Tekoşin Tekin/JINHA

AMED - Eğitim alanında okul yöneticileri öncülüğünde kadın eğitimcilere dönük mobbingin arttığını söyleyen Eğitim-Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eş Başkanı Arin Zümrüt, eğitim ve bilim emekçisi kadınların neredeyse yarısının cinsiyetlerinden dolayı psikolojik şiddete uğradığını söyledi. Arin, "Özellikle okul yöneticileri tarafından uygulanan psikolojik şiddet, kıyafetler ve yaşam tarzları ile ilgili olarak erkek şiddetinin bir uzantısıdır" dedi.

Devlet politikalarıyla kadın bedeni üzerinden yürütülen eril sistem işleyişinin en açık şekilde görüldüğü alanlardan biri de eğitim alanı. Cinsel taciz ve psikolojik şiddetle beraber eğitim alanında artan mobbingi değerlendiren Eğitim-Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eş Başkanı Arin Zümrüt, var olan eril sistem içerisinde kadının ikincil sınıfa düşürülmeye çalışıldığını belirterek, devletin özellikle ilkokul ders kitaplarında eril politikalarını rahat bir şekilde sürdürerek kadını hiçleştirmeye devam ettiğini kaydetti.

'Psikolojik şiddet uygulayanların yarısı okul idarecisi'

Eğitim-Sen kadın sekreterliği olarak Mayıs ayında mobbingin yaygınlaşması üzerine anket çalışması yaptıklarını belirten Arin, eğitimci kadınların yüzde 50'sinin mobbingge uğradığının sonucuna vardıklarını söyledi. Arin, eğitim ve bilim emekçisi kadınların neredeyse yarısının cinsiyetinden dolayı psikolojik şiddete uğradığını belirterek, "En sık rastlanan psikolojik şiddetin kıyafetler ve yaşam tarzları ile ilgili olduğunu gördük. Psikolojik şiddet uygulayanların yarısının okul idarecileri olduğu ortaya çıktı. Kadınlara yönelik cinsel tacizin yaygın şekilde okullarda görüldüğünü gördük. En sık rastlanan taciz davranışlarının gözle taciz, cinsel içerikli şakalar ve yorumlar olduğu anket sonuçlarında ortaya çıktı" dedi.

'Haklarımızı bilmemiz, mücadeleyi arttıracaktır'

Son zamanlarda artan mobbinglerin devlet atamalarıyla ilgisi olduğunu belirten Arin, "Okullarda yönetici atamalarını AKP kendi tekeline aldığı için, sadece belirli listelere göre düzenlemeler yapılıyor. Bu nedenle seçilen kişilerin kadına bakış açısı problemli oluyor. Okul ve üniversite yöneticileri kadınların da ayrıca mobbinge uğraması önemli bir nokta" dedi. Arin, mobbinge karşı çıkmak için her eğitimcinin haklarını bilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Sendikalı kadınlar olarak uygulanan mobbinglere karşı bilinçlendirme broşürleri ve el kitapçıklarını hazırlayıp dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Kendi hakkımızı ne kadar çok bilirsek uygulanan haksızlığa baş kaldırabiliriz. Cinsiyetçi politikaları teşhir ederek gerekli durumlarda psikolojik destek alarak ve mutlaka gerekli mercilere başvurarak mobbingi ortadan kaldırabiliriz" dedi.

'Özgür düşünen irade sahibi bireylerden korkuyorlar'

Devletin kendi medyası aracılığıyla kız çocuklarına dönük baskı uygulamalarını en başından bu yana sürdürdüğünü ifade eden Arin, "Devlet kendi mekanizmalarını kullanarak cinsiyetçi yaklaşımlar sergiliyor. Bugün ders kitaplarında bu cinsiyetçi yaklaşımları çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Kız çocuklarına yönelik nasıl davranılması konusunda cinsiyetçi yazılar ve konuları görüyoruz. Biz bunlara karşı çıkarak çalışmalar yaparak tartışmalar yürütüyoruz" şeklinde konuştu. Arin, mobbing uygulamalar sonucunda devletin kendi tekelinde eğitimci oluşturmak istendiğini ifade ederek, "Devlet bizden itaat eden, tek bir kişinin iktidarı için yaşayan ve biat kültürüyle yetişmiş bireyler istiyor. Özgür düşünen irade sahibi bireylerden korkulduğu için mobbing uygulanıyor, çünkü baskı ve korkuyu hissettirdiğinde kişiler bastırılmaya çalışılıyorlar" dedi.

'Neslin şiddetten uzak ve barışçıl duygularla yetişmesi gerekiyor'

Arin, Türkiye eğitim sistemin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Bir iş yerinde başarılı olmak için kendi haklarını bilen, hakkını savunan ve uygulanan cinsiyetçi yaklaşımların farkında olup karşı çıkan her birey başarıya ulaşır. Eğitimciler olarak yeni bir nesil yetiştiriyoruz. Neslin şiddetten uzak ve barışçıl duygularla yetişmesi gerekiyor. Biz de genç neslin bu temelde ilerlemesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

(şa/zd)