün olmayacak ancak vasıfsız işlerde çalışabilecek. Vasıflı işte çalışsa dahi hiçbir şekilde bu konuyu gündeme getiremeyecek" ifadelerini kullandı. Serap, kadının emeklilik hakkının da kaybolacağına değinerek kadının çalışma saatlerinin esnekleştirilmesiyle tam maaştan mahrum kalacağı ve emekliliğin de ortadan kaldırılacağını vurguladı. Serap, kadının esnek zamanlı çalışmasının nasıl emekliliğine yansıyacağını ise şu şekilde açıkladı: "Kadın emekli olabilmek için çalışmadığı zamanlar için ekstra para ödemek zorunda kalacak. Kadın kendi gelirinden mi ödeyecek ki geliri de yok nasıl ödesin."
'Devlet bütün düzenlemelerini kadının yaşam alanı üzerinden yapıyor'
Serap," Kadın iş hayatında da mutlu olmalı, geleceğe dair endişeleri olmamalı" diyerek yapılacak düzenlemelerin ne yönde olacağı bilinmese de yarım iş günü yarım sosyal haklar ve maaşla mutlu bir çalışma ortamının olamayacağını vurguladı. Kanunların ve kanun hükmündeki kararnamelerin özellikle kadının yaşam alanlarına çokça müdahale etmesi, devletin kadın üzerindeki politikalarının da yansımalarının somutlaşmış hali olduğunu söyleyen Serap, "Konu aile hayatını ve iş hayatını uyumsallaştırmak ise, tüm yasa ve yönetmeliklerin hem kadını hem de erkeği yani herkesi kapsayan şekilde olması lazım. Nedense iş ve ev hayatı düzenlemeleri daha çok kadının iş hayatı ve ev hayatının düzenlemesi oluyor" dedi.
Yapılan uygulamaların toplumsal cinsiyet gözetilerek yapıldığını söyleyen Serap, "Dayatma olmadan kadınların karşısına çıkan eşitsizliklerin ciddiye alınarak çözüm üretilmesi gerekiyor ve biz inanıyoruz ki kadınlar da erkekler kadar çalışma hayatında, eşit koşullarda her düzeyde çalışabilirler" diye belirtti. Yapılacak değişikliklerin daha çok kadının hem evde hem de işte daha çok sömürülmesinin ve emeğinin hiçleştirilmesinin önünü açacağı yönde endişelerinin olduğunu ifade eden Serap ayrıca, esnek zamanlı çalışma sisteminin işte sürekliliği ve istikrarı da etkilediğini vurguladı. Serap, bunun kadının kariyer yapmasında kadının önünde bir engel teşkil edeceğini söyledi.
'Çocuk bakmak kadının esas işi değildir'
"Artık teknoloji ve bilim gelişti. Kadın ve erkek birlikte her şeyi yapabilir. Hiçbir şekilde kadının esas işinin evde çocuk bakmak ve onu bir yere sıkıştırmak gibi bir hakkımız olmadığını düşünüyorum" diyen Serap, "Ben gençken de geçmiştekilerin hakları için mücadele ediyordum şimdi de gelecek kuşak için aynısını yapıyorum" diye kaydetti. Serap, konunun kadın çalışma alanındaki vahametini öne çıkararak meselenin herkesi bilhassa toplumun en çok kırılganlaştırılan kısmını oluşturan kadının hak ve özgürlüklerinin ciddiye alınarak olması gerektiğine dikkat çekerek özellikle kadının sosyal hakları gözetilerek kadının her türlü çalışma hakkının geçiştirilmeden mevzuatın, yasaların hazırlanması gerektiğine vurgu yaptı.
(dek/dk)